𝐀𝐌𝐁𝐈𝐓𝐈𝐎𝐍 - Jjk+Myg

22

Y/N: Pek sık bölüm atamadığım için üzgünüm. Sınav haftasındayız. Fic ile ilgili geri bildirim yaparsanız bölümleri daha çabuk atabilirim. Okunmadığını düşündüğümde çabuk atmaya uğraşmıyorum.

Araştırmalarımı doğrulayan fikirlerimi ise çürüten olaylar yaşıyordum. Bunca zaman yanımda bir omega ile yaşadığım bilgisinin şaşkınlığını üstümden tam olarak atamadan üstüne üstlük bir alfa olduğumu öğreniyordum. Bu iki tür hakkında şu ana kadar ürettiğim teoriler ve kanıtlarla yaşadıklarım uyuşacak mıydı ? Veya ben bu halde bir daha Jimin'in veyahut başka birinin yüzüne bakabilecek miydim ? Kesin tuhaf bir hareket sergilerdim. Ne bileyim hırlarım falan. En iyisi Jimin'i uzun bir süre görmemek diye düşünüyordum.

Yaklaşık beş dakikadır kendimi boy aynamın karşısında inceliyordum. Fakat dikkatimi çeken çok büyük oranda herhangi bir değişiklik göremiyordum. Yani belki gözümden kaçırdığım bir şeyler vardı ama çok büyük bir değişiklik olsa farkederdim öyle değil mi ? Belki de Yoongi'nin aksine bir hayvan melezi özellikleri göstermiyordum. Belki de bir kere daha bakmalıydım.

- Yoongi ? Aaa bir şey soracağım.

Yoongi küçük tüyden bir topaç gibi kıvrıldığı kanepeden sesimi duymasıyla başını kaldırmış ve parlak gözlerini bana dikmişti. Ben de o sırada meraklı gözlerle kendimi incelemeye devam ediyordum. Yoongi şüphelerime veya inkar edici sözlerime karşılık ısrarla bana bir alfa olduğumu söylüyordu. Eğer öyleysem mutlaka öyle olduğuma dair bir işaret ya da değişiklik olmalıydı bedenimde değil mi ?

- Alfa olduğumu, nereden biliyorsun ? Kokum falan mı var ? Ya da-

Ben cümlemi bitirmeye fırsat bulamadan yerinden kalkmış ve ellerini sırtına koyup gerindikten sonra yavaş adımlarla yanıma gelip aynadaki yansımamın yanında yerini almıştı. Zarif tüylü kuyruğu bacaklarına sürtünerek daireler çiziyor ve kulakları ortamda çıkan en ufak ses bile olsa geldiği yere doğru eğilip bükülerek dönüyordu. Hâlâ durup onun bu halini garipsediğimi inkar edemezdim. Gerçekten çok tuhaftı. Ve ilginç. Sanırım onun benim evcil kedim olduğu gerçeğine hiç alışamayacaktım.

- Şunu izle. Bu sadece bir tanesi.

Bunu dedikten sonra parmak ucunda dikilerek minik elleriyle yakamdan tutmuş ve başımı ona doğru eğerek burnumu boynuna gömmeme sebep olmuştu. Ona yaklaşmamla beraber anında sinüslerimin ve başımın tamamını ele geçiren o şekerli koku yüzünden sersemlediğimi hissetmiş ve hafif hafif görüşü keskinleşmeye başlayan gözlerimi kırpıştırmıştım. Sanki bana bir çeşit ayıltıcı kimyasal koklatılmış gibiydi.

- Şimdi aynaya bak.

Dediğini yaptım ve başımı ondan çekip gözlerimi karşımdaki yansımaya çevirdim. Daha sonra ise şaşkınlıktan gözlerimin irileşmesine sebep olamayarak hızlıca aynaya yaklaştım ve gördüğüm şeyi hayret içinde daha yakından ve dikkatlice incelemeye koyuldum. Gözbebeklerim normalde sahip olduğu yuvarlak şeklinden çıkmış ve üst kısımlarından sivrileşerek adeta bir çizgiye dönüşmüştü. Bunlarla tıpkı bir sürüngene benziyordum. Bu hem korkunç hem de aynı zamanda inanılmazdı.

- Aman tanrım bu nasıl-

- Kokum alfa yönünü dışarı çıkarmaya yardımcı oluyor. Ne zaman yakınına gelsem gözlerin kararıyor değil mi ?

Yüzümde hafif şaşkın bir ifadeyle başımı onu onayladığımı belli eder bir şekilde salladım. İç kısmı sivrileşmiş gözlerime şok içinde bakmaktan hâlâ kendimi alamıyordum. Daha önce hiç böyle bir şey yapabildiğime, daha doğrusu hiçbir insanın böyle bir şey yapabildiğine tanık olmamıştım. Kafamda daha fazla meraklı soruyla dönüp Yoongi'ye baktım.

- Başka yapabildiğim bir şey var mı ? Ya da alfa olduğumu belli eden bir şey ? Lütfen hiçbir şey gizleme bu çok önemli biliyorsun.

Gözlerini hafifçe kıstı ve tırnaklarını dişlerinin arasında tıkırdatırken durup bir süre bana baktı. Daha sonra ise bir anda aklına çok önemli bir şey gelmiş gibi gözlerini irileştirerek ellerini hafifçe çırptı. Ben de o sırada dudaklarımı kemirerek merakla ne söyleyeceğini merakla bekliyordum.

- Omurganın üstünde bir simge var. Tüm alfalarda olan bir şey. Sana göstereyim.

- Omurgamın üstünde bir simge mi var ?

Kaşlarımı şüpheli bir ifadeyle çattım ve aynaya geri döndüm. Çünkü hiç böyle bir şey hatırlamıyordum. Ben yansımamla bakışırken Yoongi birkaç salise içinde arkamda bitivermiş ve küçük bir çocuk gibi tişörtümün paçalarını eliyle aşağı çekiştirmişti. Sanırsam üstümdekini çıkarmamı istiyordu. Şüpheli bir ifadeyle üstümdeki tişörtü alt kısmından birazcık sıyırdım.

- Nerede ?

- Bak şurada. Aynaya bak.

Sıyırdığım yeri eliyle işaret etti ve daha sonra da aynayı bana doğru çevirdi. Biraz uğraştırıcı olsa da en sonunda bana göstermeye çalıştığı küçük şeyi görebilmiştim. Ancak çok dikkatli bakıldığında belli olacaktı ki omurgamın üstünde küçük, içi boş bir üçgen simgesi vardı. O kadar düzgün ve ölçülü bir haldeydi ki neredeyse biri tarafından damga basılarak yapıldığını düşünecektim.

- Bunu daha önce hiç görmemiştim. Ne zamandır orada acaba ?

- Gerçekten hiç görmedin mi ? Muhtemelen sen doğduğundan beri oradadır. Doğum lekesi gibi bir şey o bizim türümüz için.

- Peki ne işe yarıyor tam olarak ?

- O alfa türü içerisinde tanınmanı sağlar. Çünkü tüm alfalar birbirinin aynısı değildir. Kimi benim gibi uysal hayvan melezidir kimi koruyucudur kimi ise saldırgandır. Bu bedeninde bulunan simgeler senin hangi gruba dahil olduğunu gösterir.

Bu cümleleri kurarken parmağını küçük üçgenin üzerinde gezdiriyordu. Bu hareketten dolayı ensemdeki küçük tüylerin diken diken olmaya başladığını hissedebiliyordum. Dokunuşları beni nedenini bilmediğim farklı bir yönde etkiliyordu ve bu da tuhaftı.

- Ben hangi türe dahilim peki ?

- Bu bir üçgen. Simgeler sadece üçlü çizgi ve daireden oluşur. Daha önce hiç üçgen görmemiştim. Ne demek olduğunu bilmiyorum.