12. bölüm- Max'in konuşması

25 1 0
                                    

Adaya geldiklerinden sonra, Zeus delirmeye başladı.
Yemek yemeden yatıyor, kimseyle konuşmuyordu. Uyurken oğlu'nun adını sayıklıyordu. Uyandığında da kedilere ne yapacağını, nasıl derilerini yüzeceğinden bahsedip duruyordu. Pekala, neyeski Gece'ye kızgın gözükmüyordu.
Bunlardan daha kötü olan, köpekler ondan etkileniyordu. Sanki hepsinin hayatı Zeus'un seçimlerine bağlı gibiydi. Pekala, pek haksız sayılmazlardı. Köpekler sürü hayvanları ve yol gösterici bir lidere ihtiyaçları vardı. Max, bıkkınlıkla iç çekti. Gece kulaklarını havaya dikip ona baktı "hey, ne oldu? Sen de bozma moralini. Sana ihtiyacım var. Beni kurtardın" dedi. Max ona baktı. Birkaç saniye beynindeki çarkların dönmesini bekledi. Ah ha! "Gece, sen ne dedin?" Diye sordu. Gece tekrarladı "Sana ihtiyacım olduğunu söyledim. Hayatımı kurtardın. Planlın olmasaydı asla burda olamazdım." Diye havladı. Max'in moralı yerine gelmişti "evet! Planlarım, sana liderlik ettim! Şimdi niye bu köpeklere liderlik etmiyim?" Sevinçle uludu. "Ben gidip moral-konuşması yapacağım!" Diye bağırdı. Gece kafasını eğdi "aa, aslında bu pek-" Max çoktan gitmişti.
...
Max kayanın tepesine zorla tırmandı ve diğer köpekleri çağırdı "eehh, heyy! Herkes buraya baksın!" Dedi. Evet. Başardı. Tüm köpekler oraya döndü, yavaş yavaş kayanın altında toplandılar. Evet. Artık 18 yüz onu izliyordu. Max, herkesin geldiğine emin olunca, konuşmaya başladı "biliyorum. Lider değilim, Beta da değilim (korkuyla Rex'e baktı. Rex sakin gözüküyordu) ama, şimdi bir yol göstericiye ihtiyacınız varsa, buradayım." Köpeklerden ses çıkmadı. Max tek tek her köpeğın gözlerinin içine baktı. Oscar umutlanmış gözüküyordu. Mel ve Maria yan yanaydılar, kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Linda kuyruğunu kovalıyordu, acaba Max'i dinlemiş miydi? Venüs'ün yorgun gözlerindeki tepkiyi çozmek zordu, eşi için endişeleniyor olmalıydı. Thunder'ın güveninde eksiklik yoktu. Yavrular bir aradalardı, pek birşey anlamışa benzemiyorlardı. Sydey boynunda asılı duran örtüyü düzeltiyordu. Oliver her zamankı gibi şikayet etmeye hazır gözüküyordu. Ares Bella'nın yanında durmuş, onu korumaya hazır bir şekilde tek patisini köpeğın önüne koymuştu. Bella, her zamankı gibi güzeldi. Bembeyaz kürkü güneş altında parlıyordu. Zümrüt yeşili gözleri etkilenmiş gibiydi. Rex biraz öfkeli duruyordu, tabi bu her zamanki normal duruşu da olabilirdi. Ve, en kotüsü ise Mars'tı. Her zamankı kötü gülümsemesi dişlerini ortaya çıkarmıştı. Max'i çol fena aşşağı itwcek ve kendisi lider olacakmış gibi duruyordu, ya da aklından buna benzer planlar geçiyordu. En sonunda, Venüs konuştu "Zeus sana bu izni verdi mi?" Dedi. Olicer cıyakladı "hayır tabi ki! Lider olmaya hakkı yok! O her zaman kafasına göre-" "sus" diye böldü onu Mars. Kötücül fikrini şimdi açıklayacağı gibi kötü bir fikir çıktı Max'in zihninde. Mars devam etti "madem, yeni bir alfa olacak, bunu eski tarzda yapalım!" Eski tarz. Ah, olamaz diye düşündü Max. Eskiden ataları, yani kurtlar, alfayı seçmek için dövüşürmüş. Isteyen her zaman alfaya meydan okuyabilirmiş. Şuan Mars'ın yaptığı şey buydu. Meydan okuyordu, ve Max'in kabul etmek dışında bir şansı yoktu. Kayadan aşşağı atladı ve birinin onlara engel olmasını bekledi. Rex onu hayal kırıklığına uğratmadı "kimse yeni bir alfa olacanı söylemedi. Zeus hala hayatta..." dedi. Mars, hiç korkmuyor gibiydi "ahh, hadi ama! O yaşlı bunak artık bitti. Gitti, artık onu indirmenin zamanı!" Dedi. Venüs öne atıldı "birinci, kocama karşı böyle konuşma, ikinci, burada seni devirebilecek bir sürü köpek olduğunu sakın unutma" mars dişlerini sıktı, öfkeyle geri çekildi "peki, venüs" sonra Max'e döndü ve ağzını oynattı. Galba bir sonraki sefere demişti. Max, tam bir rahatlama nefesi çekecekti ki, venüs ona döndü "ve sen, Max. Durup dururken niye böyle bir konuşma yaptım bilmiyorum, ama madem öyle, gidip bunu Zeus'a anlatma şerefi kazandın" dedi. Max bunu şeref olarak bulmamıştı. Daha çok intihar gibiydi. Max yutkundu ve Zeus'un yattığı yere doğru yürümeye başladı.
...
Zeus bir palmiye ağıcının altındaydı. Kafasını patilerine dayamıştı ve çok halsiz gözüküyordu. Palmiye'in gölgesi onu serin tutuyordu ama aradan sızan güneş ışıkları da vardı tabi. Zeus onun geldiğini fark etmedi, ettiyse bile, tepki vermedi ki büyük ihtimalle etmişti. Birden kafasını ona döndürdü ve sanki zihnini okumuş gibi konuştu "yine ne yaptın, Max?" Max ayakta, yaşlı alfanın önünde hazır olda dimdik durdu. "Ahh, izin verirseniz?..." zeus onayladı "tamam, otur." Max oturdu. Daha rahat hissediyordu. Zeus acı acı güldü "zaten artık bie alfa sayılır mıyım?" Dedi kendine acıyarak. Sonra Max'e döndü "ne diyecektin?"

Hayatta Kalanlar-uzun yol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin