'Yapamıyorum'

849 91 128
                                    

Deniz'in sorduğu soru üzerinden bir hafta geçmişti. Nefes arada gelip gidiyordu. Ama deniz ona alışmak isterken uzaklaşıyordu. Ve bu onu daha fazla üzüyordu.

Deniz annesini sevemiyordu..

Bende içimde bir savaş veriyordum. Ben nefesi affedemezdim. Ben nefesi yeniden kapattığım kalbime alamazdım. Ben o yüzükleri nefese verdiğimde zaten her şeyi kalbimde bitirmişim. Bana yük olan şey o yüzükler değil, o yüzükleri gördüğümde aklıma gelen anılarmış meğer. Ve artık yorulmuştum. Dinlenmeye ihtiyacım vardı. Ruhumun özgür olmaya ihtiyacı vardı. N'olursa olsun mutlu olmaya ihtiyacım vardı. Şuan elimde bir limonata tepsisi ile bahçeye yürüyorum. Bahçeden denizin kahkaha sesleri yükseliyor. Evi inletecek ve kalbimi iyileştirecek olan ses. Bahçeye girdiğimde anka ve deniz iki tane balık sırtı örgü ile sırıtıyordu.

T:ciddi olamazsınız.

An:ne var?

D:eveyt baba ne var?

T:bütün gün böyle ikiz gibi mi gezeceksiniz?

An:evet. Noldu?

T:cidden akıllı kimseyi tanımıyorum.

Deniz yanıma gelirken bende aynı boyda olmak için eğildim. Önce yüzüme bakıp şirin bir şekilde gülümsedi. Bu şirinin sonra ne yapacağını bilemedim. Kafamdan aşağıya bir bardak soğuk suyu boşalttığında hemen ankanın arkasına kaçmıştı.

D:yaaaa bizim saçımıjla dalga geçersen böyle oluysun.

Ankanın ve denizin kahkahalarları kulaklarımı doldururken ikiside doğru koştum. Anka da denizi kucağına alıp bahçede koşmaya başladı. En son havuzun orda sıkıştırmıştım.

T:demek bana su dökmek.

D:ama baba!

T:ne baba!?

An:t-tahir bak havuzun yanındayız. Ani hareket yapma sakın.

T:diyisin. BÖ!

Anka ve denizin korkarak havuza düşmesi ile Tahir gülme krizine girmişti.

An:of Tahir ya!

D:bittin şen baba!

An:kızım sus bari az sus bak su döktün adam bize duş aldırdı. Of Tahir. İntikam diye bir şey var.

D:eveyt!

T:tamam hadi çıkın.

Anka biraz kurulandıktan sonra evine gitmiş, tahirde denize duş aldırıp yatağa yatırmıştı. Kızına masal okuyup çıkacakken kızının söylediği tek cümle tahiri yakıp yıkmıştı.

D:baba hani istediğimiz yemeği yiyebiliyoyuz, istediğimiz pijamayı giyebiliyoyuz ya... Keşke annemizide seçebilseydik..

Tahir bir şey söylemeden çıktı dışarı. Söylemedi... Çünkü söyleyecek bir şeyi yoktu.

Bahçeye gitti. Yorgunca bıraktı sandalyeye bedenini. Asiye elinde iki kupa ile girdi bahçeye.

A:iyi misin?

T:iyi misin? Ne kadarda güzel bir soru. İyiyim Asiye... Çok iyiyim hemde..

A:Tahir-

T:olmuyor Asiye olmuyor. Yapamıyorum. Devam edemiyorum. O kadar yorgunum ki. Kızıma bile sarılacak gücü bulamıyorum kendimde. Sorularına yanıt veremiyorum. Gülerken bile gözlerim boşluğa takılıyor. Kalıyorum öyle.

"Gülerken gözleri boşluğa takılan insanların gözleri mezarlıktır."

T: bazen öyle şeyler yaşıyorsun ki. Tamam diyorsun bu sefer bittim. Daha kalkamam ayağa. Ama kalkıyorsun.

"Ayağa kalkmak iyi niyetinden vurulan insanların sınavıdır."

T: düşüyorum. Etrafıma bakınca farkediyorum. Ben kimsesizmişim. Kimsem yokmuş benim. Seven kimsem yokmuş. Herkes düşmem için zaman kolluyor. Bir düşsede diyorlar. Ben beni ortada bırakıp giden kadına kapımı açtım. Ben her gün kızımın annesini sevmeye çalışmasını izliyorum. Daha acısı olamaz Asiye. Benim kızım annesini sevemiyor. Çocukların en değerlileri anneleri değil midir? Bu hayatta en çok annelerini sevmezler mi? Benim kızım annesini sevmek için uğraşıyor.

Ağlayarak başını eğdi Tahir. Göz yaşları damladı masaya. Sonra yağmurun damlaları arasında kayboldular.

T:annem dediğim kadına yalvardım ben. Abim diyen adama ağladım. Bana sen çok acizsin dedi. Sırtımı sıvazlaması gereken adam bana sen acizsin dedi. Babam öldü. Herkes bana sığındı. Amcam kalp krizi geçirdi. Herkes bana yükledi yükünü. Ben öldüm kimse yüklenemedi yükümü. Kızımı öldü sandım kimseye sığınamadım. Herkes sen güçlüsün deyip benden bir parça götürdü. Sadece baksalar yeterdi aslında. Ben ölüyordum. Ve ailem dediğim herkes biz senin yanındayız derken üzerime toprak atıyordu. Bende sadece izliyordum. Çünkü çok yorgundum.

Gökyüzüne baktı uzunca. Sonra tekrar döndü asiyeye.

T:abimle nefesi tanıştırdığımda yakama yapıştı. Namusuna laf etti. Beni şerefsiz yerine koydu. Anam desen evden kovdu. Saçından tuttu sürükledi. Nefes ne yaparsa yapsın, ben hiç bir kadının namusuna laf edilmesine dayanamam. Ama onca şeye rağmen hep onlara bir adım attım. Her şeye rağmen. Hepsi sevgisizlikten işte. Çocukluğumda beni itip kakan abimin beni sevmesi için affetmeye çalıştım. Her durumda beni aşağılayan anam beni sevsin istedim. Ama bende tükendim. Yoruldum bittim. Sevilmeyi hak etmeyince ne yaparsan yap sevilmiyorsun zaten. En çok beni yıkan ne oldu biliyor musun?

A:ne?

Dedi ağlayarak asiye. Konuşmanın başından beri ağzını açmamıştı. Nasıl açabilirdi ki? İçini sonuna kadar dökmesi için susmuştu.

T:beni kızıma bile bırakmadılar. Ben kızıma bile yorgunum artık. Bu yüzden onlardan nefret ediyorum.

°°°||}

Silammm.

Men geldim. Uzun zamannnnn sonra.

Neyse bu bölüm bitti. Ve ben yeni bir kitap için bölüme baslicam.

Takipte kalın ilk bölüm bu akşam.

Yeni kipatımız: Yalnız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni kipatımız: Yalnız.

İlk bölümlerimiz çok normal ama sonradan dırırınt.

Hata 'iki'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin