Hızlıca oturduğu sandalyeden kalktığında, ne yapacağını bilemedi bi' an. Hatta garip bir şekilde heyecanlanmıştı. Hızlıca balkon demirlerine yaklaştı ve boş evin balkonundan içeriye dikkatle baktı. Duvara yaslanmış, sigara içen ve öylece tavanı izleyen bir Emir gördüğünde hala heyecanı geçmiş sayılmazdı. Hatta aksine artıyordu. Yanına gelen Batu'nun kolunu tuttu ve sevinçle, "O burada Batu!" dedi. Batu gülümserken, "Emir mi?" diye sordu. Gizel hızlıca başını salladı. Batu onu sandalye'ye itti ve daha yeni kalktığı sandalyeye oturdu. Kalkmak için yeltenen Gizel'in kollarını tuttu ve onu dinlemesini sağladı.
O sırada Emir sevdiği şarkılardan birini dinliyordu ve sigaranın dumanını ciğerlerine dolduruyordu. Düşündüğü şeyler, yaşadıklarıydı. Güzel anıları, kötü sonları ve sonrasındakiler.
"Bak Gizel, aptal gibi davranıyorsunuz ikiniz de. Sen hala onu seviyorsun, o da seni seviyor baksana. Seni sevmese, senin ve ona hissettirdiklerinle şarkı yazar mıydı? Biraz aklını kullan. O kadar büyüteceğiniz şeyler olmadı ve o seni ailen gibi bırakmadı. Sadece ara vermek istedi, bu kadar. Tek suçlunun o olmadığını en az sende benim kadar biliyorsun. Şimdi ağlamayı, sızlamayı bırakıp bir kere de kazanmayı dene." dediğinde, Gizel Batu'nun söylediklerinde haklı olduğunu biliyordu. Sadece kırgın ve kızgındı. Bir de fazlaca özlemişti, onu.
Gizel'e birazcık cesaret verip, onu karşı eve göndermeyi düşünen Batu yeniden konuşmaya başladı. "Hem onu bu kadar severken, başkasına kaptırmak istemezsin değil mi? Azıcık savaş kızım! Korkak davranma ve git çocuğu kazan gel! Ya da gelme, git ve zevkli bir gece geçirin çünkü öfkeniz bu şekilde geçecek gibi." dediği sırada ona vuran ellerle, kahkaha attı. Ardından ciddiyete yeniden büründü ve konuşmaya devam etti. "Bak ciddi ciddi sinirleniyorum şuan. Hala burada zaman harcıyorsun. Kızım önüne çıkan şansları tepip sonra gelip de bana ağlama. Bu sefer bütün gece sana göğsümü açıp, tişörtümü ıslatmana izin vermem." dediğinde, Gizel dudaklarını büzmüştü. Batu yine onun bu hallerine sinirlendi ve ayağa kalktı.
Getirdiği poşetlerin içinden büyük bir şarap şişesi çıkardı. Poşetleri çoktan unutmuştu, ikisi de. Şarap şişesini sertçe masanın üzerine koydu ve dudaklarını araladı. "Şarap içip, dertleşiriz diye almıştım ama size kısmetmiş. Şimdi iki kadeh alıyorsun, bu şişeyi de alıyorsun ve o eve gidiyorsun. Git ve affetmesini sağla. Ha bu arada artık sevgili de sayılmayız." dedi ve ardından kendi dediğine güldü. "Sanki gerçekten sevgiliydik de! Neyse işte sevgili de sayılmıyoruz artık. Hem benim güzel bir gece geçirmeye ihtiyacım var, İz ile birlikte." dediğinde, Gizel kıkırdarken eliyle Batu'nun omuzuna vurdu.
Batu omuzunu sıvazlarken, "Sanırım seninde ihtiyacın var Gizelcim. Haydi, bir an önce fan fini fin fon yapın." dedi ve Gizel'den uzaklaştı. Ardından hemen dediği şeyi düzeltti, sırıtırken. "Ah pardon, özlem giderin diyecektim." dedi ve hızlıca Gizel'i ve masanın üzerindeki şişeyi tuttu. Sonrada onları salona çekiştirdi. Gizel ellerini Batu'dan uzaklaştırdı ve mutfaktan iki kadeh aldı. Salondaki anahtarını aldı ve arka cebine koydu. Heyecanla gülüp, zıplar gibi koşuşturdu ve kapının önünde onu bekleyen Batu'nun yanına ulaştı. Kapıyı ardından kapattı ve gelen asansöre bindiler.
Duran asansör ile daha da heyecan yapan Gizel sırıtmakla meşguldü. Evet biraz endişe vardı içinde ama Batu'nun sözleriyle aldığı gaz ile konuşacakları o sancılı şeyleri bile unutmuş durumdaydı. Binadan çıktıklarında elindeki şişe ve kadehlere rağmen Batu'ya sarıldı ve ardından ona veda edip, karşı binaya doğru yürüdü. Ona seslenen sese dönüp, Batu'nun sırıtan yüzüne baktı. "Gizel... İyi sev- ay, iyi barışmalar size!" dediğinde, Gizel yanakları hafifçe kızarsa da güldü ve aynı onun gibi sırıttı. "Sana da iyi sevişmeler, Batucum." dediğinde, onun ardından kahkaha atan Batu'yu umursamadan hızlıca binaya girdi ve kısa bir süre sonra gelen asansöre bindi. Elindeki şeyler biraz zorlansa da, hala düşürmemişti ya da düşmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve ben hala senden geçemiyorum
Short Story-tamamlandı- Her ilişki gibi onların ilişkisi de bitti. Sonu hüzündü, hem de baya bi' gözyaşı ile doluydu. Çünkü konu onlar için birbirleri olduklarında daha kırılgan, daha umursar oluyorlardı. Belki ilişkileri bitmişti ama onların hikayeleri bir...