EKSİK +18

4. Bölüm

Sabah uyandığımda üstüme sinen hislerin karmaşıklığı eşliğinde hazırlanıp iş yerime gittim. Dünün yorgunluğunu üstümden atamamıştım. Bugün kardeşimin nişanı vardı. Hala sikik bir şaka gibi geliyordu.  Kafam o kadar doluydu ki arabama ne zaman bindiğimi ya da ne ara iş yerine geldiğimi bile bilemiyordum.

Seri adımlarla holdingden içeri girdim ve asansöre bindim. Yönetim katında indiğimde onu gördüm. Adımlarım bir an duraksadı. Bakır rengi saçlarına çok yakışan ve vücudu ikinci bir deri gibi sarıp sarmayalayan zümrüt yeşili bir elbise giymişti. Dizlerinin üstünde biten boyu güzel bacaklarını sergiliyordu. Dalga dalga yaptığı saçları ise ince beline kadar iniyordu. O kadar güzeldi ki... seyirlik tablo gibiydi. Bıkmadan dakikalar boyunca onu izleyebilirdim. Bana doğru döndüğünde yüzünde sıcacık bir gülümseme oluştu. Kalbimde oluşan sıkışıklık yüzünden kaşlarım çatıldı. Bir kadına bu kadar tepki vermek anlayamadığım bir durumdu.

"Günaydın Barın Bey," dediğinde, gülümsemeye çalıştım. Gözlerimi Benan'ın güzel gözlerinden ayıramıyordum.  İşin tuhaf yanı Benan'ın da gözlerimin içine bakıyor oluşuydu. Koyu kahverengi gözlerime gözlerini kırpmadan baktı.  Acaba.... o da benden etkileniyor olabilir miydi? Silinen gülümsemesi ve gözlerindeki koyuluk aradığım sorunun cevabını taşıyor olabilirdi.

Benan gözlerini çekip üstünü düzeltti. Bunu oyalanmak için yapmıştı. Ona doğru yaklaştım. Kokusunu içime çektikten sonra boğazımı temizleyip günün çalışma planını sordu dünyasına giriş yaptım. Benan bana programımı anlatınca öğleden sonra işten çıkıp, İlkin'in nişanı için kuaföre gitmek için izin istedi.

"Akşam nişana Deniz'i de getireceksin değil mi?"

Tereddütlü bir ifadeyle "Bilmiyorum açıkçası," dedi.

"Bizimkiler çok merak ediyorlar. Hem ben de özledim. Getirirsen sevinirim." Deniz'i gerçekten özlemiştim.

Benan tebessüm ederek başını olumlu anlamda salladı. "Peki Barın Bey, getiririm."

Günün geçen zamanında yoğunluğum akşama doğru bitti. Tüm yorgunluğuma rağmen ruhen dinçtim. Günün iş kısmını  ardımda bırakırken eve geçip üstümü değiştirdim. Her şey bir yana yakın arkadaşım sevdiği kıza kavuşacaktı. Biraz zoraki bir evlilikti. Ama nedense ikisinin de bu durumda pek de şikayetleri yoktu. İlkin istemediği bir şeyi yapmazdı. Kardeşimi tanırdım. Belki o da artık Fatih'e olan hislerini kabul etmeye başlamıştır. Evden çıktığımda nişan merasimi için babamların evine geçtim.

Ben, babam ve Uğur hazır bir şekilde salonda oturuyorken nihayet kapı çaldı ve içeri en önde annem, ardından İlkin ve en son ise gözlerime bir ışık misali süzüp aydınlatan Benan girdi. Ona bakarken, içimdeki hisler eksik taş parçaları gibi yerine oturuyordu. Kabul etmekten korksam da ona çekiliyordum. Öyle hızla oluyordu ki durduramıyordum. Yüzündeki gülümseme içimdeki hisleri büyütüyordu   Bana, benliğime olan bu değişimler tamamen benden ayrık işliyor gibiydi. Bir müsaade, bir düşünme yoktu bu duygularda. Bu olanlar o kadar ani o kadar benliğimin içindeydiler ki mantık işin içine girerse sanki o tertemiz duygular kirlenecek gibiydi.

Gözlerim bedenimde gezindi. Lacivert ince askılı saten bir elbise giymişti. Degaje yaka elbisesi maxi boydu. Beyaz teni ışıl ışıl duruyordu. Saçlarını bu defa düzleştirmişti. Güzel gözlerini ortaya çıkaran makyajı dolgun dudaklarındaki ruju... Her şeyiyle nefes kesiciydi. Bakmaya doyamadığım bir manzaraydı.

Merhabalaşma kısmından sonra herkes koltuklara otururken, nişan öncesi sohbet başlamıştı. Bense sohbet dışında her şeye dikkat ediyordum. Annem de babam da Benan'la kızlarıymış gibi konuşuyorlardı, bu beni nedensizce sevindirdi. Benan'ın etrafının kalabalık olması hoşuma gidiyordu. Kendini yalnız hissetmesini istemiyordum. Annem konuyu Deniz'e getirdiğinde yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Sadece Benan değil Deniz'i düşünmek de tuhaf hislerle dolduruyordu göğsümü. Bizimkiler büyük bir merakla onu dinlerken, anlayamadığım bir şekilde babam benimle göz göze geldi.  Çok yoğun baktığı için bakışlarımı kaçırdım. Babam tam bir kurttu. Gözünden hiçbir şey kaçmıyordu. Benan'ı izlerken biraz daha dikkatli olmalıydım.