Selimgül'ün Suçu Ne?

3.2K 89 7
                                    

Selim'in Ağzından

"Abi bu nedir ya? Kız resmen pisliğin tekiyle yemeğe çıktı." Diye sessizce fısıldadım. Özgür'de "Herif pislik demiyor muyuz? Pisliğin kokusu uzaktan duyulmaz, bırak yanında dursun. Öyle öyle anlayacak adamın ne mal olduğunu. Kafaya takma, dert etme sen." Başımı salladım. "Ee kardeşim, Metin'di değil mi?" Özgür'ün sorusuyla başını salladı. Şebnem bana bakıp gidin anlamında kaş göz yapıyordu. Bende durur muyum? E tabi dururum Şebnem'i Metin'e kaptıracak değilim ya. 'Yok yani kızdaki anlayışa bak, gitti ben varken Metin'i seçti ya.' Şebnem öksürmeye başlarken Özgür beni dürttü. "Abi, düşünceler insanın içinde olur, sen dışa yansıttın." Elimi ağzıma götürdüm. "Iıı, yani, şey demek istedim şey, of, Özgür, ne demek istedim abi ben?"

"Benim beyin şuan error verdi kardeşim, devam et sen." Gülümsedim. "Amann boş ver be kardeşim, aa Hülya değil mi o?" Kalkıp hızlı adımlarla tuvalete yürüdüm. Aslında hem iyiydi hem kötü. İyi yanı tuvalete gitmemi sağladı, kötü yanı beni gördüğü anda şıp diye damlayacağıydı. Uzun bir süre tuvalette Özgür'ün gelmesini bekledim ama gelmeyince dönmek zorunda kaldım. "Önemli biri falan mı şu Hülya? Birden bir heyecan yaptın?" Metin'in sorusuyla Şebnem ona dirsek attı. "Ha yok yok de-Merhaba Hülya!" Yanıma geldiğinde ayağı kalkıp selam verdim. "Aa bizim kezbanımızda burdaymış. Maşallah yine kezbanlıkta bir numarasın Hülya'cım." Şebnem cümlesini bitirdikten sonra Özgür'den bir kahkaha, Metin'den bir kıkırtı duyuldu. Bende dudaklarımı birbirine bastırdım. "S-Selim gel bizim masaya gidelim." Başımı sallayıp Özgür'e göz kulak ol anlamında elimi salladım. O da "Ayıpsın kardeşim." dedi.

Şebnem'in Ağzından

Özgür'e döndüm. "Bana bak, sizin şu garip dilinizden bir şey anlamıyorum. Çabuk Selim'in sana ne dediğini söyle! Tabi, çocuk benden ayrıldı şimdi giderler Hülya'yla bir bara, sonra kafa bin beş yüz, sabah uyandığında artık Selimgül'ün Suçu Ne? diye dizi çekerler artık. PİS ADAM!"

"İlk bir nefes al Şebnem, ne bileyim şu Almilla'nın öğrettiği nefes dengelemelerinden falan bişeyler yap. Ha bu arada, noldu, kıskandın mı? Hani sevmiyodun?" Tırnaklarımı avcumun içine geçirip bizden üç masa ileride oturan Hülya ve Selim'e baktım. Selim kahkaha atarken Hülya'da el hareketleriyle bir şeyler anlatıyordu. "Sen gitsene Özgür. Arkadaşınla gelmedin mi sen? Hadi canım, ikile." Özgür kaşlarını indirip kaldırdı. "Yok Şebnem'ciğim, emir büyük yerden." Kaşlarımı çattım. "A-Ah! Zehir ettiniz be! Altı üstü Metin'le bir yemek yiyecektik ya! Hülya'ymış, Selim'miş, Özgür'müş! Bide o adı Arda olan sahtekar gelsin tam olur ya!" Çantamı alıp hızla dışarı çıktım. Zaten eve yakın olduğum için yürümeye başladım. Birden gözlerim kararmaya başladı. Etraftaki sesleri duymuyordum. Dizlerimde kendini yere bırakınca en son duyduğum ses Selim'in telaşla "Şebnem!" diye bağırışıydı.

İzmir'in Kızları (ŞebSel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin