9.

1.2K 110 29
                                    

Keyifli Okumalar!

Ha Neul

''Alyssa! Ben bir kez aradım söyledim diyorum. Tekrar arayıp söylersem kızar. Arasana kızı!''

Elimde telefonumla panikle Alyssa'ya söylendim.

''Alyssa ile oturuyoruz dedin! Ben ararsam da kızacak ki bize!'' dedi. ''Panik yapma Ha Neul. Diana kendi vücudunu tanıyordur yani. Ciddi bir şey olduğunu düşünürse ya da tekrarlanırsa elbet hastaneye gider.''

''Gidip direkt sebebini öğrenmek varken, insanı sıkıntıya sokuyorsunuz.''

Alyssa dudaklarını aralamış bana karşılık verecekti ki arkamdan gelen Jungkook'un sesi ile yerimde zıpladım. Elimdeki telefon yere sert bir şekilde düştüğünde görüş açıma giren Jungkook ve Justin ani irkilmeme şaşkınlıkla bakakalmışlardı. Tanrım, korkmuştum...

''Öyle sessiz sessiz yaklaşılır mı?'' diye cırladı Alyssa.

''Ha Neul dedim sadece... Siz niye o kadar korktunuz?''

Çimlerin üstünde yatan telefonuma büyük bir hüzünle baktıktan sonra eğilip elime aldım. Bir sorun var mı diye kontrol ettikten sonra Jungkook'a döndüm.

''Aishhh.... Ne var?'' dedim.

''Bir şey mi yaptım lan acaba?'' dedi afallamış bir şekilde bakan Jungkook, Justin'e dönüp.

''Ne yaptıysan yakalanmışsın gibi gözüküyor, Jungkook. Geçmiş olsun, kardeşim.'' dediğinde kaşlarımı çattım.

''Yakalanmaktan korktuğun bir şey mi var?'' dedim gözlerimi kısarken.

''Hayır ama neden sinirlisin?'' dedi aynı şekilde o da gözlerini kıstığında.

''Jungkook, sinirli değilim! Bir şey konuşuyorduk, çok dalmışız, sesinizi duyunca korktuk. Aishhh...'' dediğimde rahatlıkla nefes verdi Jungkook.

''Korkutuyorsunuz insanı ya.'' derken Jungkook benim yanıma, Justin de Alyssa'nın yanına oturmuştu.

Jungkook ileri geri gidip sallanmamızı sağladığında sallamasına yardımcı olmak için ben de ayaklarımı yere sürtmeye başladım.

''Taehyung ve Diana sık sık katılamıyor bize. Bugün çağırsak ve birlikte takılsak olmaz mı?'' dedi Justin.

Jungkook derin bir nefes verdi. ''Jimin'in şirkete gitmesini bekliyor, Taehyung. O gidince bırakıp çıkabilirmiş.''

Kıkırdadım. ''Jimin.... Kesinlikle çalışma insanı değil.''

Jungkook güldü. ''Evet öyle... Ha bu arada, başvuranlarla görüşmüş, Taehyung. Akşam anlatır büyük ihtimal.''

Bir süre sessiz sessiz oturduğumuzda kafamı Jungkook'un omzuna koyup gözlerimi yumdum. Jungkook da bunu bekliyormuş gibi kolunu omzuma atmıştı. Gülümsememe sebep olmuştu.

Dakikalar içerisinde sohbete girişip gün içinde yapacaklarımıza dair planlar kurduğumuzda hazırlanmam herkesten çok sürdüğünden aceleyle odama çıkmıştım.

Beklediğimin aksine büyük bir hızla hazırlandığımda aynadan görüntüme baktım son kez. Saçlarımı iki yandan örüp etek ve kısa tişörtlerden giymiştim. İçime sindiğine karar verince rujumu bir kez daha sürmeye başladım. Jungkook odaya girip beni baştan aşağıya süzdüğünde dolabına yöneldi.

''Neden öyle baktığınızı sorgulayabilir miyim Jungkook-ssi?'' dedim sahte resmiyetle tişörtünü çıkaran kocama dönerken.

''Aşağıda fısır fısır bir şeyler konuşuyordunuz ama bana söylemediniz, Ha Neul-ssi. Onu sorguluyordum.'' dedi benim gibi konuşurken.

Love Affair: Upside Down Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin