2. Bölüm; "Seni bekledim."

1K 103 198
                                    


Selam, Işık Perilerim. ✨

Multimedia: Simon

-Asır.

❄❄❄

Kendimi suda bulduğumda nefesim kesilmişti. Nefes almak için kafamı suyun yüzüne çıkarmaya çalışırken ayağımdaki patenlerden dolayı havuz zemininde kaydım ve daha derinlere battım. Nefes alamıyordum, boğuluyordum ve ölüyormuş gibi hissediyordum. Gözlerim kapanırken belimde bir çift kol hissettim. Daha sonra yukarı doğru çıkarılışım ve tekrar nefes almaya başlayışım...

Havuzun kenarına oturtulduğumda deli gibi öksürmeye başladım. Çok su yutmuş olmalıydım ve hâlâ nefes almakta zorluk çekiyordum. Sırılsıklam olmuştum. Yanımdaki bedene baktığımda onun da benden farksız olduğunu gördüm. Beni kurtaran çocuk, az önce çarpıştığım kişiydi. "İyi misin, Teslimatçı Kız?"

Bunu demesi üzerine öksürüklerimden dolayı zorlukla kafa salladım. Öksürüklerim kesilince tekrar derin bir nefes aldım. "İsmin ne?"

"Luna." diye mırıldandım. Tekrar ayağa kalktığımda patenlerimi gördüm. Onlar ıslanmıştı ve tekerleklerinin üzerine su kaçmıştı. Üzüntüyle bakışlarımı patenlerimden çektim ve Ambar'a doğru yürüdüm.
"Sen... sen yaptın!" Ambar şaşırmış gibi yaptı. "Sen ciddi misin? Ben hiçbir şey yapmadım."

"Yalancı!" Diye bağırdım. O ise derin bir nefes verdi. "Üzerime milkshake döken, sevgilimi sırılsıklam eden, yetmezmiş gibi bana iftira atan sensin.'' Ona sinirle baktım. O sırada görüş açıma babam girdi. Üzerinde hizmetçi kıyafeti olan bir bayanla konuşuyordu. Bayan gidince etrafına baktı, muhtemelen bir sorun olup olmadığını kontrol ediyordu. Bakışları havuzda gezinirken beni farketti ve gözleri koskocaman oldu.
Koşa koşa yanımıza geldi.

" Luna, kızım! Ne oldu sana böyle? Kim yaptı bunu? Sırılsıklam olmuşsun!" Babam omuzlarımdan tutup beni ayağa kaldırdı ve konuşmasına devam etti. "Hadi içeri geçelim. Üzerini değiştirelim. Yoksa üşütürsün." Kafa sallayıp babamı takip ettim. Yürürken başımı arkaya doğru çevirdim. Beni kurtaran aynı zamanda düşüren çocuk, Ambar'ın söylediklerini kafa sallayarak dinliyordu. Bi' an bana doğru baktı. Göz göze gelince hemen kafamı öne çevirdim.

Ortalama bir dakika sonra konağa geldik. Meraklı gözlerle etrafı izlerken buldum kendimi. Gözlerimden geçen duygu, meraktan hayranlığa geçiş yaparken, "Burası bi' harika..." diyebildim sadece.

Konağa ilk girdiğinizde krem rengi, kenarında altın rengi işlemeler olan takım mobilyalar göze çarpıyordu. Koltuklar oldukça genişti, rahat 5 kişi oturabilecek şekilde tasarlanmıştı. Evin içindeki eşyalar, vitrinlerden ceket askılarına kadar uyum içerisindeydi. Duvarlar kırık beyaz rengine boyanmıştı, cam vitrinlerin içerisinde aile fertleri olduğunu düşündüğüm kişilerin fotoğrafları vardı. Aynı zamanda orta sehpanın üzerindeki vazolar ve vazoların üzerindeki altın işlemeler ortama otantik bir hava katıyordu. Ben buyülenmişçesine evi incelerken kulağıma ayak sesleri ilişti.

"Miguel, yanındaki kim?" Sesin geldiği tarafa baktığımda 50'li yaşlarında, koyu kırmızı ruj sürmüş, resmi bir kadın gördüm. Nedense kadından iyi elektrik alamadım. Babam gülumsedi ve konuştu, "Bu kızım Luna." İsmini bilmediğim kadın beni baştan aşağıya süzdü.

"Bu küçük kızın neden ıslak olduğunu sorabilir miyim?" Babam konuşmak için ağzını açtığında az önce kaybolmuş olan sinirim tekrar gün yüzüne çıktı. "Şu şezlonglarda oturan sarı saçlı kız bana çelmet attı. Sonra ben havuza düştüm. Sarı saçlı kızın sevgilisi kurtardı beni. Şimdi de beni düşürdüğünü inkar ediyor!" Babam yavaşça kolumu dürttüğünde annemi gördüm. Muhtemelen uzun süredir önümde duruyordu ama ben sinirimden önümdeki annemi bile görememiştim.

Sekiz Tekerlek Üzerinde || Sou Luna FanFic.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin