"Ben Yalnızım"

2.1K 77 8
                                    

Elena'nın uyanmasıyla bende uyandım. "Hey... Uyandırdım mı?" dediğinde olumsuz anlamda başımı salladım. "Önemli değil." dedim ve telefonumu aldım. Enzo'ya mesaj yazmaya başladım. Neredesin? Dün gece birkaç kitap karıştırdım ve galiba birşeyler buldum. Ara beni.

Bonnie ve Damon'ı geri getirmeye ve Mystic Falls'ı şu lanet gezgin büyüsünden kurtarmaya çalışıyorum. Anlayamıyorum, cadılar daha güçlüyse rahatlıkla o büyüyü kaldırabilir. Yapılacaklar listesine eklendi; Liv veya ikiz kardeşi Luke'u büyüyü kaldırması için tekrar ikna etmeye çalış.

Doğruldum ve kalktım. Dolabın yanına gittim ve yazlık bir elbise giydim. Vay canına, üniversite meraklısı Caroline Forbes üniversiteyi bıraktı. Ne büyük olay değil mi?

Ayrıca Tyler ile konuşmalıyım. Aramızda o kadar olay geçti ve biz sadece arkadaş olacağız? Üzgünüm ama hala onu seviyorum.

Yapılacaklar listesine yeni bir madde; Tyler ile dört ay sonra ilk kez konuş.

Ah, birde şu Elena'nın ısırdığı kız meselesi var. Kızı sınır dışına çıkartıp buradayken ne olduğunu unutması ve  New York'a geri dönmesi için etki altına almalıyım.

Yeni bir madde daha(!)

Stefan işi de var. Elena haklı mıydı deyip içimi bitiriyordum dün gece. Bir rüya gördüm ve bunun doğru olduğunu artık hiç düşünmüyorum.

O, sadece benim en zor ve en yalnız anlarımda yanımda olan bir arkadaştı. En yakın arkadaş. Şimdi ise beni yalnız bırakanlardan biri olan en yakın arkadaş.

Alaric ile de konuşmalıyım. Harika(!) Yeni bir madde de geldi.

Caroline yardım et bir kaçık beni kaçırdı. Enzo'dan böyle bir mesaj geldi. Tabii. Tüm işi Caroline'a yıkın zaten.

Tam olarak neredesin? diye yazdım. Çok geçmeden cevabımı aldım. Mystic Falls sınırından geçirecek beni! Vay canına. Adamdaki fantezi büyükmüş.

Yapılacaklar listesini büyültmeliyim.

Hemen bir silah aldım. Bunun odamızda ne işi var? Herneyse. Korunmak için falandır diye sormayacağım Elena'ya.

Mystic Falls'ın sınırına yakın bir yere kadar arabamı sürdüm ve park ettim. Hemen saklandım ve Enzo'ya mesaj attım. Yaklaşınca mesaj at. dedim ve saniyesinde cevap geldi. Yaklaştık. dedi. O sırada bir araba geçti ve hemen tekerleklerine ateş edip vampir hızımo kullanarak Enzo'nun bulunduğu yeri kırıp yine hızımı kullanarak arabama binip kaçtım. Gerisini o halleder.

...

"Hadi ama Luke! Liv yardım etmiyor ve sen Elena'nın erkek arkadaşını kaybetmesinin ve unutmasının nedenisin!" dedim daha fazla sabredemeyerek. "Olmaz. Bak, biz gezginlerden daha güçlü olabiliriz ancak onlar en az yüz kişi kadardı. Ben tek kişiyken böyle güçlü bir büyüyü yapamam." dediğinde sinirlendim ve sinirle güldüm. "İyi. Zaten her olayı çözmeye kafa yoran bir benim. Diğer herkes vazgeçmiş. Ancak vazgeçmek bana göre değil. O yüzden, sana zarar vermemeye çalışacağım ve sana başka cadılar bulacağım." dedim ve gittim. Tamam, listeden devam edelim.

Sıra Tyler'da. Onun bulunduğu odaya gittim ve kapısını çaldım. Açtığında üstünde sadece bir şort vardı. "Herşey yolunda mı? Kimseyi öldürmedin değil mi?" dedim gülerek. "E-evet. Herşey yolunda. Sonra konuşalım mı?" dediğinde göz devirdim. "Olmaz Tyler. Herkes vazgeçtiği için tüm işler bana kilitlendi. Şu anda tek boş zamanım bu ve... Ve bizim dört ay önce yapmamız gereken bir konuşmayı şimdi yapmamız gerekiyor." dedim en sonunda tek nefesle. "Seni seviyorum Caroline." dediğinde gülümsedim ve tam konuşacakken beni kesti. "Ancak o şekilde değil. Sen benim zor zamanlarımda yanımdaydın ve ben seni o anlamda sevdiğimi düşünmüştüm. Sen benim için sadece yakın bir arkadaşsın." tüm bu sözleri gülümsememi yavaş yavaş düşürürken gördüklerim beni daha da öldürdü. "Tyler? O ki-- Caroline? İkizimin katili. Ne harika." Liv söylendi. Bense orada ölüyordum. "Vay canına Tyler..." dediğimde Tyler bana yaklaştı ve gözlerinde pişmanlık vardı. "Birini bu şekilde reddetmek..." dedim ve devam ettim. "Cidden çok acınası." dedim ve tam gidecekken "Caroline!" diye bağırıp kolumdan tuttu. "Beni yalnız bırak!" dedim ve kolumu çekip gittim.

Odama koştuktan sonra kendimi yatağıma attım. Ağlamaya başladım. Beni seven ve umursayan kimse yok muydu?

Listeden birşey daha kaldırıldı böylelikle.

O Sırada Öteki Taraf- Bonnie

Büyü yapabiliyordum. Büyüme, güçlerime geri kavuştum. Yakında bunlar sayesinde arkadaşlarıma da kavuşacağım. Caroline, Elena, Matt ve Tyler. Onları çok özledim. Ancak içimde en fazla suçluluk ve özlem duygusu onlardan birine değil. Jeremy'e...

"Hey! Sen burada ne yapıyorsun!? Büyü çalışması yapman gerekli!" Damon, her zamanki gıcıklığıyla konuştu. "Tüm gece çalıştım zaten." dedim yastığa daha da gömülerek. "Ya, öyle mi?! Hadi yap bir hokus pokus o zaman." dedi Damon alayla. Ona döndüm sinirle ve beynindeki damarları patlatmaya başladım. Acıyla önümde diz çöktü. "Hokus pokus." dedim bende alayla. Birkaç saniye daha devam ettirdikten sonra büyüyü durdurdum. "Pekala, yeterince pratik yapmışsın. Ancak geri döneceğimiz kadar değil!" dediğinde cevapladım. "Büyüyü bulamıyorum ki!" "Bul o zaman!"

Caroline

"Hadi ama Alaric! Başka kitaplar da olmalı!" dedim inatla. Pekala, Mystic Falls büyüsünü bulmuştum. Arkadaşlarımı geri döndürme büyüsünü değil.

"Üzgünüm Caroline. Hepsi bu." Lanet olsun. "Tüm kitapları okuduğuma emin miyiz?" dedim. "Evet." dediğinde aklıma bir fikir gelmişti. "Bence emin olma. Proffesör Shane'in odasına daha çok bak lütfen. Bende o sırada Matt'i arayayım." dedim ve ellerimi çırptım. Başını salladı ve gitti. Bu kadar kişiyiz ve tek umut dolu olan ben miyim? Yoksa hayaller ülkesinde mi yaşıyorum? Yok yok, umutluyum ve umutlu olmak güzel.

Hemen Matt'in numarasını tuşladım ve arama butonuna bastım. İki çalışta açtı. "Caroline?"  "Matt, konuşmalıyız."  "Ne oldu?"  "Bonnie'nin tüm büyü kitaplarını bana verebilir misin? Şu anda sınırın oralardaki bir kafedeyim."  "Tamam da, neden?"  "Bonnie ve Damon'ı geri getirmek ve Myctic Falls'a geri dönmek için uğraşan tek kişiyim. Sence?"  "Anladım. Pekala, getiriyorum. Orada görüşürüz."  "Görüşürüz." dedim ve kapattım. O sırada mesaj geldi. Kurtardığın için teşekkürler, görkemli. Enzo'dan bu mesaj geldiğine göre o psikopat adamın işini halletmiş olmalı. Önemli değil. yazıp yolladım. "Bence önemli." arkamdan tanımadığım bir ses geldi ve anında vücudumda hissettiğim mineyle bayıldım. Ve yine ben, Caroline Forbes, yalnızdı. Ben yalnızım.

However Long It Takes (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin