Gençler Hasan'ı istedikleri hale getirmişlerdi. Artık her şey hazırdı ve yola koyulabilirlerdi ancak yola koyulmadan önce Hasan eşiyle konuşmak için odasına gitmiştir. Gençler Hasan'ı dışarıda beklerken kahvehanedeki o sert adam gençlere rahatsız edici şekilde bakıyordu. Adamın bakışlarından iyice rahatsız olan Onurkan adama seslenir.
"MERAK ETME İŞİ KABUL ETTİ, BUNDAN SONRA BİZİ GÖRMEYECEKSİN İŞİNE BAKABİLİRSİN."
Sert görünümlü adam gülümsemeye başlar ve yavaş yavaş yerini kahkaları alır.
"GİDİCEZ DEDİM YA DAHA NE GÜLÜYORSUN."
"ONA GÜLMÜYORUM SİZİ BİR DAHA GÖRMEYECEĞİMİ ZATEN BİLİYORUM ONA GÜLÜYORUM."
Adamın kahkalarına tüm kahvehane eşlik etmeye başlar. Bu durum gençleri içten içe baya rahatsız etmeye başlamıştır. Tam o sırada Hasan dışarı çıkar.
"Ben hazırım artık gidebiliriz."
Kahvehaneden Hasan'ın halini gören Murat Hasan'a laf atmaya başlar.
"HASAN BU NE HAL LAN NE YAPTILAR OLUM SANA YÜZÜNÜ MÜ YAKTILAR."
Adamın kahkası her geçen dakika daha da artmaya başlamış ve Hasan bu duruma çok sinirlenmişti.
"KESİN LAN GÜLMEYİ! BANA BAKIN LAN EĞER Kİ BİR KİŞİ GÜLMEYR DEVAM EDERSE YEMİN OLSUN ORAYA GELİP ONUN...!"
"Tamam sakin olun kavgayla, tehditle onları adam edemezsiniz şu hallerine baksanıza ne kadar uyarırsanız uyarın buna devam edecekler."
"Haklısın bu şerefsizler adam olmaz. Senin ismin neydi de bakim hele?"
"Onurkan."
"Onurkan güzel isimmiş değişik bi isim, bu grubun lideri sen misin Onurkan?"
"Bizim grubumuzun bi lideri yok ama en büyüklerini soruyorsanız evet benim."
"Tamamdır Onurkan bunu unutmiycam."
Hasan'ın bu tepkileri Onurkan'ı birazcık şaşırtmıştı ama yinede bir şey demedi ve Hasan ile birlikte ormana gitmek için arbaya bindiler ve arabanın içinde vakit geçirmek için uzun bir konuşmaya başladılar.
"Hasan Bey siz bu ormanın tam olarak girişinin nerede olduğunu biliyor musunuz?"
"Elbette Onurkan zaten bizim köye çokta uzak değil. Onu bunu boşverinde deyin bakiyim hele bana siz ne videosu çekiceksiniz?"
"Biz fark ettik ki bu ormanda ki katil hikayesine inanan çok fazla kişi var."
"Evet biliyorum hatta bizim köydeki çoğu kişi de inanır o saçma hikayeye."
"He işte bizde dedik ki madem bu kadar kişi gerçek olduğuna inanıyor bu hikayenin videosunu çekip paylaşmıyoruz."
"Ee ne olucak ki siz bunu paylaşınca?"
"Bir sürü izlenme gelecek ve çok fazla para kazanacaz tabi ne olabilir başka."
"Seninle konuşmuyorum ben zırtapoz Onurkan'a sordum."
"Benim bir adım var değil mi zırtapoz da ne!"
"Alla alla adın neymiş peki?"
"Aslı."
"Tamam Aslı sen fazla konuşma. Ee Onurkan hangi kanala yükleyeceksiniz videoyu hangi kanalda izliycem kendi?"
"Abi biz youtuberız yani YouTube'a atıcaz videoyu."
"Ney tup ney tup?"
"YouTube abi YouTube yani internette video paylaşma platformu. Hiç duymadın mı?"
"He bildim bildim tamam haberlerde görmüştük şu Enes Matur mu Enes Çatur mu öyle biri vardı değil mi?"
"Evet abi Enes Batur şu an da YouTube'da ki en gereksiz kişi ve en yüksek aboneye sahip türk."
"Heee anladım çocuklarınızı uzak tutun ondan falan diyorlardı zaten haberlerde bende sevmem onu ki bizde ne internet ne de yutup mutup yok."
"Ne güzel be abi en iyisi çocuklar zehirlenmiyor yani desene."
"Çok şükür bizim buraya hiç bir zaman gelmedi internet mutlu mutlu yaşarız köydeki herkes birbirini tanır sever çocuklar oyun oynar vakitlerini o internet denen illetle harcamazlar çocukluklarını yaşarlar."
"Ohhh çok güzel valla bende çocukluğumu burada geçirmek isterdim ama alıştık bir kere kopamıyoruz."
"Bağımlısı olmuşsunuz siz internetin bağımlısı."
"Haklısın valla abi ne diyeyim. Ee nerede bu orman?"
"Geldik sayılır aracı şu ileride bir yerde bırakıp gerisini yürümemiz gerekecek."
"Çok yürüycek miyiz abi?"
"Yok yaa 5 dakika yürüycez en fazla, hem gençsiniz siz sizin için nir sorun olmaz."
"Peki arabayı bırakabileceğimiz bir yer var mı abi? Hani sonra arabaya bir şey olmasın da."
"Senin adın ne ne bakiyim?"
"Furkan abi."
"Korkma Furkan arabanı burada kimse yemez zaten buralarda da kimse yaşamaz buraya en yakın yer bizim köyümüz ordakiler de senin arabana dokunmaz bile bizde öyle birisi yoktur yani."
"Peki abi sen öyle diyorsan. Şu tarafta mı duralım?"
"Aynen burada dur şu tepeye yürüyecez."
Tepeye giden yol oludukça dik ve uzundur, gençler bu yolu yürümek istemezler ancak yapacak bir şeyleri olmadığı için arabayı bırakıp yürümeye başlarlar.
"Hasan abi bu ormanın girişinde insan cesetleri var deniyor onlar ne iş?"
"O cesetler buradaki hikayeden korksunlar diye yapılmış bir şey Onurkan'cım. Bak şu ileride ki köyü görüyor musun?"
Hasan eliyle tepenin öbür tarafında ki kendi köylerinden daha büyük köyü işaret eder.
"Evet abi görüyorum."
"He işte o köy bizim köyden çok daha büyük ve çok daha fazla oduna ihtiyacı olan bir köy. Bu ormanda tam onların aradığı tarzda bol ağaçlı bir orman. Bu yüzden bu ormana kimse gelemesin diye bu hikayeyi uydurup girişine insan maketleri koymaya başladılar."
"Hee aslında bütün bu hikayeyi oradaki köylüler mi uydurdu?"
"Aynen öyle şimdi gidince görürsün onların gerçek insan cesedi olmadığını."
"Tamam abi. Peki daha ne kadar var bu ormana."
"Az kaldı merak etme hemen şurayı çıkalım orada."
Gençler Hasan ile birlikte 10 dakika yürüdükten sonra artık tepeyi aşmışlardır ve oramanın girişine yaklaştıkşarını fark etmişlerdir. Biraz daha yürüdükten sonra gençler ve Hasan ormanın girişine gelmiş ve o sözü geçen insan cesetlerini ormanın girişindeki çitlere aslı halde görmüşlerdir.
"Abi bunların sahte olduklarına emin misin bunlar çok gerçekçi duruyor."
"Korkmayın bunlar sahte bak şimdi dokunucam."
Hasan gençleri ikna etmek için girişteki insan cesetlerine dokunur ve onları yere atar. Gençler onların gerçek olmadıklarını düşünüp birazcık rahatlamışlardır ve Hasan ile birlikte ormanın içine girmişlerdir. Ama kimse olucakların farkında bile değildir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPGRAS
HororBelgrat ormanının içinde ufak bir evde yaşayan fakir bir aile vardır. Elinden her iş gelmesine ve her yere başvurmasına rağmen işsiz kalan ancak kendisini ve ailesini geçindirmek için kendi eliyle yaptığı oyuncaklarını satarak para kazanmaya çalışa...