Lust {BTSxYoongi}

13'Oburluk

Teşekkür ederim, bu iğrenç bölümlere rağmen okumaya ve bölüm istemeye devam ediyorsunuz.

Hatalar varsa affedin.

Bölüm şarkımız The Weeknd - Valerie

Attığım şarkıların çoğu bölümle bağlantılı olmayabilir. Hem tavsiye niteliğinde hem de şarkılardan bir iki sözü bölümde kullandığım için koyuyorum.

Bu bölümde daha çok geçmişe geçeceğiz.

İyi okumalar.

*

"Sıra bende bebeğim unuttun mu?"

Kollarımı Jin'in boynuna doladım çekingence. Bendenimi tutan kollarını sıkılaştırdı. "Sence şehvetin içinde nasıl bir oburluk vardır Yoongi?" Kaşlarımı hafifçe çatarak ona baktım, az önce yaşananlardan sonra dikkatimi dağıtmak ve ona odaklanmamı sağlamak için söylediğini anladığımda ise onu yanıtladım.

"Şehvet sadece cinsel haz değil mi?" Gülüp odasının kapısını açarak içeri girdi.

"Çoğu kişi öyle olmasını bekler. İnsanları ya da bizleri tahrik ettiğinde bizde sadece cinsel haz uyandırmazsın Yoongi. Herkesi istediğin şekilde tahrik edebilirsin. Onları sinirden de tahrik ettirebilirsin az önce Hoseok ve Taehyung'u ettiğin gibi." Bedenimi siyah yatağa bıraktığında ben odayı incelerken konuşmasına devam etti.

Siyah ve derinin mükemmel uyumuna bir örnekti odası. Siyah yatağın deri başlığı ve önündeki berjeri, pencerenin önünde duran siyah tek kişilik iki koltuk ve siyah perdenin uyumu gözlerinizi alamayacağınız türdendi. Elbette ki her odadaki gibi büyük ve süslü avizeden burada da vardı. Güzel bir odaya sahipti.

"Yemek, para, şöhret ve genellikle sex. Bunlara olan sonsuz isteğin de senin bir türlü oburluğundu." Bedenini bedenimin üzerine uzandırıp yüzüme baktı yukardan.

"Biliyorsun, sen bizim için bambaşka bir tattın. Yeni bir heyecandın. Ve doyumsuzluğun en çok işimize gelen huyundu ama bizden başka sana göz koyan varlıklar da vardı Yoongi."

Uriel.

"Meleklerin şeytanlarla ilişki yaşaması hatta bunu hayal etmesi bile onlar için büyük bir günahtı ki senin sayende meleklerin büyük bir kısmı düşmüştü."

"Senin yüzünden!" Yoongi önünde durup ona öfkesini kusan düşmüş meleklere baktı kaşlarını çatarak. Onların hiçbirini tanımıyordu haliyle de ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

"Ne diyorsunuz?! Sizin yeriniz burası bile değil, izinsiz bir şekilde krallığıma girip iblislerimi öldürüyorsunuz ve bana bağırıyorsunuz ha?!" Ne kadar günahı şehvet de olsa o kibrin ve öfkenin gözdesiydi. İçindeki kibir ve öfke kabarcıkları gittikçe büyüyordu ve Namjoon ya da Taehyung bunu görseydi düşmüş melekleri umursamadan onu düzerlerdi.

Yoongi gözlerinde kibir, şehvet ve öfkesinin parlayan yıldızlarıyla önündeki topluluğa bakmayı sürdürüyordu. Melekler ise bu görüntü karşısında kendilerini tutmaya çalışırken biri öne çıkmıştı diğerleri ona yol açtığı için.

"Şehvet rüzgarın bizi derinden etkiledi küçük şeytan, yeni gelmiş olmana rağmen bu güç sana fazla değil mi?"

Kaşlarımı çattım. "Nasıl dayandım?" Hafifçe gülümsedi.