"Benimkiyle gidelim " desemde kendi arabasının kilidini açtı. Ama pes etmedim...
"Benimkiyle gidelim senin işin var belli ki benden sonra , beni taksiyle döndürmek zorunda bırakma " diye diretince biran duraksadı ve arabasını kitleyip benim arabama yöneldi. Çantamda kısa çaplı bir kazı çalışması yaptıgımda anca buldum anahtarı. Şaşırmak gerekir ki buna bile bir yorumda bulunmadı. (Arabam Fiat 500l )Arabayı çalıştırıp gazı kökledim ve tekerlekler biran boş döndü ve hemen sonra toparladı. Okyanus gözler üzerimdeydi. Gözlerimi yoldan ayırıp ona baktım.
"Ne oldu?" Dememle gözlerini kaçırdı.
" Yok bişey hadi yola bak kaza maza yaparsın geberir gideriz"
Demesiyle biran aklıma ailesi geldi. Gözlerine kara bulutlar çöktü ve güneş yansımasıyla pırıl pırıl parlayan okyanus birden bulutların gölgesi ardında karardı. Yola bakmaya devam ettim aynı zaman da hızımı az da olsa düşürdüm. Normal de hız tutkunuydum ama onun böyle bir anısını tazelemek istemezdim. Havayı degiştirmek için radyoyu açtım o da frekansı ayarladı. Aynı zaman da yolu tarif ediyordu.
10 dakikalık bir süre içinde şehvetli bir o kadar da havalı bir okula geldik özel bir otoparkı vardı ve oraya arabamı park ettim. İndikten sonra kapıyı sertce çarptı ve aniden irkilip refleks olarak ona dogru baktım. Neye sinirliydi sabahtan beri. Hayır yani neden sinirini arabamın kapısından çıkartıyordu. Tabii ki içim yandı ama görgüsüz gibi belli etmedim ve okula dogru yürümeye başladıgında ellerimi cebime sokup onu takip ettim. Okulun girişine girdik ve asonsöre dogru yöneldi. Sürekli gözleri yere bakıyordu sabırsız bir şekilde. Çenesinden hafifçe tuttum ve kendime çevirdim. Okyanus gözlerinde şaşkınlık oluştu..
"Neyin var?" Dedim huzursuz bir şekilde. Sanki birşeyler söyleyecek gibi oldu. Duraksadı. Elimden rahatsız olmuş gibi kendini çekti ve sert bir ses tonuyla "Yok birşey " dedi. Yüzü git gide daha solgun bir hal alıyordu. Asonsöre bindikten sonra en üst katta indik ve müdürün kapısına dogru yürüdük. Kapıyı çalmadan direk içeri girdi ve benim utanmama sebep oldu. Saçlarında hafif beyaz olan çok yaşlı sayılmayan adam Ecir'i görünce duraksadı. Daha sonra gözleri beni buldu ve hafifçe gülümsedi. Bende aynı şekilde ona gülümsedim. Ve oturun şeklinde eliyle yer gösterdi.
"Biz nakil için gelmiştik" dedim kibar bir şekilde.
"Öyle mi ?" dedi müdür benim üzerimde gözlerini gezdirerek.
Bende onaylarcasına kafamı salladım.
"Acil işimiz var çabuk olursanız eger .." Dedi Ecir sabırsız ses tonuyla.
xxx
Nakil işlemi çok kısa sürdü ve tomarca para döktü Ecir . Tabii ki de verecektim karşılıgını anneme söyledikten sonra o iletirdi Ecir'in hesabına.
Müdürün odasından çıktıktan sonra yüzüme dahi bakmadan hızla merdivenlerden indi. Asonsörü dahi beklemeden. Bende şaşkınlıkla onun peşinden gittim. Ve merdivenlerin sonunda kolundan sıkıca tuttum. Aniden gözlerim irileşti.. Ecir titriyordu. Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Önüne geçip
"Neden titriyorsun?" Dedim
"Titremiyorum yok birşeyim çekil önümden" dedi hızlıca ve sesi oldukca sertti.
"Neyin oldugunu söylemeden çekilmem" diye diretince bana öfke dolu gözlerle baktı.
"Çekilmezsen canını öyle bir acıtırım ki .." Diyerek beni itti . Hızlıca yürümeye başladı.
"Umarım geberirsin" diye bagırdım öfkeyle ve sesim okulda yankılanmıştı.
Bende ona aldırmadan hızlıca otoparka indim ve arabamı çalıştırdım. Suç bendeydi neden soruyorum ki. Banane ondan gebersin. Trafik can sıkıcı boyuttaydı. Hemen radyoyu açtım ve sakinleşmemi bekledim. Kız arkadaşına yetişmek için bana bagırdı. Ona engel oluyordum çünkü , benimle 1 saniyesini bile geçirmek istemiyordu. Bende onunla tabii ki. HADSİZ.•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇ
RomanceBütün mavilerin kıskandıgı gözlere sahipti o. Öpülesi dudakları vardı insan izledikce doyamazdı. Bakmakla olmazdı.. Kimsenin göremediği merhamet saklıydı onda ve o merhametini sadece bir kişiye gösteriyordu , yalnızca merhametini degil yıpratıcı öfk...