Rose'den Jimin beni bir dağ evine getirmişti. Burası gerçekten de harika bir yer.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Jimin burası çok güzelll
-Beğenmene sevimdim sizin evin dekorasyonundan sonra burasını sevmiyceğini düşünmüştüm.
-Heyy dekorasyonun öyle olmasının bir nedeni var. Üzgünüm söyleyemem (Bakalım sizi ne bekliyor sizce bu özel neden ne? Tahminlerinizi yorumlara yazın)
-Tamam bitanem gel içine bakalım ama şimdiden söyliyim kilitli yere girmeye çalışma onu sana daha sonra göstericeğim.
-Peki aşkım hadi girelim
Ben yacaş yavaş eve ilerlerken Jimin az önce dediğimin etkisinden çıkamamış olucak ki yerinde duruyordu. Hemen yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum. Ardından elini tutup eve doğru sürüklemeye başladım.
-Yaaa Jiminie hadi çok merak ediyorum.
-Sen bana ne yapıyorsun böyle. Seni seviyorum.
Kapıdan girer girmez jimin kapıyı kapatıp beni kapıyla arasına almıştı. Ne yapıcağını anladığımda hafifçe tebessüm ettim. Yavaşta kendini bana yaklaştırırken dudaklarımız arasında boşluk kalmamıştı.
Jimin tam beni öpmeye başladığında bir klasik olarak telefonum çaldı Jimin sinirli bir şekilde arka cebinden telefonu aldı ve arayana baktı.
-Jisoo nuna arıyor. Açmamıza gerek yok diyip meşgule attı.
Telefonunu bu sefer kendi cebine koydu ve dudaklarımızı birleştirdi. Yavaş bir şekilde dudaklarını oynatırken ben öylece kalmıştım.
Hazırlıksız mıydım? Hayır, en az 5 dakika önce den biliyordum.
Birinin görme ihtimalı mi vardı? Hayır, burda bizi kimse göremez.
Korkuyormuydum? Evet, ama karşılık vermekten değil olayın ileri seviyeye taşınmasından. Ama ben Jimin e güveniyorum. Zaten böyle bir durumun olacağını bildiğinden hazırlıklı olucağını umut ederek karşılık vermeye başladım.
Dudaklarımızı nazikçe emiyorduk. Jimin bir anda olaya dilini de karıştırmıştı. Bu daha önce düşündüğüm gibi yada filmelerdeki gibi iğrenç hissettirmiyordu.
Aksine sevdiğim adamın benim olduğumdan emin oluyordum. Jimin beni yavaş yavaş kucağına aldı. Bende ona yardım etmek amacıyla bacaklarımı beline sardım. Merdivenlerden yukarı çıkarken bile dudaklarımızı birbirinden ayırmıyorduk.
Tanrım bu... gerçekten güzel bir histi onu seviyordum bunu hissetmek çok güzel.
Jimin beni yavaşça yatağa doğru bıraktı. Ama tekrar telefonum çaldı. Bu sefer ekrandan gördüğüm kadarıyla Jennie unni arıyordu. Jimin yine aramayı kapatıp bana doğru geldi.
Fakat yeniden telefonum çalınca biraz kormuştum ya acil bir durum varsa?
-Jimin, bekle önemli bir şey olabilir.
Yine Jennie arıyordu telefonu açtığımda üzgün ve sinirli bir şekilde benim le konuştu. Bir dakika o ağlıyor muydu?
-Rose sıçtığımın tekefonunu niye açmıyorsun. Lanet olsun Lisa kaza geçirdi ameliyata aldılar.
Nee. Lisa. Benim. Biricik. Kardeşim. Ameliyatta mıydı? Telefon elimden düştü. O sırada jimin yanıma gelip ne olduğunu sordu.
-Jimin Lisa... Lisa kaza geçirmiş. Şuan ameliyatta.
-Tamam bitanem sakın ol o bizi bırakmaz gel arabaya binelim ben yolda Jin hyungtan hangi hastane olduğunu öğrenirim.
Evet canım okuyucularım Şimdi sizden bir şey istiycem. Öncelikle hayalet okuyucu olmayıp Oy ve yorum atarsanız sevinirim.
