Jimin ile el ele dolaşırken bakışlarımı gülümseyerek yüzünde gezdiriyordum.
Sabah birlikte koşuya çıkmıştık. Birkaç saatlik koşunun ardından güzel bir kahvaltı yapmıştık ve şimdi de el ele dolaşıyorduk. Gözler üzerimizdeydi, fotoğrafımızı çekenler, fısıldaşarak konuşanlar çoktu fakat hiçbirini umursamıyorduk.
Bizden nefret eden kısım sessizdi ve açıkçası buna mutluydum. Ben direk bize saldırırlar yada küfürler savururlar diye düşünüyordum çünkü.
Jimin gülümseyerek başını bana çevirip"Yoruldun mu? " diye sorduğunda hızla başımı sağa sola salladım. Onunla ilk kez böyleydik ve bu anı elbette bozmayacaktım.
Jimin dudaklarını alnıma bastırdığında gözlerimi birkaç saniyeliğine yumdum. Bana olan dokunuşları içimi titretiyordu. Park Jimin beni büyülüyordu.
"Seni seviyorum. " diye fısıldadığımda kocaman gülümsedi.
"Bende seni seviyorum aşkım." diye mırıldandığında kalbimin ritminin değiştiğini hissettim.
Nefret ettiğim kelimeyi bile kutsallaştırmıştı gözümde.
Jimin bakışlarını önüne çevirdiğinde bile bakışlarımı çekmedim ondan. Yüz hatlarını ezbere biliyordum fakat belki bir ayrıntısını unutmuşumdur diye izliyordum onu. Onu izlerken dakikalar, saatler geçiyordu fakat fark etmiyordum.
Park Jimin'i sevmeye, izlemeye doyamıyordum.
Bu adamın beni sevdiğini kendime hatırlattıkça yerimde tepinesim geliyordu. Jimin'i sımsıkı sarmak ve bu adam benim diye haykırmak istiyordum.
VE SİKEYİM BİZ EVLENECEKTİK!
Başta istediğim tek şey Jimin'in altına girmek iken şimdi evlilik hayalleri kuruyordum.
Elimi ceketin cebine yerleştirdiğimde içimden kocaman bir siktir çektim ve Jimin'e çaktırmadan onu hafifçe çıkardım. Korktuğum şey başıma geldiğinde hızla onu cebime geri yerleştirdim ve korkudan hızlanan nefeslerimi düzenlemeye çalıştım.
BİRİNCİ SİKTİR; DEFTER YANIMDAYDI!
İKİNCİ SİKTİR; DEFTERİN ÜZERİNDE 'JİMİN'İ AĞIMA DÜŞÜRME KURALLARI' YAZIYORDU!
ÜÇÜNCÜ SİKTİR; BU DEFTER JİMİN'İN ELİNE DÜŞERSE-
Sikeyim bunu düşünmek bile istemiyordum.
"Jungkook terliyorsun. Çok sıcak geldiyse ceketini taşıyabilirim."
Harika. Normalde odun olan adamın bugün düşünceli olası gelmişti.
"Hayır hayır. İyiyim böyle. "
Jimin tereddütle yüzüme bakarken yapmacık bir şekilde gülümsedim ve yanağını okşadım. Jimin omuz silkerek önüne döndüğünde derin bir nefes aldım. Benim bu defteri ortadan kaldırmam gerekiyordu ama nasıl?
Defteri elimle sımsıkı kavrayıp alt dudağımı ısırdım. Bu defteri Jimin bana evlilik teklifi ettikten sonra yakmam gerekiyordu. Aklımı sikeyim ne diye yanımda taşıyordum ki?
Üstelik Jimin bu defteri öğrenirse ben biterdim. Benim açıklamama bile izin vermeden yüzüklerimizi atardı. Beni süründürüp kapının önüne koyardı.
"Jungkook neden ağlıyorsun güzelim?" dedi Jimin şaşkınlıkla bana bakarken. Bende ona aynı şekilde bakıp gözyaşlarımı sildim ve bakışlarımı etrafta gezdirdim.
Ona sürekli yalan söylemek zorunda olduğum için kendimi sikmek istiyordum.
Yada bu görevi evde Jimin üstlenebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ˡᶦᵃᵇᶦˡᶦᵗʸ ࿐ apply fic
Ficção Adolescente❝ they say , " you ' re a little much for me . you ' re a liability . " ❞ est. 090320