EKSİK +18

9. Bölüm

"Alo, nerdesin güzelim?"

"Trafikteyim sevgilim, markete de uğrayıp öyle geleceğim eve."

"Deniz'le seni bekliyoruz aklın burada kalmasın," dedim gülümseyerek. Deniz adını duyunca sesler çıkarmaya başladı. Eğilip Hatice teyzenin kucağındaki Deniz'in yanağını öptüm. Günden güne bağlanıyordum bu çocuğa. Sadece annesi değil kendisi de kalbimin sahibi olmuştu. Tam üç aydır Benan'la sevgiliydik. Hayatımın en güzel iki ayıydı. Artık ailelerimizden bunu gizlemiyorduk. İlkin Benan'ın korktuğu gibi bir tepki vermemiş hatta tersine çok mutlu olmuştu. Onun bu sevinci Benan'ı rahatlatıp mutlu etmişti. Öncesine göre daha sakindi.

Bu üç aylık süreçte mutluluğuma mutluluk katacak başka şeyler de olmuştu. Kız kardeşim İlkin, hamileydi. Dayı olacaktım. Fatih benim biricik dostumken yerini enişteliğe bırakmış şimdi ise yeğenimin babası olarak sahip olduğu sıfatlarını genişletmişti... İlkin fazla kırılgan olduğundan mıdır bilinmez ama anlaşılır davranışlar sergilediği  pek de söylenemezdi.  Aniden eşinin iş yerinde bayılan İlkin'i oraya iş için gittiğimizde görmüştük. Ardından hastaneye geldiğimizde ise dayı olacağımızı kardeşim Uğur'la birlikte öğrenmiştik. Sonra kız kardeşim kafa dinlemek için Yunanistan'a gideceğini söylemiş ve gerçekten de ertesi gün gitmişti.

Bir hafta kalacağı bu tatil, sadece dört gün sürmüştü. Babamın ani rahatsızlığından dolayı hemen geri gelmişti. Sonuç olarak evine, kocasına dönmüştü. Şimdiler de gördüğüm kadarıyla mutluydular. Bu da aradaki sorunlarını halletiklerini gösteriyordu. Benan'a her baktığımda ister istemez bir mukayese oluyordu aklımda. O kadar çok zor zaman geçirip, böylesine güçlü olması takdire şayandı. Benan, benim güçlü aşkım... Artık oğlum gibi gördüğüm Deniz de büyüyordu. Şimdilerde neredeyse sekiz aylık olacaktı. Emekliyor hatta koltuklara, sehpalara tutunarak ayağa bile kalkıyordu. Benim miniğim büyüdükçe bende onunla tattığım babalık duygusuyla büyüyordum...

"Sen Deniz'in yanındaysan zaten aklım kalmaz ki Barın." Sesindeki sıcaklık içimi sıcacık etmişti.Neyse trafik yavaş yavaş açılıyor görüşürüz bir saate."

"Görüşürüz yavrum."

Telefonu kapatıp Hatice teyzeye döndüm. Kollarındaki Deniz, çığlık atarcasına gülerek ellerini bana uzatıyordu. Hemen kollarımı açıp oğlumu kucağıma aldım. Minik parmaklarıyla  gömleğimin düğmeleriyle oynarken, bakışlarımı Hatice teyzeye yönelttim. Yüzündeki yumuşak tebessümle Denize bakıyordu.

"Eğer sadece doğurmakla ana olsaydı annelik duygusuyla yavrularını büyüten tüm kadınlara haksızlık olurdu. Aynı şey babalık içinde geçerli oğlum. Sadece babalık bir tohumdan olsaydı, senin gibilere çok çok fazla haksızlık olurdu Barın. Sana ve Deniz'e her baktığımda iyi insanlara olan inancım büyüyor inan. "

Hatice teyzenin söylediklerine yumuşak bir tebessümle karşılık verdim. Deniz'in biyolojik babası olmayı her şeyden çok isterdim. Ama onu büyürken izlemek bile bana yeterliydi. Az sonra Hatice teyze gitmiş, Deniz'le yalnız kalmıştık. Ben elimdeki ayıcığı yüzüme tutup, aniden çekip 'ce eee' diye her bağırdığımda evi inleyecek çığlıklarla gülüyordu. Onun yüzündeki güzel gülüşe ölürdüm ben ölür... O kadar tatlıydı ki, ne kadar bakarsam bakayım doymuyordum. 

Oynama faslına ara vermişken mutfağa gidip kuruyan boğazımı yumuşatması için bir bardak su içtim. Tam dönecektim ki aklıma Deniz'in de oyun oynarken susamış olma ihtimali geldi. Hemen mutfak tezgahının üstündeki suluğa yarıya kadar su doldurup, salona geçtim. Oturmuş yerdeki oyuncaklarla oynayan Deniz, beni görünce kocaman gülümsedi. Kollarını kaldırarak heyecanla ellerini çırpan miniğim aniden "Ba-ba, ba-ba, ba-ba" demeye başladı. Sol göğsümü yakan bu kelimeyi bilinçli mi yoksa öylesine mi söylüyordu bilemedim. Yönümü koltuğun arka tarafına doğru çevirdiğimde duyduğum ağlama sesiyle hemen döndüm. Dudaklarını büzerek ağlayan Deniz kollarını kaldırıp "ba-ba, ba-ba" dedi tekrar. Bana diyordu. Adımlarım ona doğru yol alırken aklıma bu anı ölümsüzleştirmek geldi. Cebimdeki telefonumu çıkarıp, video çekmeye başladım. Oğluma doğru attığım her adımda daha da heyecanlı ve gülümseyen yüzüyle bana baba diyordu.