14.Bölüm:"Kamp"

318 14 7
                                    

Bir günde 2 bölüm yayınladım,lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.

-

Buraya neden geldiğimi bilmiyordum.

Tıpkı gözlerini bana dikmiş soluksuz bir şekilde beni izleyen onlarca Linda'nın bunu neden yaptığını?

Evet,tuhaf geliyordu.Fakat gerçek olan buydu.Kendimi kurtlar sofrasına düşmüş kuzu gibi hissediyordum.

Tespitim yanlış sayılmazdı,ne de olsa onlar aynı zamanda kurttu.Ama ben kuzu muydum? İşte orası tartışılır.

Ağaçların arasına kurulmuş oldukça büyük bir kamp alanın içindeydik.Etrafta tahtadan kulübeler vardı.Kulübelerin hemen arkasındaki nehri ve eğitim alanını görebiliyordum.Onlar gerçekten burada mı yaşıyorlardı?

Oturduğum kayanın hemen karşısındaki kulübenin kapısı açıldığında ve Uras dışarı çıktığında hemen ayağa fırladım."O nasıl? İyi mi?"

Kampa geldiğimizde yaşlı bir adam Şimal'i alarak tedavi etmek için o kulübeye götürmüştü.Ne kadar ısrar edersem edeyim beni içeri almayı reddetmişti.Ben de saatlerdir dışarı da meraktan çatlamıştım.

"Merak etme o iyi.Sadece vücudu biraz zarar görmüş.Ama kısa zaman da kendini toparlayacaktır."

Derin bir nefes verdiğimde kendimi rahatlamış hissediyordum.

"Onun burada ne işi var?"

Bağırışı kulaklarıma dolan sesin geldiği yöne doğru yüzümü çevirdiğimde gözlerim faltaşı gibi açıldı.Uzun,ince fiziğini kısa beyaz bir elbiseyle ortaya çıkarmış,upuzun sapsarı saçları ve iri mavi gözleri olan bir kız öfke ve kinle karışık bir duyguyla bana bakıyordu.Bu Adela'ydı.

Tahmin etmeliydim.Mina'nın kaybolduğu gün bana çarpıp birden bire gözden kaybolması,ormanda Mina'yı görüp bayıldığım günün ertesi günü kütüphane de çantamı getirmesi,Arın ile yemekhane de kavga etmesi...Hiçbiri tesadüf değildi.

"Adela!Bu seni ilgilendirmez."

Arın yanımıza yaklaştığında Adela'nın alev saçan bakışları Arın'a yöneldi bu sefer."Onu buraya getirmeyeceğine söz verdin Arın.Kampımda bir insan görmek istemiyorum.Etraf pislikle kaplanmış gibi hissediyorum."

Sözleri karşısında ellerim titremeye başladığında Arın'a fırsat vermeden araya girdim.

"İstediğim yerde bulunma hakkına sahibim.Bu kimseyi ilgilendirmez.Özellikle de senin gibi benimle hiç alakası olmayan birini.Ayrıca etrafın pislikle kaplandığını hissediyorsan çekip gidebilirsin.İnan bana o zaman ortamdaki pislik miktarı azalır."

"Ne dedin sen?"Hiddetle kükreyerek bana doğru atıldığında Arın araya girdi ve kaslı kollarıyla onu geriye doğru iteledi.

"Burası benim kampım Adela.Burada benim sözüm geçer.Memnun değilsen gidebilirsin."

Çoğu bakış buraya dönmüşken ben zihnimde ne yapmaya çalıştığımı sorguluyordum.O kadar insanın ortasına geçmiş bir Linda'ya karşı koymuştum.Gerçi..İlk yaptığım bir şey değildi bu.

"Uras,Hera'ya kalacak bir yer ayarla.Bir kaç gün burada misafirimiz olacak."

Aklım misafir kelimesine takılı kaldığından Uras omzumdan tutarak beni yönlendirdi ve çekiştirmeye başladı.Yanlarından ayrılmadan önce Adela'nın ölümcül bakışlarını görmüştüm son kez.

ATEŞE TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin