Day 91 / Do you want a lemon?

5.3K 595 824
                                    

"Evet evet, sonra da tutup öptü onu, videosunu yollayacağım birazdan. Biz de Taehyung'u adam sanırdık, Jimin ondan yürekli çıktı. Sevgili oldular sonunda!"

Gribim geçmişti fakat ayakta zor duruyorum diye, özel hayatıma bayağı saygılı olan en yakın arkadaşım sabahın köründe Jimin'in zorlaması yüzünden bana bebek bakıcılığı yapmaya gelmiş ve benden sıkıldığını iddia ederek telefonuna sarılmıştı fakat biraz daha konuşursa değneğimi ağzına sokacaktım, haberi yoktu.

"Kimle konuşuyorsun yarım saattir?"

"Ne? Yanımda evet, tamam söylerim selamını. Yok hiç korkma en ufak gelişmede arayacağım ben seni."

"Jungkook kapat şu telefonu ya, benimle ilgilen." ben sızlanınca eliyle beni resmen kışladı ve telefon konuşmasına geri döndü Jungkook.

"Ah, şey dedi ya, onun da sana çok selamı varmış! Neyse Tae mızmızlanıyor. Hadi öptüm seni, kapatıyorum ben." telefonu kapatıp bana sinirli sinirli baktı salak arkadaşım ve zaten memnuniyetsizliğini bir ayna gibi yansıtan yüzünü biraz daha düşürdü.

"Jungkook su getir, Jungkook ayağımı kaşı, Jungkook benimle ilgilen! Yeter lan, Jimin sana bakarsam bana köfte yapacağını söylemeseydi bir dakika durmazdım başında." ay, haspama bakın.

Sanki ben bilmiyorum Jimin köfte yapmasa da başımda bekleyeceğini.

"Kimle konuşuyordun be?" hangi arkadaşımıza rezil olduğumu düşünürken Jimin'in gitmeden yaptığı çayımdan bir yudum almak için ağzıma götürdüm bardağı fakat duyduğum cevap ile ağzıma aldığım çayı püskürttüm istemsizce.

"Kimle olacak? Annemle."

"Ne demek annemle lan?" ağzımdan akan çayları koluma silip konuşmuştum, Jimin bu halimi görse kriz geçirirdi eminim ki.

"Ne var, annem sorup duruyordu Taehyung ne yaptı hoşlandığı çocukla diye. Kiliseye gidip gizli gizli dua bile ediyormuş sana, aman dedim anne sanki tanrı duymayacak gay çocuklar için dua ettiğini... Masum, duaları kabul oldu diye mutlu oldu."

Pişkin herif, üzerine yoktu cidden ortalığı ayağa kaldırma konusunda.

"Salak mısın oğlum, Jimin ile sevgili falan olmadık biz."

"Ne demek sevgili olmadık? Öpüştüğünüzü duyunca annem düğün hediyesi bakmaya başladı ama."

"Sıçayım sana."

"Bana bak, Jimin'i arayıp her yere mikroplu ağzından tükürükler saçtığını söyler sonra da telefonu kulağına bantlarım Taehyung. On saat aralıksız fırça yersin." Jungkook konuşunca en yakınımda ne varsa, görmeden, ona doğru fırlattım ve kollarımı göğsümde birleştirdim sinirle.

"Arama Jimin'i." onun şaka yaptığını biliyordum fakat sesim fazla ciddi çıkmıştı sanki.

"Nedenmiş?" Jungkook bir anda nereden geldiği belirsiz bir muzu soyup ağzına tıkınca durdum bir süre.

Tamam, demek ki muzdu attığım şey.

"İstemiyorum." mırıldandım ve yutkundum seslice.

"A-o, ezik Taehyung alarmı!" Jungkook benimle dalga geçiyordu fakat ben ciddiydim.

Jimin ile ikinci kez öpüşmemizden sonra, hani şu kapının tam önünde olan, Jungkook evimize dalmış, bizi bir an dahi yalnız bırakmamıştı. Biraz içmiş, havadan sudan konuşup gülüşmüştük. Günün sonunda hasta olduğumdan ben uyuya kalmıştım, sabah da Jimin erken çıktığından onunla konuşmak zorunda kalmamış ve yine yırtmıştım fakat Jimin ile bir sonraki konuşmamızdan ölesiye korkuyordum, bu yüzden o konuşma yapılmasın diye elimden geleni yapıyordum şu an.

Loser × vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin