23 Hüzünlü Yıl

101 3 0
                                    

7 EKİM 2008

Bu kocaman, eski ev ilk yapıldığında, tavandaki kocaman pencereyi yaptırması için babama yalvarmıştım. O zamanlar ev halkına saçma gelmişti. Ama babam beni kıramazdı. Ben yıldızlara ve aya aşık, on yedi yaşında bir genç kızdım. Ayı göremeden uyuduğum geceler içime karanlık dolar, onu gördüğümde içim de gökyüzü gibi aydınlanırdı. Her yıldızı çok iyi tanırdım. İsimlerini bilir, hatta itiraf edeyim, bazen onlarla konuşurdum. Dertlerimi, sevinçlerimi paylaşırdım. Pencere tam yatağımın üzerindeydi. Oraya yattığımda kendimi gökyüzünün prensesi gibi hissederdim. Kendimi her zaman yıldızlar gibi parlayan elbisemin içinde, upuzun siyah saçlarımla hayal ederdim. Büyükannem ben beş yaşındayken öldü. Adımın 'Selene' olmasını o istemişti. Ay tanrıçası. Öldüğü gece, göyüzünün yas tutar gibi simsiyah olduğunu hatırlıyorum. Ne ay gelmişti, ne de yıldızlar. Sessizlik. Karanlık

Tam yirmi üç yıl geçti. On yedi yaşındaki heyecan dolu genç kız, kırk yaşındaki hüzün dolu kadına dönüştü. Ama hala aynı pencerenin altınta, gökyüzünün en yakışıklı adamıyla dans ediyorum.

İşte benim gökyüzü anılarım...

GECENİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin