Yaklaşık bir haftadır odamdan geçirdiğim her anda çalan şarkıyı mırıldanıyordum ve odamın tavanını izliyordum. Annemin seslenmesini es geçip, yatakta ters döndüm ve uyuyor gibi davranmaya başladım. O sırada odamın kapısı açıldı ve gözlerimi kapattım. Nefes alışlarımı ve verişlerimi düzene soktum, hızlıca. Annem şefkatle saçlarımı okşuyordu. "Ah oğlum,ah!" dediğini duyarken, saçlarımdaki parmaklarının hissi kayboldu. Uzaktan bir ses gelirken, o sesin Yener'e ait olduğunu biliyordum. "Semra teyze beş altı gündür bu şarkıyı dinliyor ve kendini kandırıyor. İyileşiyorum diyor ama bu yalandan ibaret. Bir şeyler yapmamız lazım." dediğini duydum. Zevzek herif! Annemi huzursuz ediyordu, farkında değildi. "Farkındayım ve elimizden hiçbir şey gelmiyor. Sizde görüyorsunuz bir haftadır yemek yemek ve ihtiyaçları dışında odasından dışarı çıkmıyor. Sadece yazıyor, deli gibi yazıyor. Geçen gün aldığım dolma kalem mürekkebi bitmişti, dün. Hayır, o kağıtları da yakıyor. İçindeki fırtınaları öğrenemiyoruz." dediğinde, içim titredi. Annemi de üzüyordum.
Elimden hiçbir şey gelmiyordu ki! Sertab Erener'in şarkısını açmış, şarkı sözleri ile iyileştiğime dair yalanlar söylüyordum zihnime.
Bedenimin üzerindeki kağıtları ve kalemi masanın üzerine bıraktı ve odadan çıktı. Yener daha önce gitmişti sanırım. Parkelerin üzerinde çıkan sesler yok olurken, eski yatış pozisyonuma geçtim. Telefonuma gelen mesajla huysuzlandım. Kalkmaya üşenirken, parkelerden hızlı ve büyük sesler çıktı. Odamın kapısı bir anda açılırken, Yener'in heyecanlı sesi duyuldu.
"Kabul etmişler, Emir. Single olarak şu bir kaç parçanı çıkarmayı, kabul etmişler. Resmen başardın! Oğlum sen bunu başardın." dediğinde, gülümsedim. "Ben değil, biz başardık. O zaman çalışmalara yarın başlayacağımızı haber ver. Klip çekimi için de fikir üretmek lazım." dedim.
---
İyileşmek için kendime motivasyon konuşması yapıp, odadan çıktım. Eski Emir olmak adına çıkmıştım. Zorlayarak da olsa, gülümsedim ve salona geçtim. Koltuğa yayılırken, "Bakın biraz riskli ama bu şarkı melankolik tarzı kaldırabildiği kadar biraz daha eski tınılı, hüzün ve güzel anılarla dolu bir tarzı da kaldırır. Müziği yeniden yapıyoruz." dedim. Çıldırmış olduğuma kanaat getirdiklerini bakışlarından anlamıştım.
Popo büyütme işlemlerini yarıda bırakıp, bütün gece çalışmıştık.
Yapım şirketinin aranjörü ile görüşüp, çalışmalara devam etmiştik. Kaydı sayamadığım kadar çok deneme sonunda içimize sindiği hali ile kaydettik. Emir o kadar da çok beğenilmeyeceğini biliyordu ama farklılığına ayrıntı düşeceklerini biliyordu ve o zaman bu şarkının dikkat çekeceğini biliyordu. Zeki bir adamdı.
Diğer gün klip çekmişlerdi ve çıkış hazırlıkları yapılmıştı.
Altı gün sonra şarkı çoğu platformda paylaşıldı. Bir kaç gün sonra mesajlar üzerinden bir site ile röportaj vermişti. Röportaj verdiği kişi o şarkıdaki farklı tınıyı sormuştu ve Emir düşündüğü şeyleri, bu şarkının bu hale getiriliş düşüncesini, amacını anlatmıştı. Bu röportaj sadece single, şarkı ve gelecekteki planları ile alakalıydı.
---
-Gizel-
Röportajı okurken, huzursuzdum. Etrafımdaki hiçbir şey bana özel kalamaz mıydı? Deli gibi kıskanıyordum onun şarkılarını kalbinde farklı yere koyanları. Ah bir de benim ağlaya ağlaya dinlediğim o sesi, canlı kanlı dinleye bilenleri kıskanıyordum. Emir'i tanıyordum. Eğer bir kere adım attıysa, gelecek için; bir daha geçmişine bakmazdı. Ben niye ona takılıp, kalmıştım. Hem de bir sevgilim vardı. Artık başım çatlamak üzereydi, zihnimi kemiren sesler yüzünden.
Telefonum yeniden çalarken, sinirle açtım. Bi' rahat bırakmıyorlardı. "Ne var ya? Ne var? Canım seninle konuşmak istiyor olsa nerede olursam olayım, telefonu açarım değil mi? Saatlerdir arıyorsun, arama. Kafamızı dinliyoruz şurada." dedim ve karşıdaki kişinin bir şey demesine izin vermeden yüzüne kapattım. Mutfaktan bir bardak su alıp, balkona geçtim. Kulaklığımı takıp, şarkı dinlemeye başladım.
O sırada balkona doğru oturduğu koltuktan başını uzatan, Emir'i gördüm. Oturduğu yerde gerinmişti ve Emir bunu uykudan kalktığı yarım saat boyunca ara ara yapardı. Yüzümde oluşan salak sırıtmayı silip, telefonumla ilgilenmeye başladım. O sırada karşı balkonda bir bedenin hareketini hissedince, yandan o tarafa baktım. Çiçekleri sulayan Emir'i gördüğüm de, içim kıpır kıpır oldu. Beyaz ve mor sardunyalarımızı suluyor, hareket eden dudaklarının arasından çiçeklerimize şarkılarını fısıldadığını fark ettim. Parmakları ile çiçeklerimizin yapraklarını okşarken, o kadar güzel görünüyordu ki! Güzelliğine ağlamamak için gözlerimi tavana çevirdim ve bir süre oyalandım. O sırada bakışlarımı yeniden oraya çevirdiğim de, hala çiçeklerimizle ilgileniyordu. Emir Can'ın arkasındaki hareketliliğe dönerken, benim diyişimle üç kafadar bir bana, bir de Emir'e bakıyordu. Yener, Doğanay ve Semra teyze gülümsüyordu. Kaşlarım çatılırken, ne yapacağımı bilemedim. Emir Can'ı izlemeyi bırakmak istemezken, bunu bozan üç kafadara sinirlendim ve hızlıca ayağa kalktım.
Salona geçip, televizyonu açtım. Televizyondaki diziyi izliyormuş gibi gözüksem de, zihnime kazıdığım o anı tekrar tekrar hayal ediyordum. Ona sardunyalar almıştım, eğer bir gün beni içinde öldürürse, sardunyalardan anlayayım diye. Sanırım bugünü o an, hissetmiştim de böyle bir şey yapmıştım. Sardunyalar çok suya ihtiyaç duymayan çiçeklerdi ama eski mutlu anılarımdaki minik minik hatırladığım zamanlardan bana bırakılan bir bilgi vardı. Sardunyalar ilgiye ve sevgiye açtır, yeterince verilmediğinde bile solabiliyormuş. Bunu bana babam söylemişti. Babam gittikten sonra sardunyalarımız kurumuştu. Halbuki su vermiştim fakat sevgi istiyordu ve ben bunu düşünemeyecek kadar yorgundum o sıralar.
Şimdi o, bunu biliyordu. Beni öldürmemişti. İçinde beni öldürecek olsa, sardunyaları sadece sulardı fakat o sardunyalarımıza şarkılar bile söylüyordu. Yüzümdeki gülümseme bir an olsun yok olmazken, başımı salladım. Kendime gelmeye çalıştım, gelemedim.
O beni yok etmemişti.
--
kesbetatavayıya
sengitBatuilesevgiliolsonragelburadabenihalaseviyordiyegülüp,dur
Ohnealamemleket
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve ben hala senden geçemiyorum
Short Story-tamamlandı- Her ilişki gibi onların ilişkisi de bitti. Sonu hüzündü, hem de baya bi' gözyaşı ile doluydu. Çünkü konu onlar için birbirleri olduklarında daha kırılgan, daha umursar oluyorlardı. Belki ilişkileri bitmişti ama onların hikayeleri bir...