*Multimedia: Luna*Söylediği şey üzerine sinirden kıpkırmızı kesilirken, "Emin olma," dedim ve hızla yanından ayrılıp evin giriş kapısına doğru koşar adımlarla yürüdüm. Giriş kapısına geldiğimde kapalı olan kapıyı tıklamak için yumruğumu uzattığım an kapı açıldı ve kapının içinden babam çıktı.
"Nereye gidiyorsun, Luna?" Havada asılı kalan yumruğumu geri çekip konuştum. "Annemle birlikte alışverişe çıkacağız. Sana haber vermeye geliyordum,"
"Ah, doğru. Senin alınacak eşyaların vardı. Annene benim gelemeyeceğemi söylersin. Bu arada, Bayan Sharon ile konuştuk. Blake'e kaydını yaptırdık. Ama kayıt süresi dolduğu için normal ücretten daha fazla para istediler. Bu yüzden, Bayan Sharon senden iyi ve başarılı bir öğrenci olup, okulda sorun çıkarmamanı istiyor."
Derslerim... Normal bir öğrenci gibiydi. Felsefe gibi derslere pek ilgim yoktu, daha çok matematiğe ilgim var diyebilirdim. Bu matematiğimin iyi olduğu anlamına gelmezdi, ama yine de matematik testi çözerken sıkılmıyordum.
Kimya... Galiba en kötü olduğum dersti. Matematiği anlayabiliyor olmama karşı kimya dersine ne kadar çalışsam da anlayamıyordum. Bu garip bir şeydi.
Babama "Peki," deyip geldiğim yönden tekrar arka giriş kapısına doğru yürüdüm. Biraz ilerleyince gözüme annem çarptı. Hazırlanmış, çantasının içinde birşey arıyordu. Yanına doğru ilerleyip hafifçe koluna değdim. Annem beni fark etmiş olacak ki, çantasını kapatıp bana döndü. "Ah, bende seni bekliyordum canım. Ne oldu, babanla konuşabildin mi?"
"Konuştum. Bizimle alışverişe gelemeyeceğini söyledi. Bayan Sharon ile kaydımı yaptırmışlar." Annem kafasını sallayarak konuştu, "Peki o zaman, biz gidelim. İnternetten biraz çevreyi araştırdım. Yakınlarda bir paten pisti ve alışveriş merkezi varmış."
Paten pisti kelimesini duyunca kalbim aniden hızlanmaya başladı. Paten... Bana Meksika'yı hatırlatıyordu. Simon'lu, General'li, siparişli ve bol müzikli günlerimizi...
Annem mutluluğumun yüzüme yansımasını gülümseyerek izledi. "İstersen alışverişten geldikten sonra paten pistine gidebilirsin." Büyük bir istekle anneme onay verdim ve evin giriş kapısından geçerek ana yola geldik.
Etraf sakin görünüyordu, ara sıra yanımızdan arabalar geçiyordu.
Anayola geldikten sonra, biraz daha yürüdük ve annemin bahsettiği alışveriş merkezine geldik.Alışveriş merkezi 4 katlıydı, ilk katında oyuncak ve hediyelik eşya dükkanları vardı. İkinci katta genel olarak kıyafet ve ayakkabı mağazaları vardı. 3. Katta yemek dükkanları, en üst katta ise oyun alanları...
Birlikte asansöre doğru yürüdük, annem asansörün düğmesine bastı ve asansörün gelmesini bekledik. Annem gözlerini asansöre dikmişken, ben küçük bir kıza bakıyordum. Annesi istediği şeyi almamış olacak ki, annesinin eteğinden çekiştiriyordu. Annesi ise durumu görmezden geliyor, hararetli bir telefon konuşması yapıyordu. Kız en sonunda pes edip annesinin eteğini çekmeyi bıraktığında, annesi telefonunu kapattı ve çantasına koydu. Yere oturmuş olan küçük kızını kucağına aldı ve bizim olduğumuz tarafa doğru gelmeye başladılar.
Annesi, kıza duyamadığım bir şeyler anlatıyordu. Anlattığı şey üzerine kız kahkahalara boğuldu. İstediği şeyi çoktan unutmuş benziyordu. Yanımıza gelip durdular. Onlar da asansörü bekliyordu. Küçük kız, annesinin kucağından merakla etrafına bakmaya başladı. Gözleriyle bütün çevreyi taradı, sonra beni fark etti. Önce bana yaklaştı. Küçük kafasını yukarı kaldırarak bana baktı, herhalde dikkatini çekmiştim. Sonra küçük işaret parmağını bana doğru doğrulttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekiz Tekerlek Üzerinde || Sou Luna FanFic.
FanficLuna; hayatını sekiz tekerlek üzerinde geçiren, Simon'un esprilerine deli gibi gülen, çalıştığı fast food dükkanın teslimat işlerinden sorumlu, neşeli bir kız iken ailesine gelen bir iş teklifiyle Meksika'dan yeni bir ülkeye taşınmak zorunda kalır...