3. Bölüm

12.2K 848 45
                                    

Büyük balo salonunda hafif klasik müzik eşliğinde sohbet eden insanların uğultusu son hız devam ederken Luca ortada dönen sohbetten sıkılmış bir biçimde içkisini kuruyan dudaklarına götürdü. Soğuk içki boğazından aşağıya doğru kayarken üzerinde olan hayranlık dolu gözler umrunda bile değildi. Onun aradığı başkaydı ve hâlâ gelmesini bekliyordu.

"Senin ki geldi dostum."

Hemen çaprazındaki adamın yanındaki arkadaşını dürterek bir yeri göstermesi ile içkisini dudaklarından çekip o tarafa döndü. İçeri Jack denen adamın kolunda giren kadını gördüğünde tüm gece yeminliymiş gibi kıpırdamayan dudakları kıvrıldı. Beyazlar içinde tıpkı bir melek gibi görünüyordu. Aralarında metreler dâhi olsa gözlerindeki ürkekliği fark edebiliyordu Luca.

" Bu kadına deli oluyorum. Bu gece bir fırsatını bulup konuşmalıyım."

Luca' nın bir kaşı tehditkâr bir şekilde havaya kalkarken bakışlarını masasına yerleşen kadından çekip konuşan adama döndü. Deli olmak? Gerçekten mi? Canına susamış olmalıydı.

Boğazını sesli bir şekilde temizlediğinde onun hedefindeki bakışlar kendisine yöneldi. Böyle daha iyiydi, hem sinirleri için hem de konuşanların can sağlığı için.

"Ben gitmek istiyorum." dedi Eva, Jack' e bakmadan. Eğer bakarsa tırnaklarını o yakışıklı suratına geçirebilirdi.

Jack masadakilere gülüp, gülüşünü bozmadan Eva' ya eğildi. "Saçmalama, daha yeni geldik. Şimdi kalkıp gidersek çok dikkat çekeriz."

"Umrumda değil Jack."

"Tanrım! Eva, beni öldürmek mi istiyorsun?"

" Nereden anladın? Bunu eve saklıyorum merak etme."

Jack derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladı. "Eva, yapamayız. En azından şu Luca denen adamla görüşmeden gidemeyiz."

"Onunla görüşmek istemiyorum." dedi Eva çocuksu ses tonu ile.

"O adamla iş yapıyoruz, biraz mantıklı düşün lütfen."

"İşi iptal et." dedi kararlı bir sesle. Kesinlikle yapmalıydı bunu, böylece bir daha karşılaşmamış olurlardı.

"Ağh! Eva! Lütfen yapma. İmzalar çoktan atıldı. Böyle bir işi iptal etmek demek, iflas bayrağını çekmek demek."

" Lanet olsun Jack." diyerek oturduğu yerde inledi. Eve dönünce kesinlikle Jack' i öldürecekti, hatta havuzda boğacaktı. O dövmelerini de derisinden yüzecekti.

" Sadece eğlenmeye çalış, canını sıkacak hiçbir şey yok."

"Sen öyle san" diye ağzında geveledi Eva. Bakışları o masaya bir kez daha döndüğünde direk gözlerinin içine bakan keskin bakışlarla karşılaştı. Bu adamın bakışları onu rahatsız ediyordu, sanki bedeni geriye çekiliyor ve onun önünde sadece paramparça olmuş ruhu ile kalıyordu. Bu kadar derin bakışlar Eva için ürkütücüydü.

Kısa bir süre daha onu intihara sürükleyecek boğucu konuşmalara katlanan Eva bir kez daha Jack' in koluna dokundu. "Gidelim artık, nefes alamıyorum burada." Sevmiyordu kalabalık ortamları.

Jack, Eva' nın yeterince zorlandığını anladığından kabul etti bu teklifi. "Peki, şu adama görünüp çıkalım." dedi kalkmaya hazırlanırken.

Eva, Jack ile birlikte ayağa kalktığında çeşitli noktalardaki bakışlar onlara dönmüştü. "Ben gelmesem." dedi şansını bir kez daha deneyerek.

"Olmaz Eva, sen şirket sahibisin. Hadi gidelim, kısa sürecek söz veriyorum." dedi Jack elini onun sırtına atıp cesaretlendirirken.

Eva kabullenmiş bir şekilde Jack' e ayak uydurdu. Selam verip çıkacaklardı ve bir daha görüşmeyeceklerdi. "Peki"

EVA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin