11. BÖLÜM

279 20 8
                                    

İlk eğitimim için hazırdım ama aynı zamanda da inanılmaz derecede gergindim. Nasıl olacağını bilmiyordum. Belki de bana fazla güçsüz olduğumu ve bu işi yapacak güçte olmadığımı söyleyeceklerdi. Hayır, ben güçlüyüm. Bunu yapabilirim.

Daniel gülümsüyordu, o da heyecanlıydı sanırım.

"Hazır mısın? Biraz zor olucak" dedi.

"Ben hazır doğdum" dedim havalı bir şekilde ama ikisi de güldü. Sonra babam ciddileşti ve spor çantasından bir kazık çıkarttı.

"Bu bir vampiri öldürebilir. Dövüşmeyi öğrendiğin zaman kazıkla birlikte alıştırma yapacağız, nasıl öldürmen gerektiğini öğreneceksin ama önce dövüşmeyi öğrenmen gerek. Bu yüzden Daniel'a ihtiyacımız vardı" dedi ve kenara çekildi.

"Sıra sende Daniel" dedi. Daniel başıyla onayladı ve yanıma geldi. Önce yumrukla vurma çalıştık daha sonra tekme atmayı çalıştık. Birkaç hareket daha gösterdi.

"Bu kadarı senin için yeterli. Sonuçta karşında bir vampir varsa sen daha elini bile kaldıramadan boynunu kırar ama eğer karşılaştığın insansa dövüşmeyi bilmen gerek. Sana öğrettiklerim temel hareketlerdi gün geçtikçe ilerleyeceğiz" dedi. Nefes nefese kalmıştım ama o çok enerjik gözüküyordu çünkü bir vampirdi. Bu sefer sıra babamdaydı. Elinde bir ok ve yayla geldi ve elindekileri bana uzattı. Yüzüne salakça baktım. Hayatımda hiç yay ve ok kullanmamıştım.

"Önce öğretmem gerek sanırım" dedi. Oku yaya geçirdi ve ağaca doğru attı. İyi bir atıştı. Sıra bendeydi. Tam odaklanıp atıcaktım ki babamın telefonu çaldı. Konuşmasının bitmesini bekledim çünkü odaklanamıyordum. Sonunda konuşması bitmişti.

"Üzgünüm gitmem gerek, işten çağırıyorlar. Siz devam edin" dedi ve gitti. Tekrardan odaklanmaya çalıştım ve oku fırlattım. Ağacın yanına düşmüştü. Hatta baya uzağına düşmüştü. Berbat bir atıştı.

"Bir daha dene, pes etme" dedi Daniel. Beş kere daha denedim ve her deneyişim berbattı. Altıncı atışım da aynı şekilde olunca sonunda elimdeki yayı fırlattım ve küçük bir sinir krizi geçirdim. Daniel yerde yayı alıp elime tutuşturdu.

"Hemen pes etme. Sen bundan daha güçlüsün" dedi ve gülümsedi. Arkama geçti ve oku nasıl yerleştirip atmam gerektiğini gösterdi. Elleri benimkilerin üstündeydi. Kafası boynumdaydı. Nefesi hissedebiliyordum. Çok yakındı. Bir anda okun fırladığını farkettim. Tam isabetti.

"Gördün mü? Bu kadar basit" dedi. Bu kadar yakınımda olması beni tuhaf hissettiriyordu. İyi anlamda.

"Şimdi de sen dene" dedi. Ellerini çekti ama uzaklaşmamıştı. Kendimi toparlamaya çalıştım ama odaklanamıyordum. Bu kadar yakınımdayken birşey düşünemiyordum. Ellerim hafifçe titriyordu.

"Biraz uzaklaşır mısın?" diye sordum. Tam bir salaktım. Ondan uzaklaşmasını isteyen tek kızdım sanırım. Kafamı çevirmedim ama hafifçe güldüğünü hissedebiliyordum.

"Neden? Dikkatini mi dağıyorum?" dedive bu sefer kesinlikle gülümsedi.

"Kim bu kadar yakınımda olursa olsun dikkatim dağılır" dedim ama bu doğru değildi. Eğer onun yerine başka birisi böyle birşey yapsaydı karnına yumruğu yerdi. Hafifçe uzaklaştı.

"Şimdi nasıl?"

"Daha iyi" dedim. Odaklanmaya çalıştım. Yayı çektim ve ok yerinden fırladı. Olmuştu. Ağaca isabet etti ve sevinçten küçük bir çığlık attım.

"Gördün mü? Başardım" dedim gülerek Daniel'a. O da gülüyordu ama büyük ihtimalle o benim salak halime gülüyordu. Dondurma görmüş küçük bir kız gibiydim. Daniel'ın bakışları bana doğru kilitlenmişti. Bir süre bakıştık. Gözlerimi kaçırmak istiyordum çünkü biraz daha böyle bakışırsak onu öpmek korkuyordum. Kendimi tutmaya çalışırken Daniel sırtımdan tuttu beni kendine yaklaştırdı ve öpmeye başladı. Sakin ve yavaş bir öpüşmeydi ama sevgi doluydu. Babamın işinin çıkması iyi olmuştu. Bir süre sonra ikimiz de uzaklaştık. Eli hala belimdeydi.

"Çok güzelsin" dedi sakince. Sesi fısıltı gibi çıkıyordu. Bana olan bakışları anlam ve sevgi doluydu.

Küçük sevgi dolu anlarımızdan eve döndük. Beni eve bıraktı ve o da evine gitti. Duş aldım. Çıktığımda telefonuma baktım. Beş yeni mesaj ve iki cevapsız arama gördüm. Hepsi de James'ten gelmişti. James. Beni seviyordu. Ben kimi sevdiğimi bilmiyordum. Daniel'la öpüşmemiz güzeldi ve ondan hoşlanıyordum ama James'le o kadar çok anımız vardı ki...

Mesajları okumaya başladım.

"BUGÜN DIŞARI ÇIKMAK İSTER MİSİN?"

"ARADIM AMA CEVAP VERMEDİN. SANIRIM DÜNKÜ OLAYDAN SONRA İYİ DEĞİLSİN. ANLIYORUM"

"AMANDA, EN AZINDAN MESAJLARIMA CEVAP VER"

"BİR DAHA ARADIM AÇMADIN, EVİNE GELDİM YOKTUN. YOLDA BABANI GÖRDÜM VE ORMANDA DANIEL'LA EĞİTİMDE OLDUĞUNU SÖYLEDİ. YANINIZA GELİYORUM İYİ OLDUĞUNDAN EMİN OLMAM LAZIM"

"BİRAZ TUHAF BİR EĞİTİM... SİZE MUTLULUKLAR" son mesajını da okuduktan sonra kendimi pencereden atasım geldi. Son mesajı... Daniel'la beni görmüştü.

***

2 haftadır yazmıyormuşum ama şu sıralar sınav haftam ve çok yoğunum. Artık daha çok yazmaya zaman ayıracağım. Okuma sayısı yazmasam bile sürekli artıyor, hepinize çok teşekkür ederim. Bu arada sormak zorundayım çok merak ediyorum, siz Daniel ve Amanda mı yoksa James ve Amanda taraftarı mısınız? :D

VISIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin