2 hafta sonra
Seul'a taşınalı 2 hafta olmuştu. Ev arkadaşlarımla gayet iyi anlaşıyorduk. Hatta kardeş gibi yakındık. En çokta Taehyung ile anlaşıyordum. Namjoon ise bu aralar bana soğuk davranıyordu. Ne zaman Taehyung ile yakınlaşsam bana kötü kötü bakıyordu. Bu hareketlerini anlamıyordum (Y/N:salak bu çocuk valla salak).
Daha fazla yatakta boş boş düşünmeyi bırakıp ayağa kalktım. Yüzümü yıkamak için banyoya girmiştim. Nedense bir yerden şırıl şırıl su sesi geliyordu. Başımı kaldırıp aynaya baktığımda arkada duş alan Namjoonu gördüm. Şaşkınlık içinde bakarken gözlerimiz kesişti ve bana göz kırptı. Bana öyle bakma.
Jk=Şey üzgünüm. S-senin içerde o-olduğunu bilmiyordum.
Nj=Sorun değil. İstersen gel birlikte yapalım. (Y/N:Ceykey domates olma yolunda ilerliyor)
Jk=....
Nj=Sadece şakaydı. *banyodan çıkmış ve havluya belini sararak* Benim işim bitti. Sana kolay gelsin.
Kapıyı hafifçe kapatarak beni banyoda yalnız başıma bıraktı. Bende bir kaç dakika sonra çıktım. Yavaş adımlarla mutfağa yol aldım.(Y/N:Bu arada amerikan mutfak yani salon ile mutfak birleşik) Bu tavşan acıktı. Karnımdan gelen savaş sesleri beni rahatsız etmişti. Buzdolabı kapağını açtım ve bir süre dolabı izledim. En büyük hobilerimden biri buzdolabını izlemektir bu arada. İzlemeyi bırakıp hayatımın aşkını çıkardım. Çilek reçeli is my life. Reçelin tadına bakınca öldüğümü ve cennete gittiğimi sandım. BU MÜKEMMEL. Reçel ile aşk yaşarken Namjoonun içeri girdiğini fark ettim.
Bana öyle güzel baktı ki...
Nj=Reçeli çocukluğundan beri çok seviyorsun. Bazen reçeli benden çok sevdiğini düşünüyorum.
O konuşurken hala yiyordum.
Nj=Tadına bakabilir miyim?
Ekmeğe sürüp ona uzattım. O ekmeği yemek yerine başka bir şey yaptı...
REÇEL BULAŞMIŞ DUDAKLARIMI ÖPTÜ.