"İşte böyle, heran size saldırmaya gelebilirler!" Diye konuşmasını bitirdi Max. Ov, dostum. Diye düşündü. Konuşma yapmakta cidden iyi değilim. Kediler de pek etkilenmiş gözükmüyordu. Liderleri, Duman söze başladı "ehh, tamam. Ama biz bunu zaten biliyorduk"
"Ne?!" Max cidden şaşırmıştı "nasıl?"
"Siz bizim yerimizi bilmiyorsunuz diye biz de sizi mi bilmeyeceğiz? Siz aptal köpekler sahilin tam ortasına kuruldunuz. Biz de sizi izledik. Sizin saldırı yapacağınızı tahmin ettik ve tuzak hazırladık" dedi tombul ev kedisi. "Evet, Kraker haklı..." dedi turuncumsu sarman bir kedi.
Demek o tombul ev kedisinin adı Kraker'di. Hm, tamam.
"Tuzağımız var. Şu tepeleri görüyor musun? Buraya gelirken oradan geçmek zorundasınız. Ve biz yukarda pusuda bekleyeceğiz. Siz oradan geçerken, devasa taşlar fırlatıcaz. Siz köpeklerin kurtulmak için şansı olmayacak. Söylemek istediğim, bizi uyarmak yerine köpekleri uyarsan daha iyi olurdu..."
"Olurdu mu? Neden geçmiş zaman da söyledin? Neden 'olur', değil de 'olurdu'?" Dedi Max teleşla. Bu kedi onun tüylerini diken diken ediyordu. Tekie dişi konuştu "Çünkü zamanınız tükendi. Köpekleri tespit ettik ve birkaç dakikaya burada olurlar. Bizim gidip tepede yerlerimizi almamız lazım" dedi. Diğer kediler de bunu onayladıklarını göstererek kafalarını salladılar ve harakete geçtiler. Max buna izin veremezdi. Önlerine atladı. "Hayır! Bunu yapamazsınız. Başka bir yol olmalı... size 'kaçmak' denen yolu önerebilir miyim?"
Kediler ona baktılar. Max, bir an onların durup ciddi ciddi düďündüğünü sandı ama kediler ona bakıp tısladılar "Çekil önümüzden, Max." Dedi, Siyah-beyaz olan. "Geç kalacağız!" Diye miyavladı, tekir olan, endişeyle. "Hayır, gitmenize izin veremem. Hepsini öldüreceksiniz!" Dedi Max. "Ehh, afferin, fark eden son kişi sen oldun!" Diye alay etti kraker. Max'in adını ezberleyebildiği birkaç kediden biriydi. Ardından "Hem, biz öldürmezsek onlar bizi öldürecek!" Kraker haklıydı. Ama Max yine de buna izin veremezdi. Hala kaçmak taraftarıydı. "Üzgünüm Mia. Tüm köpekler aynı... kediler, saldırın!" Dedi Duman. Mia dehşetle olayları izledi. Daha yeni doğum yaptığı için müdahale edemiyordu. Max buna üzülmeli miydi? Eğer Mia, müdahale edebilseydi ona yardım mı ederdi yoksa saldırır mıydı? Bunları düşünecek zamanı yoktu. Her taraftan ona saldıran kedilerle uğrasmakla meşguldu. Ilk birkaç saniye dayandı ama kediler çok fazlaydı. Yere devrildi. Kedilerden bazıları onu geçip, kayaları itmeye giderken bazıları da kalıp onu engellemeye devam etti. Max'i bırakmayacaklardı. Öldüreceklerdi. Bundan emindi. Sonra, yanında ona dikilen yavruyu gördü. Karayavru dik dik ona bakıyordu, ama gözleri donuktu. Max daha önce fark etmediği bir şey fark etti. Yavru kördü. Kediler etrafını sardı. Işte, Oliver'ın kendini gösterdiği an o an oldu. Çalıların arasından fırladı, ve, kedilerle neredeyse aynı boyda olsa bile savaşmaya başladı. Bu, Max'e kendini toparlaması için zaman tanıdı. Oliver ona baktı, Max 'sağol' demek istercesine gülümsedi, ama Oliver'ın yüzündeki ifadeyi görünce hemen suratı asıldı. Oliver'ın gözleri öfkeyle yanıyordu. "Gidip diğerlerini uyar" dedi. Bunları derken, kedilerle savaşmaya devam ediyordu. Max'ten bile iyi dövüşüyordu. Sinir, dövüşme yeteneklerini geliştirmişti sanki. Max dikilik onu izlemeye devam etti. "ÇABUK!" diye bağırdı Oliver. Max, kendine geldi ve koşmaya başladı. Hayatında daha önce koşmadığı kadar hızlı koştu. En sonunda, minik sülietler gördü. Koşmaya devam ettikçe, büyüdüler ve köpek biçimini aldılar. Köpekler hırlıyordu. En önlerinde Zeuz vardı. Neyseki daha, kedilerin o taşları fırlatacakları, kanyon-benzeri yere gelmemişlerdi. Max de daha fazla ilerleyemedi yoksa, o yere giriş yapardı ve taşlar arasında ezilirdi. "Durun!" Diye bağırdı. Hepsi durup merakla ona baktı. Zeus homurdandı "Ne oldu Max?" Dedi. Sonra "sen gelmeyince endişelendik" dedi. Max, son cümlenin gerçek olmadığına emindi. Muntemelen, Zeus sadece öyle demesi gerektiğini hissetmişti ve öylece eklemişti. Max, istenmediğini hisseti. 'En azından daha kaya-bölgesine girmemişler' diye düşündü. Köpeklere ne diyeceğini düşünürken, tepelerin arkasında onları izleyen gözler fark etti. Kediler onu öldürmeye çalışmış olsalar da, onları ele vermek istemiyordu. "Eeee...?" Dedi Zeus. Bir açıklama istiyordu. Bir patisini ileri attı. Max, hemem bir şeyler uydurdu "bu yol, ehhh... sivri kayalarla kaplı. Basarsanız patileriniz kanar ve savaşamazsınız!" Dedi. Zeus, durumun ciddiyetini ölçmeye başladı. Tabi ki, Mars, Max'i dinlemedi. "Bizi oyalamaya çalışma seni-" sözü bir taşın yuvarlanma sesiyle bölündü. Dev gibi bir taş son hızla ona doğru gelmeye başladı. Kaçma şansı vardı ama donup kalmıştı. Taş, nasıl olsuysa harika hizzalanmıştı ve tam Mars'ın üzerine doğru geliyordu. Max ne yapacağını bilemedi... ardından, koşmaya başladı. Yetişebileceğinden emin değildi. Patilerini yapabileceği en hızlı şekilde oynattı. Taşın Mars'ı ezmesine biraz kala, kendini doberman'ın üstüne attı, ikisi birlikte kenara fırladılar. Mars, ona baktı. Pek minnettar gözükmüyordu. "Çek patilerini üzerimden, kırma." Dedi ve kendini ondan uzaklaştırdı. "Herkesi kendimi kurtaramayacağım hissine kaptırdın. Artık herkes beni zayıf sanıyor!" Diye söylendi. "Iyi de, iyi de ben senin hayatını kurtardım! Diye bağırdı Max. Gerçi, diğerlerinden uzaktaydılar ve diğerlerinden hiç biri onları görmüyordu. "O, o kayanın düşeceğini biliyor muydun?" Dedi Mars. "Evet..." diye onayladı Max "Kediler tuzak kurmuş. Şu tepedeki her bir taşın hizzasına geldiğimizde, yuvarlanmaya başlayacak ve... anladın"
Mars, bian düşünür gibi oldu. "Tamam... haydi dönelim." Dedi. Max, onun bu dost-canlısı tavrını garip bulmuştu 'her köpek değişebilir' diye düşündü. Tabi ki yanılmıştı.
Ikisi yan yana durduğu anda Mars Max'i itti. Max, bir sonraki kaya-bölgesine geldi ve kaya yuvarlanmaya başladı. Kalkmaya çalıştı ama düşünce patisini incitmişti. Bağırmaya başladı "hey! Yardım etsin biri bana!"
Köpekler, bu bağırışla oraya döndüler, Max'i gördüler. Ares, koşmaya başladı. Kardeşi Bella, korkuyla haykırdı "Ares!"
Çok geçti. Ares onu itti, ama kendi de gidemedi. Kaya üzerinden geçince, acıyla inledi. Tüm köpekler de, kaya-bölgelerini tetikleyerek oraya koştular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatta Kalanlar-uzun yol
Science FictionTüm karalar parçalanıyor. Geriye kalan son bir yer hariç. Insanlar bu kaçınılmaz sonu fark edemese de köpekler her şeyin farkında. Dünya tersine dönüyor. Kıyamet yaklaşıyor. Köpeklerin bir plan yapması, güvenli yere gitmesi ve en önemlisi de o yerde...