chapter 8

243 85 26
                                    

Yuta: "Tanrım, anatomiden ne kadar nefret ediyorum!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yuta: "Tanrım, anatomiden ne kadar nefret ediyorum!"

Yuta devamlı hayıflanma ve sitem sesleri geliyordu içerden. Oturduğum yerden kalkarak yanına doğru yürüdüm.

Başının kitabına düşmesine izin vermiş biçimde duruyordu. O kitabı bir saattir okuyor ama yine de hiçbir şey anlayamıyordu.

Yuta: "Neden bu gereksiz insalar bu kadar çok organı olmak zorunda? Neden sadece bir paramesyum falan olamıyoruz?" 

Çocukça bağırıp bir kez daha metne baktı.

Durumuna bakıp kıkırdamamak elimde değildi.

Ben: "Bu kadar nefret ediyorsan neden araştırıyorsun?" 
Yuta'nın önüne bir fincan sıcak çikolata koyarken sordum.

Yuta: "Böylece, insanları gerçekten iyileştirebilen iyi bir doktor olabilirim, sadece rastgele bir ilaç vermemeliyim." dedi, normal bir şekilde otururken yumuşakça iç çekerek.  Tanıdık bir hareketle iki elinin parmaklarını  birbirlerinin arasına yerleştirdi ve düşünüyormuş gibi bir hal aldı.

Ben: "Nasıl olur?" Onu sinir etmek için devam ettim.

Ben: " Yani, senin tipin başkaları ile ilgilenecek biri gibi değil, ya da böyle bir merakın, olduğunu bilmiyordum." dedim ve Yuta'nın önüne otururken dizüstü bilgisayarımı açtım.

Hakaret etmek istemediğimi, Yuta biliyordu.  Bunu sadece Yuta'nın kendi işine bakmayı sevdiğini ve yalnızca kendisine yakın olan insanları gerçekten önemsemediğini bildiğim için söylemiştim. Zaten Yuta'da söylediklerime karşılık, omuz silkmişti.

Yuta: "Aslında insanlar yüzünden yada insanları önemsemem yüzünden değil. Taeyong'la tanıştığımda bu mesleği seçtim, bu sayede sakatlandığında ona yardım edebilirim." Söyledikleri içini ısıtmış olacak ki, az önce sitem ettiği kitabın sayfasını çevirirken sevgiyle gülümsedi.

Ben: "Sık sık yaralanır mı?" Bunun gibi bir neden söyleyeceğini düşünmemiştim, aslına bakarsak şaşırmıştım bile.

Yuta: "Taeyong bir itfaiyeci. Henüz ağır bir şekilde yaralanmadı, ancak bir şey olursa onun yanında olmak istiyorum." dedi, okuduğu sayfadan gözlerini kaldırmadam.  Yazmaya başlamadan önce Yuta'nın söyledikleri ile yumuşakça gülümseme isteği gelmişti içime, ardından tüm dikkatimi klavyeye yönlendirdim. 
Aniden gelen, birden kanımın çekilmesine sebep olan ağlama isteği yüzünden sert bir şekilde dudaklarımı ısırdım, ağzımın içine hafif bir kan tadı gelmişti. Fazla sıktığım için, dudaklarım kanamış olmalıydı.

~~~

Birisi kapıyı çaldığında saat on bir buçuk civarıydı. Hala masada oturuyorduk; Yuta sonunda, kafası ders kitabına gömülü şekilde uyuyakalmıştı ve ben hala taslak yazıyordum.

Kapıya vurma sesi güçlüydü ve hızlıydı, bu yüzden hızlıca sandalyeden kalktım ve kapıya yürüdüm. Kapının önünde on altı yaşların da olan iki çocuk bulduğumda hissettiğim şaşırma duygusu için sözlerim yetmezdi.

heroes are around us + yuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin