Who Is Mary Shelley King? ➸ ashton irwin ✔

1.

Sanırım lisenin ilk yılı herkes liseyle ilgili hayal kurup bunun heyecanını yaşıyordu. Ben o ara, yeni kurgumu yazmakla meşgulüm. Ve sanırım herkes lisenin son yılında herkes geleceğine dair planlar yapıyordu. Başarılı olanlar için kolej ve üniversite seçimi, hamile kalıp evlenecekler için düğün planlaması, tembel kabadayılar için araba ve çalışabilecekleri iş arayışı ile uğraşıyordu. Ben hala kurgularım üzerinde çalışıyordum. Üniversiteye gidememiştim, onun yerine gece eğitimleri veren bir kursa gidiyordum ama asla başarılı bir öğrenci olamadığım için annemlerin, marketteki işimden döndüğümde odama girip bilgisayarımın başına geçmemi ve hayali karakterlerim ile tartışmamı dert ettiğini sanmıyorum.

"Ah Luke'a bayılıyorum." Dedi en iyi arkadaşım.

Aslında Penelope Flamuer ile en iyi arkadaşlar sayılmazdık. Biz birbirimizin tek arkadaşıydık. Liseye kadar. Lisenin ikinci yazında Penelope 14 kilo vermiş, diş tellerini çıkarmış, saçlarını boyatmış ve afet olup çıkmıştı. Yine de insanlar onu görmezden gelmeye devam etmişti. Ama son yıl balo kraliçeliğine kadar yükselmişti. Aynı yıl neredeyse tüm takım kaptanları ile yatmış olmasından dolayı Cassie Cain Delirdi hikayemde ilk ölen sürtük için de esin kaynağı olmuştu.

"Bu grubu neden seviyorsun?" Dedim gözümü bilgisayar ekranından birkaç saniyeliğine çekip televizyona dönerken. "One Direction kadar iyi değiller bile."

"Daha iyiler. Ah Luke, evet."

"Lütfen mastürbasyon yapacaksan banyomu kullan," dedim ona tiksindiğimi belli edercesine bakarken.

Bana dil çıkarmakla yetindi ve televizyona döndü. Grup fena olmayan ve daha önce dinlediğim bir parçalarını çalarken psikopat Harry Styles'ım iki cinayet daha işledi. Penelope hayal gücümün ilk beş satırda bir tek boynuzlu kadar güzel, ama daha sonra ise Stephen King'in çocuk yamyamı It'i kadar korkunç olduğunu söylüyordu. Grup boş yaparak ve yeni albümlerini bol bol överek konuşmaya devam ederken konu birden ilgimi çekti.

"Ashton, bir sır söyleme sırası sende." Dedi cilveli sunucu kadın.

"Ah şey," dedi aralarında yakışıklı bulduğum ince sesli çocuk. "Pekala, kitap okumayı sevmem."

Seyirciler ve sunucu bir ağızdan şaşırırken cıkladım ve gözlüğümü düzeltip önüme döndüm.

"Beyni boş ünlü-"

"Ama bir WriteYourOwnCoins hesabım var ve Mary Shelley King kurgularına bayılıyorum."

Parmaklarım dondu. Alnımdan aşağı soğuk bir ter damlası klavye üstüne düştü. Kalp atışlarımı rahatlıkla duyarken ekrana döndüm.

"Kim dedi?"

"Mary Shelley King. Senin takıldığın siteden biri. Popüler mi?"

En yakın arkadaşım bile kahrolası Mary Shelley King'in ben olduğumu bilmiyordu.

Ashton konuşmaya devam ederken, lanet edip onu dinlemekten başka bir şey yapamıyordum.

"Bethie sen iyi misin?" Dedi Penelope. "Bembeyaz oldun."

"Evet, şoktayım." Dedim. "Ashton Irwin'in bir WriteYourOwnCoins hesabımı var? Nasıl fark etmem?"

Üstelik en sevdiği yazar benim!

"Evet, Zayn'in Wattpad'i olması gibi bir şey."

Birden telefonuma deli gibi bildirim yağmaya başlayınca yerimden sıçradım. Ben titreyen ve cıvıldayan telefonuma bulaşıcı hastalıkmış gibi bakarken Penelope iç çekti.

"Şu Mary denen kız çok şanslı. Belki Ashton ile tanışır bile."

"Adı Mary Shelley." Diye çıkmıştım. "Ayrıca kalsın, tanışmak falan istemez."

Gözünü ekrandan çekmeden yattığı yerde döndü ve Luke'a iltifatlar yağdırarak izlemeye devam etti. Bilgisayarı kapatıp yavaşça telefonu elime aldım. Sitenin işleyişi basitti; üç bin takipçiden sonra her on okunma başına bir dolar kazanıyordunuz. Son dört yılda üç yüz elli binden fazla okunma almıştım ve bu baya bir para demekti. Ama hala kayda değer bir miktar değildi. Bazen parama bakıp ağlıyordum, başarılı hayran kurgular benim geçim kaynağımdı. İlk hikayem Harry Styles hakkında fena kanlı, gerilimli ve seks dolu bir hikayeydi. Hayranlar kötü çocukları hep sevmişti, özellikle seksi olanları. Okuldan birilerinin bunları okumasından korktuğum için kendime Mary Shelley King adını takmıştım. Ve şimdi birkaç bin kişinin sevdiği Mary Shelley King, akılsızca konuşan bir rock yıldızının favorisi olarak ilan edilmişti. Acı çekiyordum. Penelope'in gözleri ile Luke'u yediğine emin olunca telefonumun kilidini açtım. Ashton'dan sonra profilime resmen akın vardı. Takipçilerimin birden iki bin kişi arttığını görünce boğazıma bir yumru oturdu.

"Bethie sence ben iyi bir yazar olur muyum? Senin şu sitede bir şeyler yazıp bir dahaki 5 Seconds Of Summer konserine gitmek istiyorum."

"Amerika turu dediler, Atlanta'ya da gelirler," dedim mesaj kutuma korkuyla bakarken. "Harçlığından ayırsan yeter."

"Harçlıkları yeni bir Louis Vuitton çanta için ayırıyorum."

"Ne kadar geridesin?"

"2.540 dolar," dedi yataktaki büyük boy pandam ile güreşirken.

"Çanta ne kadar ki?"

"2.540 dolar."

Ona dönüp göz devirdim ve geri telefonuma döndüm. Arama kısmına Ashton'ın adını yazdığım an önüme onaylı hesabı çıktı. Hiçbir şey yazmamıştı ama okuma listesinde hikayelerimden birkaç vardı. Telefonumu tamamen sessize aldım ve kenara bıraktım. Ashton Irwin kesinlikle başıma iş açmıştı.

Herkese merhaba! Uzun zamandır 5sos ve text yazmamıştım ve baya baya özlemişim. obsidiyensever ile her yaz klasiğimiz olan text sezonunu da böylece açmış olayım! (Aslında bu konuyu beğeneceğini düşünmezdim bile ajdjdjd)
Neyse bol yorum atarsanız sevinirim.
Text kısımları birkaç bölüm sonra başlayacak.