Kitap yapım aşamasındayken aslında bu kitabın smut ağırlıklı olacağını düşünmüş ve ona göre yazmaya başlamıştım. Daha sonradan fark ettiğim şey ise bu kitabın daha çok aksiyona ihtiyacı olduğu oldu. Bu yüzden kurgu üzerinde en az 100 kere değişiklik yapmış olmalıyım. Ama son halinden de gayet memnunum. Bu versiyonu bir daha kaldıracağımı düşünmeyerek yayımlamaya devam ediyorum.Bölümümüzde italik yazıyla olanlar şeytanlarımızın hislerinin yazar açısından anlatılmasını yansıtacak.
İyi okumalar.
( ͡° ͜ʖ ͡°)
Gözlerime giren güneş ışınlarıyla uyandığımda bakışlarım açık pencereyi bulmuş ve esen hafif rüzgarla birlikte saten örtünün altındaki çıplak bedenim titremişti. Bakışlarım bu sefer siyah saten örtünün altında parlayan beyaz tenime kaydığında karnımın üzerindeki esmer elle dudaklarımı hafif bir gülümseme ele geçirmişti.
Yüzümü yana çevirerek yüz üstü uzanan Taehyung'un güzel çehresinde gezdirdim bu sefer bakışlarımı. Huzurlu bir şekilde uyuyor ve aldığı düzenli nefesler boynuma çarparak bedenimi ürpertiyordu. Yatağın diğer tarafında hissettiğim hareketlenmeyle bakışlarımı o tarafa çevirdiğimde bana dönmüş olan Namjoon'un bedeniyle onun tarafında olan elimin tersiyle yanağını sakince okşadım.
Hafiften acıyan saç diplerimle gözlerimi kısa süreliğine kapatıp derin bir nefes aldım. Göğüslerimi şişiren nefesim eklemlerimdeki ağrıyı bana hatırlattığında alt dudağımı ısırarak yavaş bir şekilde Taehyung'u uyandırmamaya çalışarak yataktan doğrulmuştum.
Dün gecenin günah dolu anıları aklıma dolarken bakışlarım yatağımın önündeki berjere yayılmış Jimin'in güzel bedeninde gezindi. Dudaklarımdaki minik gülümseme gördüğüm her bedenle biraz daha büyürken yavaşça yatağın ucuna gelmiş ve çıplak bacaklarımı yere sarkıtmıştım. Sağ bacağımın hemen yanındaki bedene bakmak için hafifçe eğildiğimde sırtını yatağa yaslayarak kollarını göğsünde birleştirmiş Jungkook'un saçlarına derin uykusundan yararlanarak bir öpücük kondurduğumda onun kucağına başını yaslamış olan Jin'in tatlı suratıyla kıkırdamamak için alt dudağımı dişlerim arasına almıştım. Yataktan tamamen kalkarak Hoseok'un nerede olduğunu anlamak için bakışlarımı etrafta gezdirirken onun da sırtını berjere yasladığını fark ederek genişçe gülümsedim.
Günah ve şehvet kokan odada yaşananlar yanaklarımı kızartırken yerdeki Jungkook'un olduğunu tahmin ettiğim bol siyah tişörtü üstüme geçirerek yavaş ve sessiz bir şekilde odamdan çıkmıştım.
Adımlarım beni salona yönlendirirken koltuğun üzerine gelişi güzel atılan Jimin'in deri ceketini alarak üzerime geçirdim. Balkona yönelirken ellerim ceketin ceplerini yokluyordu. Elime çarpan paketle gülümseyerek sigara paketini elime almış ve çıktığım balkonda en uca giderek bir dalı dudaklarım arasına almıştım. Paketin içindeki çakmakla sigarayı yakarak derin bir nefesi ciğerlerime doldurduğumda durumuma kısaca kıkırdadım.
Hiçbir zaman sigarasız yaşayamayacak bir seviyede olmamıştım. Genellikle alkol tüketirken içerdim ya da gerçekten kafamı dağıtmak istediğim zamanlarda kullanırdım bu zehri. Sabah kalktığımda yaptığım ilk iş sigara içmek olmamıştı hiçbir zaman.
Yeniden aldığım nefesle başımı yukarı kaldırmış ve gökyüzüne bıraktığım dumanın yayılışını izlemiştim sakince. Üst üste yaşanan olaylar hepimizi mental açıdan oldukça yormuştu. Şeytanlarımız dinlenmeye çekilip bedenlerimizi kısa süreliğine bize terk etmiş ve gözden kaybolmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust {BTSxYoongi}
No Ficción"Hepimiz seni bekledik Yoongi, bizi bir arada tutman için." Siyah saçlı alayla gülerek yaslandığı duvardan doğrularak üzerine yürüdü minik bedenin. "Sana ihtiyacımız var Yoon, senin bize ihtiyacın olduğu gibi." Siyah saçlıdan cesaret alan kızıl saçl...