Köpeklerim hepsi aynı yere toplandı. Yaralılar bile. Hepsi yaklaşmakta olan devasa gemiyi izlediler. Gemi, kendi gemilerinden kesinlikle büyüktü, içine en az 40 köpek sığardı. Peki, içindekiler kimdi? Max burnunu havaya kaldırdı, gelenlerin kim olduğunu anlamaya çalıştı ama deniz ve metal kokusu bunu engelledi. Paslı metal kokusundan burnunu kırıştırdı, ve diğer tüm kopekler gibi gemiyi izlemeye döndü. Oscar, neşeyle havlamaya başladı "Kurtulduk! Insanlar, bunlar insan olmalı. Başka kim olacaklar?"
Yavaş yavaş, diğerleri de on katıldı. Uludular, neşeyle havladılar. Max, katılmamayı tercih etti. Şimdi, eski hayatlarına geri mi doneceklerdi? Insanlar buraya da evler mi yapacaktı? Yeni sahipler mi edineceklerdi? Mutluluğa ulaşmak bu kadar kolay olamazdı. Arkalarından gelen bir gülme sesi, Max'i doğruladı."Hahh, siz köpekler gerçekten- ahh, neyse. Cidden, onların insan olmasını çok isterdiniz. Değil mi? Ne yazık ki, değiller. Cidden, siz köpekleri sadece birkaç kediyle mi izleyeceğimizi düşündünüz? Biz kedilerin daha büyük planları var. Biz sadece keşif ekibiydik. Gemiye izleyici yerleştirdik ki, siz köpekler yolu bize gosterin. Şimdi, kedilere merhaba deyin!"
Duman, arkasında birkaç başka kediyle orda duruyordu. Mırlama sesleri duyuluyordu. Mutlulardı. Max hizla gemiye baktı, gemi durmuştu. Kısa bir sessizlik oldu. Köpekler bile konusmadı, affalamışlardı. Sessiz plajı kedilerin mırlamaları dolduruyordu. Ardından, gemiden kediler inmeye basladı. Onlarca kedi, belki 30 tanelerdi. Hepsi inince, beklediler. Iki taraf kayarak, ortada bir kediye yol verdiler. Sarı-beyaz renkli, oldukça büyük, heryeri yara dolu bir kedi ortaya çıktı. Gözlerini kısıp köpekleri inceledi. Ardından homurdarak Duman'a baktı "Bu da nedir? Beni köpeklerle mi karşılıyorsun? Sana onlardan kurtul demiştim." Diye söylendi.
"Ta-tabi..." dedi duman. Daha önceki kendinen emin halinden birazcık bile kalmamıştı. Utaniyordu, ve korkuyordu. Tedirgindi. Max nefesini tuttu ve olacakları izledi.
"Efendim." Dedi büyük kedi.
"Tabi, e-efendim" diye kekeledi duman.
Zeus, iki kedinin sözüne karıştı "Burada ne yaptığını sanıyorsun, Pine?" Diye havladı Zeus, sesindeki öfkeyi saklamaya çalışmıyordu.
"Ah, Zeus! Eski dostum. Sana olanları açıklamayı, Dumon yapmış olmalıydı-"
"Duman." Diye düzeltti, duman. Alınmış gözükmüyordu
"Her neyse, şimdi, geçmemize izin ver ve sorun çıkmasın. Sayıca azsınız ve yaralısınız da. Size bulaşmayacağız, zaten birkaç aya ölürsünüz. Yani, geçmemize izin ver." Dedi, adı pine olan kedi. Max 'Eski dost' sözüne takılmıştı.
Zeus, hırlamaya başladı, biraz düşündü. Kafasını döndürüp köpeklere baktı.
Boşuna savaşın kimseye yararı olmaz
Diye düşündü Max. Neyseki, Zeus da öyle düşünmüş olmalıydı. Kafasını öne eğdi ve köpeklere geri çekilmelerini işaret etti. Köpekler homurdanarak geri çekildiler ama ağızlarını açmadılar. Pine, kendini beğenmiş bir şekilde köpeklerin ortasındam geçti. Kuyruğunu sallıyor, acele etmiyordu. Diğer kediler de onu izlediler. Duman'ın yanına ulaştıklarında, duman onlara yolu gösterdi. Kısa süre içinde göz önünden uzaklaştılar, ormanın derinlerine daldılar. Mars, Zeus'a dondü "Şimdi ne yapacağız?" Zeus ona bakmadı, yavaşça yurüyüp yerine yattı. Mars, hafifçe hırladıktan sonra arkasını dönüp uzaklaştı. Kopekler de konuşa konuşa uzaklaştılar. Max, savaşın buyüyeceğini anlamıştı, derhal durması gerekiyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatta Kalanlar-uzun yol
कल्पित विज्ञानTüm karalar parçalanıyor. Geriye kalan son bir yer hariç. Insanlar bu kaçınılmaz sonu fark edemese de köpekler her şeyin farkında. Dünya tersine dönüyor. Kıyamet yaklaşıyor. Köpeklerin bir plan yapması, güvenli yere gitmesi ve en önemlisi de o yerde...