Kedicik

2.3K 80 5
                                    

Birinci bölümün multimedia'sında İzmir'in Kızları'nın tanıtım videosu var. Bakarsanız sevinirim.
Kızlarla aynı anda iç çekip üçlü koltuğa oturduk. Almilla, "Selim'in teklifini biliyordum, ama Özgür'ün evlenme teklif edeceğini hiç beklemiyordum." Kainat'ta başını salladı. "Aynen." Başımı Kainat'ın omzuna bıraktım. "Kızlar, evlenme teklifimizi aldık, Kazım Amca'yı gönderdik, doğum günümüde kutladık. Doğum günü demişken hala hediyelerinizi açmadım. Gelin yukarıya, beraber bakalım."
"Kiss me hard before you go." Summertime Sadness'ı söyleyerek dolabıma yöneldim. Daha sonra hepsini çıkarıp yatağımın üstüne koydum. "Al bak bu benimki." Almilla'nın uzattığı paketi alıp açmaya başladım. "Bak canım, bu akuamarin. Sinirleri yatıştırır, dolayısıyla kavgaları önler. Bak şuda kalsedon. Duyguları dengeler." Hediye paketinin en altında bir çerçeve vardı. Üzerindede Kaçak Gelin olduğumuz günden bir selfie. Gülümsedim. "Ya sen ne tatlı bişeysin ya!" Yanağından öpüp saçlarını karıştırdım. "Biraz öyleyimdir." Bir öksürük sesiyle kendimize geldik. "Kıskanıyorum ama."
"Kıskanma kuzum. İkimizdede üçümüze yetecek sevgi var. Gel bakayım buraya!" Sarıldık. "Neyse, bak buda benim hediyem." Yeşil kaplı paketin içinde kıvırcık saçlı, kahverengi saçlı ve kumral bir gelin vardı. Üçümüzün küçük bir heykeliydi. "Ağlayacağım vallahi!"
"Ağlama ağlama. Nasıl beğendin mi?" Gülümsedim. "Beğenmek ne kelime? Bayıldım!" Elime gelen ilk kutuyu açmaya başladım. İçinden bir not, bir fotoğraf, birde üç tane ruj. Kaşlarımı çatıp notu okumaya başladım. "Havaalanında sana çarpıp rujunu kırmıştım. Sağ kulağım hala ağır işitiyor. Fotoğrafıda Can çekmiş. Sen bizim daha çok başımızı ağrıtacaksın. -Özgür" gülümseyip fotoğrafı elime aldım. Özgür eliyle sağ kulağını tutuyor, aynı zamanda bana sakin olmamı işaret ediyordu. Sonra gözüme birkaç detay çarptı. Arkada sarı hırkalı bir çocuk bizi izliyordu. İyice baktığımda onun Selim olduğunu fark ettim. Arkasındada Almilla, Özgür'e garip garip bakıyordu. Kahkaha atıp kızlarada gösterdim. Sıra Can'ın hediyesindeydi. İçinden bir müzik kutusu ve pembe bir zarf çıktı. Zarfı açıp sesli okumaya başladım. "BFF'lerin en güzeli, en tatlısı, iyiki Kaçak Gelin olmuşsun. İyiki hayatımıza girmişsin. İyi ki doğdun gelinlerin en şımarığı!"
"Bu bana iyi bişey mi dedi? Yoksa sövdü mü?" Ve en heyecanlıda sıra! Selim'inki! Hemen kırmızı kutuyu açıyorum. İçinden koca bir çerçeve, nerden baksan toplam on santim olan bir topuklu ayakkabı -bırak ayağıma olmasınu, serçe parmağıma bile olmaz.-, küçüm bir beyazıt-Vallaha delirdim ben! Neyse, konumuza dönelim. Beyaz atlı prens çıkmıştı. Almilla dudaklarını birbirine bastırdı. "Şebnem, buna bakmak istersin bence." Çerçeveyi aldığımda bağırmaya başladım "ÖKÜZ!" Benim fotoğrafıma photoshop'la şeytan boynuzu çizilmişti. Altındada "Melek yüzlü şeytan, sana fena kapıldım ben." yazıyordu. Telefonumu elime alıp Selim'i aradım. Yorgun bir ses kulağıma geldi. "Ne var? Sen kimsin? Beni uykumdan uyandıracak kadar önemli olan bu şey ne?" Kaşlarımı çattım. "Süzme salak! %100 öküz! Sabah meleğim, akşam 'ni vir?'! Gerizekalı! Kurt adamlarda bile böyle değişim görülmedi! Unicornların boynuzlarını takıl inşallah! Kör kuyularda ipsiz kal! Gece rüyanda Voldemort seni yer umarım! Oyuncak ayın canlanırda Çaki gibi gezer ortalıkta!"
"Hiii aşkım! Ben uyuyodumda kim olduğuna bakmadan direk açmışım."
"Şimd, derhal bana elimde duran fotoğrafı açıklıyorsun!"
"Şebnem, kızmadan önce sana birşey soracağım. Neredesin şuan?"
"Ben mi? Odamda."
"Aşağı iner misin?" Yataktan kalkıp kızlara 'bir dakika' işareti yaptım. "Evet, indim."
"Mutfağa gir."
"Mutfaktayım."
"Şimdi telefonu hoparlöre al, tezgahın üstüne bırak ve sol tarafta, en dipteki dolabın en üstünün bir altına bak." Bir sandalye çekip dolabı aldım. İçerisinde kocaman bir karton kutu duruyordu. "Bu ne ya?" Sandalyeden inip masaya oturdum. Karton kutuyu hızla açtığımda bir de ne göreyim? Mavi gözlü, şirin bir tekir yavrusu masum masum bana bakıyordu. "Selim, ne yaptın sen ya?" Diye gülümsedim içtenlikle. "Beğenmedin mi?" dedi endişeyle. "Saçmalama! Bayıldım! Yanımda olsan şuan seni öpücüklerle boğmuştum."
"Haa, öyle mi? O zaman sen biraz bekle. Bu fırsatı kaçırmak istemiyo-" Lafını böldüm. "Hop dedik."
"İyi o zaman. Hadi, iyi geceler. Kedinin adınıda yarın buluruz hayatım. Tekneye gelirsin sabah." Başımı iki yana salladım. Sonra göremeyeceğini anladığımda, "Hayır. Sabah olmaz. Ben şu babişkonun şirketine bir gideceğim. Bir toplantı varmış. Onu halledip öğlene doğru gelirim. Hadi iyi geceler." Deyip telefonu kapadım. Kediciği kucağıma alıp odaya çıktım. Kainat'tan gelen ilk tepki, "Ay tövbe! O ne be?" oldu. Kediyi Kainat'a doğru yaklaştırdım. "Kediiii! Ay ben seni yerim! Ne tatlı şeysin sen öyle." Almilla kediyi kucağımdan alıp okşamaya başladı.
Kedimi Almilla 'nın elinden zorla kurtardıktan sonra uyku bandımı taktım. İsimsiz kedicik çoktan uyumuştu. Bende ışıkları söndürüp uyumaya karar verdim.
MULTİMEDİA'DA ŞEBNEM VE SELİM'İN YENİ KEDİSİ VAR. BİRDAHAKİ BÖLÜMDE KM OYUNCULARINI EKLEYECEĞİM. SONRADA KM VE GB HARİÇ DİĞER DİZİLERLE OYLAMAYA YAPACAKSINIZ 😃

İzmir'in Kızları (ŞebSel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin