'Yığılıp kalmak'

845 97 187
                                    

Telefonunun çalması ile ayağa kalktı Tahir.

As:kim?

T: avukat.

Telefonu açıp bahçeye yürüdü Tahir.

T: efendim hasan bey?

H:Tahir bey siz uzun zamandır yoktunuz. Ve şirketin durumu kötüye gidiyor.

T:nasıl yani?

H:selim bey. Bütün Kaleli şirketi dolandırmış ortada yok. Kasayı nerdeyse boşaltmış.

T:Allah kahretsin! Kapat geliyorum.

Tahir hızla içeri girdi.

T:benim şirkete gitmem gerek. Asiye anka siz denizle kalın.

A:noluyo?

T:sonra.

Ceketini alıp çıktı Tahir. Arabasına binip sürmeye başladı. Şirkete gelince arabayı bırakıp odasına çıktı. Hasan beyi görünce elinden dosyaları aldı. Sandalyesine oturup incelemeye başladı. Bu yavaş yavaş çekilen paralar tahiri büyük zora sokmuştu. Elini masaya vurdu sertçe.

T:nasıl farkedemedim! Kahretsin! Siz çıkabilirsiniz.

Hasan Bey'in odadan çıkması ile geriye yaslandı. Hayatı alt üst oluyordu. Ve o yeniden başlayacak kadar güçlü değildi. Önünde ki borç listesi çok fazlaydı. İçinden çıkamayacağı kadar fazla.

Kimseye güvenilmezdi. Her insan bir gün çıkarları için sevdiklerinin sırtına saplı bir bıçak saplardı. Bu değişmez bir gerçekti.

Saatler boyu çalıştı. Bütün dosyaları yeniden okudu yeniden hesapladı. Ama bu borç kolay kolay halledilir bir şey değildi. Çekmeceleri karıştırırken karşısına çıkan çerçeve ile yeniden geçmişi önüne serildi. Eline aldı tozlanmış geçmişini. Bir kitapta okumuştu;

İnsan çerçeveye en değerlisini koyar. Çerçeve bir fotoğrafın saklanması için bir kalkan gibidir. Ve o fotoğrafı saklama isteği o kişinin sevgisinden doğar.

Tahirde en değerlisini koymuştu çerçeveye. Bir zamanlar nefesi olan kadını...

T:çok seviyordum seni nefes. Bir bakışın bile bana bütün dertlerimi unuttururdu. Sadece sev istemiştim oysa. Bu kadar zor olmamalıydı.

"Unut beni Tahir!"

"Ben sana bomboşken bana dünyalar olma!"

"Bende sana dair bir şey kalmadı!"

T:unut demek kolay. Demekle unutulmuyor ki. Haklısın sen bana bomboşsun, oysaki ben sana dünyalarım.

"Derler ki; unutamalı. Zamana bırakmalı. Nasılsa sarılır yaralar bir gün.."

T: unutabilsem bunu yapabilsem neden yapmim ki? Neden kendimi ölüme terk edim? Gitmiyorsun işte aklımdan.

"Sakın beni unutma Tahir olur mu? Beni unutursan ben ölürüm beni sakın öldürme."

"Unut beni Tahir."

"Denize bak Tahir ne kadar mutlu ankayla."

Masadakileri bir hırsla yere itti Tahir. Düşündükçe deliriyordu. Her şey ağır geliyordu artık. Boğuluyordu. Neden bu kadar zor olmak zorundaydı? Kalbine giren kramplar ile nefesinin kesildiğini hissetti. Zar zor pencereyi açıp nefes almaya çalıştı. Sandalyeye oturup düşünmeye başladı. Annesini düşündü. Annesinin yaptıklarını düşündü.

Hata 'iki'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin