10. BÖLÜM

266 14 0
                                    

Beni öldürmek için sabırsızlanıyor muydu? Beni öldürmek mi? Beni öldüreceklerdi. Aslında mantıklıydı. Ailem onların türünden binlerce vampir öldürmüştü ve intikam olarak da ailemin en çok değer verdiği şeyi alacaklardı. Beni. Yine de ne kadar mantıklı olursa olsun ölmek istemiyordum.

"Herkesin beni aramaya başladığını biliyorsun değil mi?" diye onu sinir etmeye çalışacaktım ama ters tepti.

"Evet biliyorum, istediğimiz şey de tam olarak bu zaten. Gözlerinin önünde hiçbir şey yapamadan ölmeni seyretmek zorunda kalıcaklar. Eğlenceli olucak inan bana" dedi gülerek. Bu kız tam bir psikopattı. Büyük ihtimalle beni öldürdükten sonra onları da öldüreceklerdi. Bi anda birisi koşarak içeriye girdi. İri yarı bir adamdı.

"Geldiler" dedi gülerek.

"Güzel" dedi Becky. Planının işlemesinin mutluluğu vardı yüzünde.

"O zaman şöyle yapıy-" diye başlamıştı ki elektrikler kesildi.

"Neler oluyor?" diye sordu birisi. Odada 4 kişi vardı. Ben, Becky ve biri kız biri erkek olan korumalar. Ama bir anda sanki daha çok kişi varmış gibi hissediyordum. Bi yerde iki tane kırmızı nokta gördüm. Sanki bunlar...gözdü. Evet bunlar kesinlikle gözdü ve etrafı tarıyordu. Korumalardan biri vampir değilmiş demek ki. Daha sonra tuhaf birşey oldu ve birisi o gözlerin sahibinin üstüne atladı. O anda ışıklar açıldı ve herşeyi daha net görebildim. Dylan kırmızı gözün üstüne atlamıştı -erkek koruma- ve Daniel da diğer kızla kavga ediyordu ve diğer vampirler geliyordu. Becky ve James de büyük bir kavgaya girmişti. O sırada babam ellerimi çözmekle uğraşıyordu. Çözünce sonunda ellerim serbest kaldı ve kan dolaşımımı hissedebildim. Bana kısaca bi süre sarıldı ve elime iki şey tutuşturdu. Biri bıçak ve diğeri de bomba gibi birşeydi. Anlamsızca suratına baktım.

"Geride dur, sakın kavgaya bulaşma. Bu bıçağın içinde mine var bunu bir vampire saplarsan onu öldürmez ama acı verir ve yavaşlatır. Diğeri de mine bombası, bu da öldürmez ama tüm vücudu mineyle kaplanır ve acı verir" dedi hemen ve yanımdan ayrılıp diğer vampirleri silahla vurmaya başladı. Kurşunların içinde mine olduğuna emindim. Kavgayı izlemeye başladım. Korkuyordum. Daniel kızın boynunu kırmıştı ve önüne gelenleri bir güzel dövüyordu, babam hala ateş ediyordu, Dylan korumayı halletmiş diğer vampirlerle uğraşıyordu ve en heyecanlısı Becky ve James'in kavgasıydı. İkisi de çok güçlüydü. Becky James'in karnına tekme attı. James kısa bir süreliğine geri gidip daha sonra kendini toparladı, kıza yumruk attı ve Becky yere düştü. James kızı duvara fırlattı ve o sırada bir vampirin üzerime doğru geldiğini gördüm. Dişlerini çıkartmıştı ve ben bıçağı sağlayana kadar boynumu kopartırdı. Mine bombasını vampire doğru attım ve vampir acıyla bağırdı. Herşey çok hızlı olmuştu. Vampirin her tarafı kızarmıştı. Sanki yangından çıkmış gibiydi her tarafında yanık izleri vardı. Vampir acı içinde bağırarak uzaklaştı. Adrenalinden ölebilirdim. Dikkatimi yeniden kavga verdim ve nasıl olduysa Becky James'i duvara fırlattı ve gözden kayboldu. Becky gitmişti. Gitmemesi gerekirdi, bana zarar vermek için daha sonra da aynı şeyleri yapıcaktı. James toparlanıp yanıma geldi

"İyi misin?" diye sordu ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Buna ihtiyacım vardı.

"İyiyim" dedim. O sırada nerdeyse kavga bitmişti. Becky'nin adamlarının çoğu ya yerdeydi ya da kaçmıştı. Daniel sonuncusunun omurgasını kırdıktan sonra yanıma geldi ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım.

"Buradan hemen çıkmamız gerekiyor" dedi. Haklıydı. Hemen oradan ayrıldık, arabalara doluştuk ve yola çıktık.

Daniel, James ve Dylan başka arabada, ben ve babam başka arabayla gidiyorduk.

"Özür dilerim" dedi babam. Pişman gözüküyordu.

"Gerçekten özür dilerim Amanda. Böyle olsun istemezdim. Ben...ben seni tehlikeye atmamak için herşeyi yaptım. Bundan sonra da avcılığı bırakamam. Liderleri ortadan kayboldu ve seni korumam lazım. Sen de kendini korumalısın. Bu yüzden yarın avcılık eğitimine başlıyoruz" dedi kararlı bir şekilde. Bunları babam mı demişti?

"Ciddi misin?" diye sordum hevesle.

"Evet, ciddiyim" dedi. Yol boyunca başka birşey konuşmadık ve eve gelince hemen uyudum.

Daniel ve ben arabadayız. O arabayı sürüyor ve ben de camdan dışarıya bakıyorum. Olacak olayları düşünüyorum. "Bugün herşeyin sonu olabilir" sürekli bu cümleyi düşünüyorum. İçimde kötü bir his var. Birisi ölücek. Bunu hissedebiliyorum, biliyorum. Sonunda gitmemiz gereken yere gidiyoruz. Tam arabadan inecekken bana hazır olup olmadığımı soruyorum. İyiyim, diyorum. Gülümsüyor. Arabadan çıkıyoruz ve savaşın olacağı yere doğru yürümeye başlıyoruz.

Odamın içine giren güneş ışığı ile uyandım ve yatağımda doğruldum. Tuhaf bir rüya görmüştüm, aslında dün olanlardan sonra rüyam bile daha normaldi. Aşağıya indim ve babamı gördüm. Bugün işe gitmemişti. "Günaydın" dedim. Kahvaltı yaptık.

"Heyecanlı mısın?" diye sordu. Bugün avcılık eğitimim vardı.

"Evet" dedim.

"Bir tane vampire ihtiyacımız var"

"James'i çağırırım" dedim.

"Hayır" dedi hemen.

"Neden?" diye sordum şaşırarak.

"James'in vampir olduğunu yeni öğrendim. Uzun bir zamandır onu insan olarak biliyordum ve James'in kötü biri olmadığını tahmin edebiliyorum ama bu gerçeği kabullenmem gerek" dedi. Kavga çıkartmak istemiyordum bugün o yüzden tamam deyip geçiştirdim. Odama çıkıp Daniel'ı aradım.

"Bugün büyük gün" dedim neşeyle

"Dünkü olayı atlatmış gibisin" dedi şaşırarak.

"O olayı hiçbir zaman atlatamayacağım sadece anı yaşıyorum, duygularımı başkalarına yansıtmıyorum. Her neyse babam bu son olaydan sonra bana avcılık eğitimi vermeye karar verdi aslında avcılık için değil, kendimi korumak için ve bir tane vampire ihtiyacımız var" dedim.

"Sonunda baban doğru kararlar vermeye başladı" dedi rahatlıkla. Güldüm.

"Yarım saat içinde ormanda buluşalım" dedim ve telefonu kapattım. Spor kıyafetlerimi giydim ve ilk eğitimim için hazırdım.

VISIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin