Hayatımda hiç bu kadar işkence görmemiştim ağzım kan dolu olmasına rağman o cümle çıktı ağzımdan;
- Senden nefret ediyorum aşağılık herif anlasana seni sevmi..
- Kes sesini! Sana öyle işkenceler yapıcam ki ölmek için dua ediceksin! Gel ilk işkenceyl...
Sabah farklı bir odada uyandım. Neresiydi böyle kalkmaya çalıştım ama yine her yerim bağlıydı oda çok soğuktu. Üstümde sadece bir hasta elbisesi vardı. Korkamaya başlamıştım. Daha napıcaktı bana? " İmdat imdat yardım edin nerseyim ben!" Sonra içeri doktar ve bora girdi. " Oooo uyanmışız güzellik " korkuyordum artık takatim kalmamıştı. Nerdeydim ben? kurtulduğumda polisi kesinlikte ara arayacaktım. Bora yanıma yakşaltı ve şaçımı okşamaya başladı ben ise ağlıyordum bana napıcaktı?
- Bora bak yeter. ben gitmek istiyorum çok kokruyorum çıkar beni lütfen!
- Ah keşke yapabilsem. Ama melelğim ders alman lazım ki biraha kaçmayasın dimi?
- Ben seni sevmi...
- Bak gördün mü ? Bende seni seviyorum birtanem. Hadi kaldığımız yerden devam edelim. Doktor uyut!
- Hayır. Hayır napıcaksınız bana istemiyorum! Dokunmayın bana adiler! Ve boynuma bir iğne batırdı ve saniyesinde uyumuşum. Sürekli uyuuordum ve korkum hiç azalmıyordu her yerim bağlanmaktan morarmıştı. Gözlerimi bir odada açtım. Kafamda kocaman bir yumurtaya benzeyen bişey geçirmişlerdi. Ellerimle cam olan kısma dokundum ama çıkaramıyordum. Odaya baktım kırmızı bir ışık vardı. Aradan 1 dakkika geçti ve Bora geldi.
- Merhaba miniğim. Bu sefer yine arkadaşlarınla buluşturacağım seni çok yakınında hemde. Ağzını açma derim.
- Ba-Bak ben dayanacak gücüm kalmadı.Çok bitkinim eve gitmek istiyorum. Bırak beni!
- Aaaaa daha yeni geldin olmaz meleğim neyse başlayalım. Dedi ve bir düğmeye bastı. Ve bir anda bütün küçük örümcekler yüzümü doldurmaya başladı. Bağramıyordum ordan oraya koşuyordum ellerimle kırmaya çalışıyordum. Olmuyordu duvara geçtim ve duvara kafa atmaya başladım. Olmuyordu kırılmıyordu. Son olarak gözüm Boraya kaydı ve üstüne atladım fakat boynumdan tutup kendine çekti ve karnıma bişey batırdı ve sonrası yine karanlık....
Sabah kalktığımda yine bir odadaydım. Işık vuruyordu. Sanırım 1 odaya gelmiştik. Kalkmak istedim ama ellerim ayaklarım bağlıydı. Bağırmak istedim ama ağzımda bağlıydı. Odaya bora girdi ve gülümseyerek saçımı okşuyordu. Ağlıyordum , çırpıyordum ağzımdakini çıkardı ve;
- Ba- Bak yeter dayanamıyorum ellerim, ayaklarım bağlanmaktan acıyor artık evime gidiyim. Ben senle mutlu olamam.
- Tabiki olabilirsin ister istekle ,ister zorla meleğim. Boynundaki dövmen güzelmiş. Yarın silincek haberin olsun! Ve benle bir daha böyle konuşma yoksa canını acıtırım lan!
- Ne kadar işkence yapıcaksın, bağlıycaksın, seni sevmiyorum, iğreniyorum senden, zorla yada istek diye bir şey yok. Seninle asla olmayacağım. Dövmem zoruna mı gitti?
- Bak Güneş beni sinirlendirme! Buradan asla çıkamasın bu gece benim olacaksın diyip ellerimi, ayaklarımı çözdü. Şimdi sana son 2 saat veriyorum. Tadını çıkar ihtiyacın olucak ve dolaptan bir şey çıkardı ve bunları giymemi söyledi. Şöyle bir baktım da berbattı. Danteli iç çamaşırları " ASLA!" Dedim. Hemen yanıma gelip " görürüz " diyip gitti. Hemen duşa girdim ve bütün bakım maskelerini denedim. Duştan çıkınca onun verdiklerini kenara atıp istediklerimi giydim. Bahçıvan tulum almıştım. Dolapta görünce şaşırdım ama alıp giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
