Bella

190 13 6
                                    

Çantamın içinde ilacımı aramaya başladım.

"KAHRETSİN" ilacı yanıma almamıştım. Çantamı fırlattım ve yere oturdum. Sırtımı duvara yasladım ve histerik bir kahkağa attım. Kafamı bacaklarımın arasına sıkıştırıp gülmeye devam ettim. Ben gülmeye devam ederken kolumdaki el susmama sebep oldu.

"Ash iyimisin." Elin sahibine baktım.

"Sence iyimiyim, içeride kim varsa ölüyor ve ben o aptal ilacı evde unutmuşum. Kısacası harikayım Nash." Duvardan yardım alarak oturduğum yerden kalktım.

"Şimdi şu lanet olası kapının arkasında kim var." Kimseden hala ses çıkmıyordu. Tırnaklarımı avuçlarıma geçirmeye başladığımı anlayınca Nash elimi iki elinin arasına aldı ve parmaklarımı gevşeterek avcumu açtı.

"Ashley" ona baktığımda n harfi olan elimi aldığını fark ettim ve hızla elimi tekrar çektim. Nash beni sakinleşrirmişti.

"Nash lütfen içeride kim var." Arkadan Cameron geldi ve Nash'i kenara çekip karşıma geçti.

"Bak Ash sakin ol beni sakın pişman etme tamam." Peki anlamında kafamı salladım.

"İçeride..." bu seferde konuşmayı hızla yanımızdan geçen hemşireler bölmüştü.

"Acele edin çabuk." Türü şeyler söyleyerek koşuyodu öndeki hemşire. Sonunda Cam tekrar bana döndü.

"İçeride Bella var sahildeyken kayalıklardan kendini denize attı ve kafasını taşa çarparak bilincini kaybetti." Cam konuşamıyordu sürekli sesi titriyordu ve gözü sulanıyordu.

"Kafasına aldığı darbeden dolayı... beyin kanaması riski var ve ben yanına gidene kadar suda nefes alamadığı için..." Cam konuşamıycak duruma gelince onu sandalyeye otutturdum. Ben Cam'i sakinleştirmeye çalışırken Jess aniden yere düştü. Hemşireler Jessie'nin etrafını kaplamıştı ve onu alıp bir odaya götürdüler ve bende onun peşinden gittim.

...

Jess kendine gelmeye başlamıştı. Ve aniden ağlamaya başladı.

"Hepsi benim suçum. Benim suçum Ash benim suçum." Bir dakika Jess bileklerini kesmeye çalışı ve Bella kendini kayalardan attı bu işte bir bağlantı olabilirmi acaba.

"Jess neler oluyor burada önce sen ve şimdide Bella." Jess tekrar ağlamaya başladı.

"Sakin ol tamam. " dedim ve ona sarıldım. Sonunda biraz sakinleştiğinde konuşmaya başladı.

"Bu-bugün Bella'yı Shawn'a sarkarken ya-yakaladım." Kekelemeden konuşamıyordu. "Resmen i-içine düşmüştü. Hemen yanına gidip onu ittim. Bi-bizi gören Cameron hemen yanımıza geldi ve tartışma çıktı. E-en sonunda Bella Shawn'a sarktığını kabul etti. Tabii ki Ca-Cameron fena kızdı. Hepimizin ortasında Bella'ya deli gibi bağırıyordu. Sonra ben daha fazla dayanamayıp senin yanına geldim, biliyorsun. Sonra da Bella gi-gidip kendini de-denize atmış. So-sonuç bu." Son iki cümlede sesi yeniden titremeye başlamıştı ve son cümlede ise ağlamaya. Duyduklarım karşısında şok olup kalmıştım. Ben Bella'yı tanıdığımdan beri Cameron için ölürdü, ne olduğuna akıl erdiremiyodum. Sonra Jess ayağa kalktı, gözlerini sildi ve elimi tutup beni koridora çıkardı. Kulağıma eğilip

"Cam'in bize ihtiyacı var. " diye fısıldadı. Shawn hemen yanımıza gelip Jess'e sıkıca sarıldı. O an etrafıma baktım. Shawn ve Jess birbirlerine destek olmaya çalışıyordu, Nash Cameron'un yanına çökmüş ona bir şeyler söylüyordu, geri kalanlar olarak biz de ne söyleyeceğimizi bilemez şekide o rahatsız koltuklarda oturuyorduk. Sonra içeriden doktorlar ve hemşireler teker teker çıkmaya başladı. Hepimiz ayağa kalktık. Son çıkan doktor yanımıza geldi ve

"Maalesef, " dedi.

"Beyin kanaması sebebiye onu kaybettik. " herkes ilk önce şok içinde ayakta kalakaldı. Gözümden bir damla yaşın aktığını hissettim. Cam anında yere çökmüştü. Nash ise yanında onunla konuşmaya çalışıyordu. Jess Shawn'a sarılmış ağlıyordu. Aslında bakarsak neredeyse hepimiz ağlıyorduk. Alexis geldi ve bana sarıldı. O da ağlıyordu. Herkes çökmüştü, ne yapacağını bilemez haldeydi. Jess Shawn'a küçük çocukların annelerine sığındığı zamanki gibi sokulmulştu. Cam'in her zaman herhangi bir duygu barındıran gözleri ise boşluğa duygulardan yoksun bir şekilde bakıyordu. En çok etkilenenler Cam ve Jess'ti. Uzun süre daha o şekilde kaldık bir süre sonra olayı yeni anlaya bilmiştim Alexis ise benden uzaklaşmıştı. Gözleimi kaplayan yaşlar etrafı zor görmeme sebep oluyordu. Sinirle haykırarak duvara bir yumruk geçirdim ve uzun zamandır tuttuğum göz yaşlarını serbest buraktım. Çocuklar beni sakinleştirmeye çalışırken bir yandanda Jess ve Cam ile ilgileniyordu yani sonuç olarak. Cam Jess ve ben yere çökmüş ağlıyordu onlar ise etrafımızda çember olmuş bizi sakinleştirmeye çalışıyordu. Aslında pek ağlayan bir insan sayılmam ama kriz anlarında sinirimi atmazsam deli gibi ağlayabiliyordum. Arkamdan biri bana sarılıp oturduğum yerden kaldırdı. Evet bu Luke'tu. Ona sarılıp ağlamaya devam ettim. Şaşırmıştı beni hiç böyle görmemişti genelde agresif ve ters olan yanımı biliyordu.

"Luke gidelim burdan." Sakinleşmeye başlamıştım. Kendime gelince yerde oturan Jess ve Cam'i kaldırdım ve konuşmaya başladım.

" Hepimiz susuyoruz ve eve gidiyoruz tamam gerisini sonra düşünücez." İkıside kafasıyla onaylayınca lanet olası hastaneden çıkıp Luke ve Cam'in arabası olmak üzere ikiye bölündük. Eve geldiğimizde herkes perişan durumdaydı. Onları zorla bizim eve topladım. Tüm iş Luke ve bana kalmıştı çünkü ağlamayan ve sakin olan tek bizdik. Çocukları evlerine gitmel için kalkınca Jess Shawn'ın kolunu tuttu.

"Beni yanlız burakma." Nash bana hüzünlü bir şekilde bakıyordu ama ben bakmamaya çalışıyordum. Sonunda çocukların hepsi gitti sadece Shawn kalmıştı ve Luke. Amber zaten girer girmez odasına çıktı. Jess bize ufak bir bakış attıktan sonra Shawn'a bir şeyler söyledi ve onlar da yukarı çıktı. Salonda sadece Luke, Nash ve ben kalmıştık ve aramızdaki sessizlik çok sinir bozucuydu. Sessizliği bozmak ve salondaki gerilimi sonlandırmak adına ayağa kalktım ve "Hadi herkes evine! Biraz yalnız kalıp olayları sindirmeye ihtiyacım var." dedim. Nash anında beni dinleyip odadan çıksa da Luke pek istekli görünmüyordu. "Lütfen." dedim ve isteksizce de olsa o da gitti.

Shawn-

Jess bana "Ash'in biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var dedi ve yukarı çıktık. Her ne kadar normal görünmeye çalışsam da berbattım. Beraber Jess'in odasına girdik ve koltuğa oturduk. Jess başını omzuma koydu. Ben de kolumu omzuna attım. Hala ağlıyordu. Onu rahatlatmak için baş parmağımla yavaşça omzuna daireler çizmeye başladım. Bir süre sonra ağlamayı kesti ve nefes alış verişleri düzenli oldu. O an uyuduğunu anladım. Bir süre - uzun sayılabilecek bir süre - onu izledim ve daha sonra yavaşça kucağıma alıp yatağına yatırdım. Sonra alnına ufak bir öpücük kondurup yavaşça odadan çıktım...

Hayaller Parkı // Nash GrierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin