"Hadi uyan!" Emredici bir sesle , biri sertçe bağırıyordu. Gözlerim açılmamak için yalvarıyordu. Yüzümü istemsizce buruşturdum. Ve gözlerimi kısarak etrafıma baktım..
Perdeleri hışımla açan Ecir'i gördüm. Bogazımı temizleyerek;"Ne oluyor?" Diye sordum yüzümü buruşturarak.
"Okul var , hızlıca kalk ve hazırlan."Komidinin üstündeki telefonuma uzanıp saate baktım -07.25-
"Kaçta başlıyor?" Dedim kaşlarımı çatarak.
"8'de " yine sert bir ses tonuyla.Yavaşca doğrulduğumda ensemde anlam veremediğim ağrı kendini gösterdi. Hemen sonra dün ki olaylar beyin hücrelerimde güncellendi ve dogruldugum yatakta bacaklarımı kendime çekip ellerimi birleştirdim.
Okula gidemezdim bu haldeyken. Hayatım boyunca uyumak istiyordum. Sadece uyumak , çünkü insan yalnızca uyuduğunda sıyrılırdı acılarından.
İç dünyamdaki karmaşadan sıyrılıp Ecir'i fark ettiğimde dolabımın önünde kıyafetlerime bakıyordu. Kaşlarımı istemsizce çattım. Ne yapıyordu ?
Parmaklarını kumral ve dagınık saçlarına daldırdı. Bir kot pantolona karar kılıp ardından siyah salaş bir hırkayı eline aldı. Tişörtlerimin arasında gezen işaret parmagı yine siyah rengindeki bir tişörtte sabit kalıp aniden çekti. Dolabımın düzenini gerçekten bozmuştu ama bu hali dudaklarımın kıvrılmasına sebep oldu. Dolabımın kapaklarını sertce kapatıp , toz pembe üzerinde rengarenk çiçek desenleri olan koltuğa elindekilerini koydu , okyanus gözleri beni buldu." Bunları giy ve bir an önce çıkalım" dedikten sonra odamdan çıkıp kapıyı ardından kapadı.
Hiç sağlıklı olmayacaktı bu durumda okula gitmem , bana kalırsa hiçbir zaman gitmeyecektim ama bir yerden başlamak gerekiyordu. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra ağır adımlarla Ecir'in seçtiği kıyafetlere yöneldim. Önemi yoktu güzel olup olmamasının ama zevkini begenmiştim.
Üzerime yavaşca geçirip hazırlandıktan sonra bir çanta alıp içine bir defter attım ve çıktım odamdan. Telefonumu da evde bırakıcaktım , merdivenlerden inip alt kata göz gezdirdiğimde Ecir'in beni arabada beklediğini anladım. Montumu ve botlarımı giydim anahtarı da alıp çıktım. Soğuk hava anında kendini göstermişti montuma iyice sokularak hızlı adımlarla arabaya girdim.
"Sonunda.." diyerek çıkıştı. Karşılık verecek enerjiyi kendimde bulamayıp başımı cama yaslayarak yolu izlemeye başladım. Hava da ruh halim gibi can sıkıcı derecede kapalıydı. Sıkıntıyla nefesini dışarı verdi ve sessizliği bozdu."Sınıflarımız aynı , sana kiminle konuşup konuşmayacağını söyleyeceğim."
Göz ucuyla ona doğru baktığımda yola bakıyordu. Baktığımı fark edip gözleri gözlerimi buldu.
" Buna zamanla kendim karar verebilirim" dedim boş bir sesle
Alaycı gülümsemesi yine yüzünde laik olduğu yeri bulmuştu , gözlerini yola çevirdi.
" Oradaki insanları ne sanıyorsun sen ? , Hepsinin kafasında tilkiler dönüyor. Ben sana yol göstereceğim,sende beni dinleyeceksin."Cevap vermeyip bakışlarımı tekrar yola çevirdim. Ne kadar kötü olabilirdi ? Yaşadıklarımdan kötü daha ne olabilirdi ?
Bana bir asır gibi gelen yol sonunda bitmişti ve okulun bahçesine arabayı park etti. Etraftaki kızların şimdiden bakışlarını üzerine toplamıştı. Arabadan indikten sonra havalı bir şekilde düğmeye basarak kapıları kitledi. Kızların çoğu bana tuhaf bakıyordu ve bu mide bulandırıcıydı..Ecir'i ağır adımlarla takip ederek okula girdim. İçerisi gerçekten sıcaktı , soğuktan kasılan bedenim gevşemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇ
RomanceBütün mavilerin kıskandıgı gözlere sahipti o. Öpülesi dudakları vardı insan izledikce doyamazdı. Bakmakla olmazdı.. Kimsenin göremediği merhamet saklıydı onda ve o merhametini sadece bir kişiye gösteriyordu , yalnızca merhametini degil yıpratıcı öfk...