chapter 6

225 75 15
                                    

    Son intihar girişiminden bu yana çok uzun zaman geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son intihar girişiminden bu yana çok uzun zaman geçmişti. Yuta ile tanışmadan önce ne yaptığını unutmuştum resmen.
Bu yüzden raylarda oturan bir adam bulduğum zaman şaşırmıştım.

Yüzü şişmişti ve gözyaşlarını siliyordu.

Bakkal alışverişinden döndüğüm için ellerimin ikisi de poşetler ile doluydu. Normalde, sadece bir veya iki poşet olurdu, ama Yuta benim evime taşındığından beri, ikimizinde yemek ihtiyaçlarını karşılamak için fazlası ile alışveriş yapıyordum. Elbette bu durum beni kesinlikle rahatsız etmiyordu.

Trenin geldiğine dair hiçbir ses duymuyordum, ama risk almak istememiştim. Çantaları adamın yanına gitmeden önce evin kapısının önüne yerleştirdim. Bu şeyleri toparlamanın ya da sadece eve girmenin zamanı değildi.

Adam yanında durduğumda, görmezden geldi. Sadece önünden baktı, bakışlarını yerden yukarı kaldırmadı.

Ben: "Naber?"

Yanına oturarak sordum. Adam önündeki taşlarla oynuyordu, cevap vermedi.

Ben: "Treni mi bekliyorsun? Bir yere mi gitmen gerekiyor?"

Soruları sorarken, kendimi zihinsel olarak lanetliyordum. Bu saçma soruları Yuta sayesinde sormaya alışmıştım. Bana her zaman, kötü şakalar anlattı ve işe yaramaz şeyler sordu, sonucu ise böyleydi. Saçma bir şeyler söylemediği sürece, bunlar gerçekten komikti, onunla olmak eğlenceliydi.

Adam hala cevap vermiyordu.

Yavaşça iç çektim.

Ben: "Üzgünüm, bu soruları sormak seni rahatlatmadığı gibi gerçekten kötüydü."

Şimdi ise bakışlarımı ileriye çevirmiştim, trenin gelip gelmediğini gözetliyordum.

Ben: "Ama bilirsin, ben sadece..."

Adam: "Benden ne istiyorsun?"

Ağır aksanı sözlerini neredeyse anlaşılmaz kılıyordu, ancak bir şekilde bunu anlamayı başarmıştım. Çok fazla yabancıyla tanışmamıştım aslında, sadece Yuta ve rayların yanında oturan bu bütünüyle felsefe kokan adamdı tanıdığım yabancılar, ama yine de her nasılsa bir şekilde onu anlamak kolaydı. Korece'yi normal bir şekilde öğrendiğim için ve lehçe farklılıklarına yatkın olduğum içindi belki de.

Ben: "Sadece hayatını sonlandırmamanı istiyorum."

Adam: "Hayatımı bitirmek istediğimi nereden çıkardın?"

Adam bakışlarını tekrar yere eğdi.

Ben: "Normal de hiç kimse rayların üzerine oturamaz ve mutlu olduğu ve hayatı güzel olduğu halde ağlayamaz sanırım."

Acı tatlı bir gülümsemeye kapılan adam dudaklarını sıktı ve gerdi.

"Qian Kun... onu tanımıyormuşum.!" dedi, sesi Çince adını telaffuz ederken yumuşaklaşıyordu. Bir gözyaşı yanağını bir kez daha yuvarladı, ama adam hemen sildi.

Hala tren gözükmüyordu, ama her geçen saniyede daha çok endişeleniyordum.

Ben: "Ne oldu?" Elimi adamın omzuna koyarak sordum.

Adam sessizce ağladı.

Adam: "O kadar habersizdi ki..." diye mırıldandı ve yavaşça bir küfür savurdu. Sanırım şu ana kadar ki telaffuzları için de en neti ve iyisi bu kelime olmuştu. Yabancıların ilk önce küfretmeyi öğrendikleri doğru olmalıydı.

Ben: "Kim?"

Her ne kadar, adamın kişisel hayatına karışmak için hiç iyi bir yer olmasa da, adamın konuşmasını sağlamak zorunda olduğumu biliyordum. Bu yüzden şu anda onunla birlikte rayların üzerinde oturuyordum zaten. Onu en büyük hatayı yapmaktan kurtarmak benim görevimdi.

Adam: "Qian Kun!" Adam ağlıyordu.

Adam: "O sadece... O sadece..."

Ne söylemek istediğini bilmeden, nefes nefese konuşuyordu. Orada olduğumu hatırlatmak için omzuna sıkıca tuttum.

Adam: "Neden aseksüel olmak zorunda?!"

Adam nihayet sordu, sonrasında omzuna dayanarak ağlamasını sürdürdü.

Ben: "Ona aşık mısın?"

Adama bir kolumla sarılarak sormuştum. Adamın göğsümde başını salladığını hissettim. Birinin daha gözyaşları ile gömleğimin ıslandığını hissedebiliyordum...

Adam: "Yıllar olmuştur sanırım..."

Sesinde üzüntü ve yılmışlık vardı. Şu an onu anlayabiliyordum. Seni geri sevemeyen birini sevmenin nasıl bir şey olduğunu biliyordum.

Ben: "Üzgünüm."

~~~

Adam sonunda özgür iradesiyle eve gitmişti, ama sanırım ilk defa birinin hayatını kurtardığım için mutlu değildim, rahat değildim.

İlk defa, romanımda mutlu bir son yoktu.

heroes are around us + yuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin