9. BÖLÜM

294 18 0
                                    

O kızı babam öldürmüştü. Hem de 2 gün önce. Daniel da benim kadar şaşkın gözüküyordu.

"Demek ki baban hala avcı"

"Evet öyle" dedim üzüntüyle. Babamın bu işleri bırakmasını istiyordum.

"Amanda, babana herşeyi söylemeliyiz" dedi Daniel kararlı bir şekilde. Deli miydi bu çocuk?

"Asla olmaz. Asla. Eğer babam herşeyi öğrenirse beni başka bir şehire belki de başka ülkeye gönderir ve üçünüze öldürür. İstediğin şey bu mu?"

"Hayır. Senden uzakta kalamam" biraz önce doğru mu duymuştum? Daniel bunu yüzüme bakmadan söylemişti, ne yapmamız gerektiğini düşünüyor gibi duruyordu.

"Bence söylemeliyiz. Eğer avcılığa devam ederse ailenizi tehlikeye atmış olur" dedi kararlı bir şekilde. Haklıydı.

"Peki, akşama kadar kararımı veririm"

Eve geldiğimde ödevlerimi yaptım ve hepsini bitirince düşünmeye başladım. Babama söylemeliyim, buna devam edemez. Akşam söyleyeceğim. Kararlıyım. Daha sonra bugün olanları düşünmeye başladım. Olaylar kafamın içinde tekrardan canlanırken Daniel'ın yüzünü hatırladım. Kafamda çok net canlandı. Dıygularımdan nefret ediyorum. James'i mi yoksa Daniel'ı mı seviyorum bilmiyorum. James'le aramızda çok eskdien gelen bir bağ var. Daniel'dan daha ilk gördüğüm anda etkilenmiştim. Onda beni çeken birşeyler vardı. Bunları düşünürken anahtar sesi duydum. Babam gelmişti. Herşeyi söylemenin zamanı gelmişti.

Yemek yerken çok sessizdik. 'Günün nasıl geçti?' sorularından sonra sessizce yemeğimizi yiyorduk. Şimdi söylemeliydim. Cesaretimi topladım ve konuşmaya başladım.

"Baba"

"Evet?"

"Herşeyi biliyorum" dedim sakince. Kafasını kaldırıp bana baktı, yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

"Anlamadım?"

"Herşeyi biliyorum. Littleton ailesinin avcı olduğunu, vampirleri, kurt adamları, cadıları biliyorum" dedim. Bunları söylerken sanki 'bugün okula gittim' der gibi normal bir şekilde söylüyordum.

"Nası- nasıl öğrendin?" baya şaşırmıştı.

"James söyledi. O da vampir"

"Ne?"

"James bir vampir baba ve bizi korumak için neler yaptığını tahmin bile edemezsin" dedim ve ona bütün hikayeyi anlattım, beni dövdürmesi dışında. Bunu da anlatsaydım kesin James'i öldürürdü.

"James'in yaptığı iyi birşey ve onun diğer vampirler gibi olmadığına eminim ama avcılığı bırakamam Amanda. Dışarıda ne kadar kötü yaratıklar olduğunu bilemezsin. Hepsi James gibi değil"

"Peki 2 gün önce öldürdüğün aynı yaşta olduğumuz kızın ne kötülüğü vardı?" diye sordum sinirlenerek.

"Sen bunu nerden biliyorsun?"

"Duydum. Bu da benim yeteneğim. Ben bir bansheeyim" son cümlemle babam ağzı açık bana bakıyordu. Ona bansheelerle ilgili bildiğim herşeyi anlattım. Bir süre sessiz kaldık. Herşey fazla gelmişti galiba.

"Bizi tehlikeye sokuyorsun baba, bırak artık bu avcılığı. Lütfen" dedim yalvararak.

"Yapamam" dedi ve kararlı gözüküyordu. Bunu bize nasıl yapardı?

"Gerçekten de bencilsin, annemi ve beni bilerek tehlikeye atıyosun" diye bağırdım ve koşarak evden çıktım. Arkamdan ismimi bağırdığını duydum ama önemsemedim. Çok hızlı koşuyordum ve yağmur yağmaya başlamıştı. Bir süre sonra yavaşladım ve kaldırıma oturdum. Bir süre öyle durdum ve ağlamaya başladım, gözyaşlarım yağmurla karışıyordu. Bütün bunlar çok fazlaydı. O sırada siyah bir araba yaklaştı ve yanımda durdu. Burdan gitmeliydim. Ayağa kalktım tam hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım ki birisi bir eliyle kolumdan tuttu ve diğer eliyle de ağzımı kapattı. Çırpınmaya başladım. Ağzımı tutan elinde birşey vardı ve ağzıma doğru bastırarak beni arabanın içine çekti. O kişinin bir erkek olduğu belliydi. Bi anda dünyam kararmaya başladı ve kendimden geçene kadar çırpınmayı bırakmadım.

Gözlerimi açtığımda başta herşey bulanıktı ve sonradan netleşmeye başladı ama nerede olduğumu göremiyordum, fazla karanlıktı. Şu anda bir sandalyede oturuyordum ve ellerim arkadan bağlıydı ama ayaklarımı bağlamamışlardı. Kaçamayacağımı düşünmüş olmalılardı ve haklılar. Ellerimi tutan ip çok sertti ve çözmeye çalışırken bileğimi sıkıyordu. Bir süre gözlerimin karanlığa alışması için bekledim, bir yandan da buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalışıyordum. Büyük ihtimalle adamın ağzıma doğru bastırdığı şey beni bayıltacak birşeydi ve bayıltmıştı da. Gözlerim hala karanlığa alışamamıştı. O sırada aklıma telefonum geldi. Her zaman telefonumu yanımda taşırdım bu yüzden evden çıkarken de yanımdaydı ama büyük ihtimalle beni kaçıran kişiler almıştı, telefonumu cebimde hissedemiyordum. Küfrettim. İşler ne zaman bu hale gelmişti? Büyük ihtimalle beni kaçıran kişiler intikam isteyen vampirlerdi. Hepsi babamın suçuydu. Bu kadar bencil olmamalıydı. Acaba beni aramaya başlamış mıdır? Bi anda açılan ışıkla gözlerim kamaştı. Gözüm karanlığa yavaş yavaş alışmaya başlamıştı bir de ışığa alışması gerekiyordu. Sonunda biraz görebilecek hale geldiğimde karşımda bir kızın olduğunu gördüm. Siyah saçları ve renkli gözleri vardı. Sert bir kızdı.

"Rahat mısın orda?" diye sordu ingiliz aksanıyla. Her zaman ingiliz aksanını sevmişimdir, bugün hariç.

"Sanki umrunda da" dedim ve dediğim gibi kızın bana yumruk atması bir oldu. Yanağım feci derecede yanıyordu.

"Sana bir soru sordum" dedi sertçe.

"Evet, rahatım. Cevabını aldın şimdi kim olduğunu ve neden beni kaçırdığınızı söyle" dedim. Kendimi yeni bir yumruğa hazırlamıştım ama o hiçbir şey yapmadı. Sakin gözüküyordu. Bana yumruk attığı zaman da sinirli değildi sadece otoritesini koruyup beni korkutmak istiyordu. "Burda kraliçe benim" havası vermeye çalışıyordu.

"Normalde seni ilgilendirmez derdim ama zaten söylemem gerekiyor. Ben bir vampir topluluğunun lideriyim. Belki duymuşsundur, ailen vampirleri gereksiz yere öldürdüğü için onlardan intikam almak için kurulan bir topluluk. Adım Becky ve seni öldürmek için sabırsızlanıyorum"

***

Bölümler geç geldiği için gerçekten üzgünüm elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum ve yeni güncelleme çok iyi oldu artık telefondan da resim veya video koyabiliyorum. Bu arada yorum, vote ve okunma sayısı için gerçekten teşekkür ederim. Yeni karakterimiz Becky yani Kaya Scodelario.

VISIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin