Buluşma

172 17 10
                                    

HERKESİN BAYRAMI KUTLU OLSUN^.^

"Bella Jess anlamıyorsunuz bunun ne demek olduğunu benim için ne demek olduğunu anlamıyorsunuz." Sinirden atraftaki insanlara bağrıp duruyordum.

"Ash sakin ol." Jess'i duymamazlıktan gelip masamın üstündeki defter, kitap gibi şeyleri yere fırlattım. Çantamın cebinden sakinleştirici ilacımı çıkarıp ağzıma attım. Jessie'nin elindeki su ile beraber ilacıda yuttum.

"Nash ile derslerimiz aynı olcak ve ben onun yanında nasıl sakin olabilirim Jess."

Nash ile neredeyse tüm derslerimiz ortak olmuşu ve ben onu görmemek için 3 ay çabalamıştım. Ve bu görüldüğü kadar kolay olmadı. Özellikle yapıyomuş gibi sürekli karşıma çıkıyordu.

"Bu konuda ben sana yardımcı olabilirim." Beni rahatlatan tek sesi duyduğumda koşup ona sarıldım.

"Luke" Bana sıkı bir şekilde sarıldıktan sonra ayrıldık.

"Ash artık onu düşünmeyi burak inan bana daha iyi hissedeceksin." Kafamı umutsuz bir şeklide tamam anlamında salladım. Biz Luke ile konuşurken Bella elindeki telefonda olan bir şey yüzünden çığlık atmaya başladı.

"Bella ne var ne bağrıyorsun." Durmadan zıplayıp duruyordu.

"Çocuklardan mesaj var bu gün buluşmak iztiyorlarmış." Sinirden ellerimi yine sıkmaya başlamıştım.

"Benim gelmemi beklemiyorsun herhalde." Yanımda bulunan herkes "hadi ama" gibi şeyler söylerken Luke beni kendine çevirdi.

"Ashley kaçarak bir yere varamazsın. Hem artık biz birlikteyiz bende seninle gelirim." Gözümün içine odaklanmış olan umut dolu gözlere baktım.

" Off tamam gelicem ama masadan koşarak kalkarsam darılmak yok." Etrafımdan çığlıklar koparken ben sadece onları izliyordum.

...

Okul çıkışı eskiden hep gittiğimiz kafeye doğru yola koyulduk. Sonunda vardığımızda geniş bir masada oturup deli gibi gülen gurubun çocuklar olduğunu düşünerek yanlarına ilerledik.

-Nash'in Ağzından -

Masada oturmuş çocuklarla birşeyler konuşuyoduk. Bir kaç kişinin bize yaklaştığını görünce hepimiz ayaklandık. Evet bu kesinlikle onlardı. Kiarla teker teker selamlaştıktan sonra sıra Ashley'ye gelmişti. Bu üç ay içinde hep benden kaçmıştı ve bu konuda çok yetenekliydi evlerimiz bile yan yana olmasına ramen onu bir kez bile görememiştim. Gerçeken çok farklıydı. Saçlarını boyatmıştı ve piercing takmıştı. Eskisinden daha korkunç bir görünüme sahipti. Luke ve Ashley el ele tutuşuyorlardı yani onlar çıkıyormuydu. Bundan bana kimse söz etmemişti. Beni görmezlikten gelerek masada bir yere oturdu. Şakalaşmaya ve gülmeye devam ederken yanımda oturan Cam'e çakması için elini uzatınca elindeki yara izini görmüştüm "N" bunu bemim için mi yapmıştı. Benim eline baktığımı anlayımca hızla elini çekti.

"Bu aklına saçma şeyler getirmesin Nash bu sadece sinirden yaptığım bir şeydi." Masaya oturduğumuzdan beğri ilk kez benimle konuşmuştu. Sadece gülümsemekle yetindim. Hepimiz dondurma almış sahilde yürüyorsuk. Ash her zaman olduğu gibi dondurmayı dudağına bulaştırmıştı ve Luke peçete ile onları temizlemeye çalışıyordu. Ani bir hamleyele Ash'i öpmüştü bu benim sinirlenmeme sebep olmuştu. Elimdeki dondurmayı yere atıp ters tarafa doğru koşmaya başladım. Göz yaşlarım durmaksızın akıyorsu. Sonunda otura bileceğim bir yer bulunca oturup ağlamaya başladım. Normalde bu tür ßyleri halka açık yerlerde yapmazdım. Düşüncelerim ile boğuşurken kolumda hissettiğim el irkilmeme sebep olmuştu.

"Ağlamayı kes " bu Ashley'nin sesiydi.

Kafamı kaldırıp ona baktım ama yüzünde hiç bir duygu yoktu.

" B-Ben" söyliycek bir şey bulamıyordum.

"Neden ağlıyorsun Nash" yanıma oturdu. Uzun zamandır onunla bu kadar yakın olmamıştık.

"Ben seni özledim Ash ve seni onunla görmek beni..." sözümü yarıda kesti.

"Bak Nash be onu seviyorum ve seninle bilmiyorum yani şey neyse boş ver."

"Ash bunu bana yapma lütfen."

"Nash arkadaş tamam mı sadece arkadaş." Mecburen kabul etmek zorundaydım.

"Arkadaş." Biraz daha turup etrafı seyrettikten sonra yürümeye başladık.

"Ash sen çok deyişmişsin."

"Beni sen bu hale getirdin Nash ama artık eski Ashley yok ben buyum artık."  Bana bakmadan sadece ileri bakarak konuşuyordu. Sonunda çocukların yanına vardığımızda hepsi "nerdeydiniz iyimisin vb." Sorular soruyordu.

-Ashley'nin ağzından -

Çocukların yanına gittiğimizde Jess beni kolumdan tutup bir yerlere sürüklemeye başladı.

"Jess kolum nereyegidiyoruz." Konuşmuyordu ve ben sinirlenmeye başlamıştım çünkü kolum acıyordu.

"JESS YETER." kolumu hızla ondan çektim.

"NEREYE GİDİYORUZ." Bana uzun süre hiç birşey demeden baktıktan sonra sonunda konuştu. "Eve gidiyoruz."

"Ama neden Jess." Sinirle bağırmaya başladı.

"Gelmek istemiyodun zaten Ash ne oldu şimdide gitmek mi istemiyorsun ne deyişi." Sakin kalmaya çalışıyordum ikimizde sinirlenirsek burada ufak çaplı bir kıyamet olurdu.

"Nash ile konuştum sadece arkadaş olduğumuzu ve bir şansımız daha olmadığını söyledim."

"Peki o zaman ben giderim." Koşaram erlemeye başladı bende onun peşinden koştum.  Bu kadar sinirli olduğu durumlarda önce ağlamaya başlar sonrada intehar girişiminde bulunurdu.

...

Eve vardığımızda kapıyı açıp odasına koştu bende peşinden gidiyordum ama ben girmeden odanın kapısını kapatıp kitlemişti bile. Kapıyı zorluyordum ama açamıyordum. Bir kaç dakika sonra içerden bir ses geldi.

"Ahhh" Ellerim titremeye gözlerim dolmaya başlamıştı ağzımdan ufak bir çığlık çıktı.

"JESSİE" O anda bütün gücümle kapıya bir tekme attım. Çıtırtılar içinde kapı yere yığıldı. Konuşamıyordum sadece ona bakıyordum. Kelimeler ağzımdan sıfıltı gibi çıkmıştı bu sefer.

"Jessie"...

Hayaller Parkı // Nash GrierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin