Büyülü Orman

874 46 3
                                    

"Hayır. Seni ısırmayacağım. Hayatını tehlikeye atmayacağım." "Zaten hayatımı iki kez tehlikeye atmıştın. Isırarak. Şimdi, sadece anlamsız büyülü sözleri söyleyene kadar beni iyileştirme. Ancak söylediğimde iyileştir. Lütfen Klaus!" dediğimde başıyla beni onaylayıp yanıma vampir hızıyla geldi ve beni ısırdı. Ardından ise bayıldım. Niye hep bayılıyorsam...

...

Uyandığımda kanepenin üzerinde yatıyordum. "S-saat kaç?" zorlukla çıkan sesim duyulmayacak kadar düşük bir seviyedeydi ancak, vampir kulaklarından duyabileceklerinden eminim. Sonuçta bu evdeki herkes vampir.

"Yedi elli dokuz." Klaus bunu dediğinde şaşırdım. Vaktinden bir dakika önce? Keşke zamanlamaya uysaydım.

Bu şekilde aptalca düşünceler aklıma girerken aniden önümde bir gölge belirdi. Yüzüne baktığımdaysa, Bonnie'yi gördüm.

Kağıdı göz seviyeme getirdim ve okumaya çalıştım. "Ph-phesmatos, vigrom, zehren induba-dat." (Büyüyü tamamen salladım, hehe ^^) "Devamı yok mu?" dediğinde kağıda tekrar baktım. Son bir cümle daha vardı. "Tanteru-katina de plat--" Klaus'un vampir hızıyla gelip kanını bana içirmesiyle halusinasyonlar bitti, Bonnie yoktu artık. Daha da kötüsü, hiç gelemeyebilirdi.

Bileğini ağzımdan ittirip sinirle tısladım. "Klaus daha bitirmemiştim!" dediğimde yüzüne "hey, ben kötü adamım" anlamındaki sırıtışını yerleştirdi. "İsabet olmuş, biraz daha süre geçseydi ölebilirdin, aşkım." dediğinde sinirden kıpkırmızı olduğuma eminim. Ah, doğru ya! Bonnie'yi sevmiyordu Klaus. Bu da ona daha da gıcık olmamı sağladı. Şu olanları da maziye gömmem için bir sebep daha.

"Yarın bir deneme daha yapacağım, ve bu kez senden yardım istemeyeceğim. Gözüme ben buradan gidene kadar az gözük Klaus." dedim ve şimdilik kaldığım odaya çıktım.

Fazla eşyam yoktu ancak telefonum ve şarj aletim olduğu için şanslıyım. Bunlar bana yeterdi. Diğer işlerimi vampir yeteneklerimle de halledebilirdim. Aslında, oralardan kaçırılmam (!) iyi olmuş olabilirdi. Belki de bu, Bonnie'yi getirmem için buraya gelmem gerektiğini gösteren ve hatta beni getiren bir işaretti? Kim bilir?

Eşyalarımı toplayıp evden çıktım ve bir hotel aramaya başladım.bu saatlerde dolaşmak garipti, çünkü burası ne Mystic Falls ne de Whitmore idi. Kaybolabilirdim ancak bir hotel bulmak daha cazibeli geliyordu ve ben şu anda uyumak istiyordum. Şanslıyım ki tam bunu düşündükten sonra bir hotel buldum. İçeri girdiğimde hemen resepsiyona ilerledim.

"Merhaba hanımefendi size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi resepsiyondaki kadın. İsmi yaka kartında yazıyordu ve hiç bakacak halim yoktu. Ne var yani? O kadar işin arasından biraz üşengeçlik çok mu olur?!

Kadının gözlerine baktım ve bana bakmasını sağladım. "Burada sadece iki-üç gün kalacağım ve yanımda para yok. Bu nedenle sen bana bir oda veriyorsun ve benden para almıyorsun. Benden para aldığını hatırlayacaksın." dediğimde dediklerimi kendi gözüyle tekrarlayıp bir anahtar verdi. Teşekkür edip anahtarı aldığımda hemen odanın olduğu yere gittim.

Kilidi açıp içeri girdim ve kapıyı kapattığım anda yatağa atladım. Tam o sırada telefonum çaldı ve çantama uzanıp telefonumu aldım. Kimin aradığına bakmadan telefonu açtım çünkü kimşn aradığını tahmin edebiliyordum.

"Dinlenmeye çalışıyorum ve beni yine rahatsız edecek birşeyler buluyorsun öyle mi Klaus?" "Klaus mu? Caroline sen şu anda tam olarak neredesin? Ne yapıyorsun? İyi misin? Klaus'la ne işin var? Bugün Matt ile buluşmasaydık daha da meraktan ölecektim çabuk bana açıklama yap!" Elena tüm bunların hepsini tek nefeste söyleyince şaşırmıştım, kabul. Hemen cevap vermeye başladım. "Üzgünüm Elena. Evet, seni Klaus sandım. Ben şu anda tam olarak New Orleans'da bir hoteldeyim. Şu anda ne yaptığımı soruyorsan seninle konuşuyorum ama genel olarak ne yaptığımı soruyorsan Mikael beni kaçırdı, buraya geldim ve sonra işler garipleşti bir cadı buldum ve büyük ihtimalle Bonnie ve Damon geri gelecek. İyiyim merak etme. Klaus beni Mikael'dan kurtardı ve bugün de Bonnie'yi geri getirmek için yaptığım şeyleri boşa çıkardı. Tüm bunlar cevapları senin sorularına." dedim ve derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

However Long It Takes (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin