İstemsiz bir tepki olarak arkama döndüm ve yanımdaki taşa oturuşunu izledim.
Kaşlarımı çatarak " Senin ne işin var burada ? " diyerek çıkıştım.
"Olanları biliyorum annemde aynı şeyleri benimle konuştu , açıkcası çokta umurumda olmadı. Ama küçük kız sinirlenip arabayı terk etmiş ve bu küçük kızın annesi annemi arayıp küçük kızla konuşmamı söyledi... Böylelikle görevime ilk adımımı atmış oldum." Diyip taşların arasından ufak bir taş alarak denizde sektirdi." Hiçbirini istemiyorum " dedim sektirdigi taşa bakarak ve en sonunda battı.
" Bende " dedi boş bir sesle.
" O zaman konuş annenle bu saçma sapan düşünceleri unutsunlar." Dedim dişlerimin arasından.
"Vazgeçeceklerini sanmıyorum. Üstelik annen senin yüzünden yurtdışına çıkamıyormuş küçük kız."
"Evde tek başıma kalabilecegimi o da biliyor " dedim sıkıntılı bir ses tonuyla.
"Evet " dedi alaylı bir tonla. "Bugun bana kanıtlamış oldun korkusuz oldugunu" diyerek gökyüzüne dogru baktı..
"O farklı " dedim ona dogru bakarak.
" Baban oldugu için şanslısın ama annenle aynı işte oldukları için o da aynı durumda "
Kaşlarımı çattım. Yüzünde hüzün bulutları oluşurken çok daha masum gözüküyordu.
"Sen şanslı degil misin?"
"Babamı kaybedeli 2 yıl oldu." Dedi ve ardından gökyüzüne bakan yüzü denize yöneldi.
"Üzgünüm" dedim.
Gözlerinde bir öfke parlaması göründü ve ardından ürkütücü bir şekilde bana baktı.
"Ben çok küçükken.." Dedi ve derin bir nefes aldı. " Çok küçükken ,henüz 6 yaşındayken ikizimi bir kaza sonucu kaybettim. İşin ilginç yanı hepimiz o arabadaydık sadece o sag çıkamadı " dedi.
Ecirden bir tane daha düşünemiyordum. Çok tuhaf olurdu. Aynı zaman da çok mükemmel bir o kadar da egoist fazlalıgı..
"Babam daha sonra .. Ben 9 yaşındayken uçagın düşme sonucu.." Diye sustu.
"Anlatmak zorunda degilsin" diye fısıldadım. Yüzüne hüzün ayrı bir yakışıyordu.
"Neyse.. " diyerek okyanus gözleri bana döndü. "Benimlesin bundan sonra "
"Hiç gerek yok . Beni korumak bana bakmak , benimle vakit geçirmek hatta benimle aynı okulda okumak zorunda degilsin " dedim aramızda 5-6 saniyelik bir bakışma bana asırlar gibi gelse de dudaklarını araladı. Ve istemsizce gözlerim dudaklarına kaydı. Çok hoş dudakları vardı. Aman ne diyorum ben utançla kafamı başka yere çevirdim.
"İnanamıyorum sana " dedi hayret dolu bir şekilde. Kahretsin yüzüme vuracaktı şimdi dudaklarıma baktın diye.. İçimde bir korku oluştu. Ona dogru baktım
. Ve birden tek kaşını kaldırıp beni süzdü. "Benimle vakit geçirmek istemedigini açıkca belli ettiginin farkında mısın?" Dedi şaşkın bir sesle ve devam etti. "Benimle aynı okulda okumak istemiyorsun .. Zaman gelicek ki bizde kalıcaksın veya ben sizde yani benimle aynı evde kalmak istemiyorsun " dedi alaylı bir sesle
Omuz silkip "Evet" dedim boş bir sesle. Bu kadar egoist olması gerçekten çok sinir bozucuydu.
" Normalde her kız benimle-"
"Seninle olmak ister hatta belki de seninle evlenmek ister degil mi ? Çünkü sen kendini mükemmel eşi benzerinin olmadıgını sanıyorsun. Ama rahat ol ben böyle düşünmüyorum ve evlenmekte istemiyorum." Dedim alaylı ses tonu bendeydi bu sefer.
"İddalısın " dedi ciddi bir ses tonuyla.
Ayaga kalktım "Görüşürüz " dedim ve tam adım atacakken duraksadım "Aslında görüşmesek iyi olur .. Umarım hiç görüşmeyiz bundan sonra " dedikten sonra kaldırımdan yürümeye başladım. Yaklaşık 1-2 dakika sonra peşimden geldigini anladım•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇ
RomanceBütün mavilerin kıskandıgı gözlere sahipti o. Öpülesi dudakları vardı insan izledikce doyamazdı. Bakmakla olmazdı.. Kimsenin göremediği merhamet saklıydı onda ve o merhametini sadece bir kişiye gösteriyordu , yalnızca merhametini degil yıpratıcı öfk...