Gizel başını yasladığı omzu öpüp, yeniden gözlerini kapattı. Huzurluydu, hem de uzunca bir süredir hiç olmadığı kadarıyla. Emir ile barıştıkları günün üzerinden beş gün geçmişti ve her şey çok güzeldi. Bugün bir festivaldeki konserine gelmişlerdi ve sahne sırası tam şuan Manga grubundaydı. Az kalmıştı, kısa bir süre sonra Cem Adrian sahneye çıkacaktı ve Gizel, açıkçası hem Emir'in ilk festival konseri olduğu için hem de uzun bir süre sonra ilk defa Cem Adrian konserini izleyebileceği için heyecanlıydı. Konser bittikten sonra Emir ile Cem Adrian'ın kulisine geçip, tanışmak istiyordu.
Kısa bir süre hızlıca geçtiğinde, Emir Gizel'i sahnenin en önündeki yere çekiştirmişti. En öndeki sahnede Yener, Doğanay ve Esin ile birlikte Cem Adrian'ı dinlemeye başlamışlardı. O sırada Cem Adrian'a sahne arkasından biri bir kağıt verdi. Müsade isteyerek, kağıtta yazanları okudu. Gizel biraz meraklansa da, umursamadı ve Emir'in sahneye dönük olan yüzüne uzandı. Hızlıca Emir'in yanaklarını çekiştirerek, sevmeye başladı. Yener iğrenir bir ifade taktı yüzüne ve "Esin ve Doğanay'dan şikayet ediyordum ama yine onlar sizden iyiler. Bu ne vıcık vıcık ilişkidir, onların tek vıcıklığı cinsellikti ya! Demek denildiği gibi gelen gideni aratıyormuş." dediği sırada Emir hızlıca Yener'e bir tane vurdu. Gizel gülerken, "Sap insanlarda durmadan saldırıyor, sevgililere! Bu ne düşüklüktür ya." dedi. Yener omuzunu silkip, "Üstüme bile alınmıyorum." dedi ve başını sahneye çevirdi. Gizel kıkırdarken, Emir gülümseyerek Gizel'e bakıyordu.
Cem Adrian hızlıca konuştu. "Normalde olsa, belki kabul etmezdim bu kağıtta yazanları ama seni severim Can!" dediğinde, arkadan Her Şey Seninle Güzel'in melodileri çalmaya başlamıştı bile. Cem Adrian şarkıyı söylerken, Emir hızlıca Gizel'e arkasından sarılmış ve çenesini yasladığı başının üzerinden onu izliyordu. Gizel şarkı sözleriyle gülümsedi ve onu kendi başının üzerinden izleyen Emir'e döndü ve hızlıca ona sarıldı.
Şarkıyı birbirlerine söylerken, sadece ruhlarıyla birbirlerini sarıyorlardı. Bir ara gözlerine inanamasada, Cem Adrian onlara bakmış ve gülümsemişti. Ben Seni Çok Sevdim şarkısı çalmaya başladığında bu sefer Emir daha sesli eşlik ediyordu şarkıya. Cem Adrian ise gözlerini araladığı her an onlara bakıyordu. Kendine gülümseyerek bakan Gizel'in şakaklarına minik bir öpücük kondurdu ve şarkıyı söylemeye devam etti. Cem, sözlerin kesildiği o minik anda gülümseyerek, konuştu. "Bu şarkıyı birazdan sevgilisine evlilik teklifi yapacak Can'a ve sevgilisine armağan ediyorum. Hep böyle mutlu ve yan yana olun." dediğinde, Gizel Cem'in bahsettiği Can'ın Emir Can olduğunu hala anlayamamıştı.
Altı yedi ay önce Cem ile tanışmıştı, Emir Can. Birbirlerini çok sevmişler ve ara ara konuşuyor, buluşuyorlardı. Emir hızlıca Gizel'in ellerini tuttu ve onun karşısındaki yerini aldı. Hızlıca eğildi ve gömleğinin cebinden kadife bir kutu çıkardı. Gizel her şeyi o an anladığında, akmaya başlayan gözyaşlarını umursamadı. Gülümsüyordu sadece. Yener ve Doğanay deli gibi bağırırlarken, Esin gülüyordu. Etraftaki insanlar odaklarını onlara çevirmişti, Cem ise şarkısını kocaman gülümserken söylemeye devam ediyordu.
"Hep annem ve babam gibi bir ilişkim olsun isterdim. Onlar pek beceremese de, biz becerelim bu işi istiyorum. Aile olalım, hatta bir olalım istiyorum Gizel. Şimdi bir kez daha soruyorum sana, benimle ölünceye dek birlikte olmaya var mısın?" dediğinde, Gizel hıçkırıklarının arasında güldü. Çevresindekiler, evet demesi için ona bağırırken gözü sahnede onları gülerek izleyen Cem'e kaydı. Şarkısı çoktan bitmişti. Cem'de gülerek, "Evet de!" dedi. Gizel gülerek, bakışlarını ona gülümseyerek bakan Emir'e çevirdi. "Deli misin, tabii ki varım!" diye bağırdı. Hızlıca Emir'in boynuna atılırken, Emir onu çoktan havaya kaldırmıştı.
Emir'in kolları Gizel'in kalçasındaydı ve onu kendi bedeninden de yukarı kaldırmıştı. Gülerek ve ağlayarak ona bakan Gizel'e öylece bakakaldı. Gizel ile boylarını eşitleyecek kadar onu aşağı indirdi ve hala onu kaldıran elleriyle ona dikkatle bakıyordu. Gizel bir elini Emir'in boynuna dolamış, bir elini de Emir'in yüzünde gezdirmeye başlamıştı. Emir Gizel'in boynuna hafifçe burnunu yaklaştırdı ve onun kokusunu içine çekti. O sırada çevredeki sesler onlar için öylesine bir uğultuydu. Yakınlarındaki insanlar garip sesler çıkarıyordu, bazıları Cem'in söylemeye yeni başladığı şarkıya eşlik ediyordu. Gizel dudaklarını Emir'in dudaklarının üzerine kapadı.
Nasıl güzel nasıl güzel
Kokuyorsun nasıl güzel
Çiçeğisin bu kırların
Açıyorsun nasıl güzel
--
E haliyle artık mutlular, bende mutluyum.
Onları mutsuz bitirecek kadar insafsız değilim sanırım ya da kalbim Emir'i daha da üzmeyi kaldırmazdı.
Mutlu son mu yakıştı onlara, yoksa mutsuz mu yakışırdı bilmiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz ya?
Harbi çok ikilemde kaldım, en olmadı en son finali değiştiririm. Tabii aklıma kötü bir son gelirse.
Neyse
Her şey için çok teşekkür ederim♥
Eğer bu bölümü okuyorsanız, gerçekten size ne kadar müteşekkir kaldığımı bahsetmeliyim çünkü sonuna kadar yazdığım şeyleri okuyan insanlar olması, tarifsiz bir mutluluğa sebebiyet veriyor.
Her insanın geçirdiği zor zamanlar olur ve eğer konuşmak isteyeceğiniz birine ihtiyacınız olursa, hep buradayım. Elimden gelebildiği kadar yardım etmeye ve ne kadar çok yanında olduğumu hissettire bilirsem o kadar hissettirmeye çalışırım♥
İyi ki vardınız ve iyi ki varsınız♥
Ay neyse ben kaçtım ayol, görüşmek üzereee♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve ben hala senden geçemiyorum
Short Story-tamamlandı- Her ilişki gibi onların ilişkisi de bitti. Sonu hüzündü, hem de baya bi' gözyaşı ile doluydu. Çünkü konu onlar için birbirleri olduklarında daha kırılgan, daha umursar oluyorlardı. Belki ilişkileri bitmişti ama onların hikayeleri bir...