"Dünyam Tekrar Başıma Yıkılmıştı, Hem De Bir Takside..."

28.1K 1.3K 100
                                    

Yürüdüğüm yerde her an ezilme tehlikesiyle karşı karşıyaydım. Arabalar öyle hızlı geçip gidiyorlardı ki onları neredeyse göremiyordum bile. Ve sonra birdenbire bütün trafik tıkandı ve tek bir araba bile ilerleyemez oldu. Böylelikle plansız olarak beklenilmiş tamı tamına 12 dakika sonunda karşıya geçmeyi başardım.

Muhtemelen kullanılmaz hale gelen eşyalarımı doldurduğum koliyle birlikte ağır ağır yakındaki taksi durağına yürüyordum. Hiç olmadığım kadar ıslaktım; çünkü gökyüzünden bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.

Durağa varıp da etrafta tek bir taksi bile olmadığını görünce şansıma küfrettim. Duraktaki adamla konuştuğumda taksilerin hepsinin çıktığını ve bu havada durakta boş taksi bulma şansımın epey az olduğunu öğrendim. Bana bu yoldan yukarı doğru yürümemi önerdiği için öyle yaptım.

Bir taksi bulabilmek için deli gibi etrafa bakınıp durdum. Fakat her zaman taksi kaynayan yoldan lanet olasıca tek bir taksi bile geçmiyordu. Tam eve kadar yürümek zorunda kalacağım gibi korkunç bir hisse kapıldığım esnada umut sapsarı bir taksi suretinde karşımda belirdi. Koşmaya başladım, bu taksiyi ne olursa olsun kaçıramazdım.

Çok tatlı ve dünya iyisi taksici koştuğumu fark etmiş olacak ki arabasını durdurdu. Beni bekliyor olmalıydı. Bir daha Akın'ın hiçbir taksiciye küfretmesine izin vermeyeceğim.

Taksinin kapısını açtığım anda arabanın diğer tarafında birinin daha benimle aynı anda, aynı hareketi yaptığını fark ettim. İlk şoku atlattıktan sonra sakin çıktığını umduğum bir sesle, "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedim.

"Taksiye biniyorum." dedi adam, bunu söylerken ellerini ıslak sarı saçlarında gezdiriyordu."Hava berbat, yağmur yağıyor."

"Hadi ya," dedim alaycı bir ifadeyle."Ciddi misin?"

"Paylaşsak olmaz mı?"

Gözlerimi iri iri açıp aklını mı kaçırdın sen bakışı attım ona. "Ne münasebet?"

"Bu taksiye binmem gerek. Lütfen. Gerçekten çok sessiz bir yol arkadaşı olurum." Daha ciddi bir ifadeye büründü yüzü. "Durakta bir tane bile taksi kalmamış. Oradaki adam buradan boş taksi geçme olasılığının daha yüksek olacağını söyledi." Bana bakıp yüzünü buruşturdu. "Sanırım yanılmış."

"Yanılmadı." dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak. "Ben de aynı adamla konuştum, duraktan buraya kadar yürüdüm. Boş bir taksi geldi." derken kapıyı tutmayan diğer elimle taksiyi gösterdim. "Ve şimdi de ona bineceğim."

"Aynı hikaye." dedi inatçı bir tavırla. "Bu yüzden de taksiyi paylaşmamız adil olacak sanırım."

"Asıl adil olan ne olur biliyor musun?" dedim ben de inatla. "Bu taksiye benim binmeme izin verip sıradaki taksiyi beklemen."

"Bardaktan boşalırcasına yağmur yağarken beni burada bırakıp gidecek kadar acımasız olamazsın." dedi bakışlarını benimkilere sabitleyerek.

Ona sert sert bakmaya devam ettiğimi görünce o kadar acımasız olabileceğime karar vermiş gibi taktik değiştirdi.

"Taksiyi paylaşmamıza izin verirsen senin ücretinin yarısını öderim."

"Ücretimi kendim ödeyebilirim, sağ ol."

"Bak," deyip kısa bir an duraksadı. "Adın her neyse, yetişmem gereken çok önemli bir yer var. Epey az vaktim kaldı. Daha eve uğrayıp üstümü değiştirmem gerekiyor." Üstündeki ıslak kıyafetleri gösterdi. "Kabul edersin ki, bu halde gitmem korkunç olur."

Bir Fotoğrafçının Küçük Sırları (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin