Tanıtım

2.3K 156 98
                                    

"Dokunmaya hasret kalmak."

Sahip olduğum her şey üzerine bahse girerim ki, parmak uçlarım güneşin yaktığı teninde gezinebilmek için çok şey feda ederler. Ve tekrar bahse girerim ki dokunsalar, içimdeki fırtınadan sağlam kalabilen tek bir sokak bile bulamazsın. Yakarsın, yok edersin, fakat bunlardan haberin bile olmaz. Hissediyorum biliyor musun? Canının her yanışında, her bir şeyi kafana taktığında sokaklarımdaki lambalar tek tek patlamaya başlıyor. Her meyve veren ağacım sanki sonbaharı getirmişsin gibi sararıp, soluyor. Yağmurların ıslattığı zeminlerde kayıp düşüyorum. Bir süre sonra ezbere bildiğim sokaklarda kayboluyorum. Sana çare olabilecek bir şeyleri aramak için kayboluyorum. Geri dönemiyorum. O an diyorum ki, 'keşke seninde sokaklarındaki lambalar patlasa da, kalbimin acısını aklına kazısan.'

Kendine acı çektirmek, cesaret midir yoksa korkaklık mı? Bana bunun cevabını nasıl verebilirsin? Her yağmur yağdığında, kulaklığınla birlikte-muhtemelen en sevdiğin parçayı tekrar almış bir halde- neden yürüyorsun? Nereye gittiğini bilmiyorsun, sadece gidiyorsun. O yere değen damlalar, oradaki kötülükleri ve acıları silip atmak isterken sen kendini de feda ediyorsun. Üzerine düşen her bir damlasını kıskandığım o yağmur, senden seni de alıyor. Senden sen olmanı sağlayan şeyleri de alıyor. Yolun uzun. Durmuyorsun. Yağmurda duracak gibi görünmüyor çünkü. Arkandayım. Tam arkanda. Ama asla göremezsin, çünkü bu fırtınada-kalbimdekinden bahsetmiyorum- kimse dışarı çıkacak kadar çıldırmamıştır. Sen ve ben hariç. Sen acılarından, bense senin acılarından ezilip gidiyorum bir iki damlanın altında. Yalnız kalmak istediğini biliyorum. Özür dilerim seni yalnız bırakamadığım için ama lütfen sinirlenme bana. Kaldırmıyorum ben kafamı yerden. Suların süzülüşünü izliyorum, sana dokunamayan damlalarla aynı kaderi paylaştığım için birkaç damlada ben ekliyor olabilirim. Sadece arada gözlerimi bir iki saniyeliğine gezdiriyorum üstünde, her zaman aynı cekedi giyiyorsun yağmur yağdığında, ve içinde o kadar minik duruyorsun ki, seni yanlışlıkla kaybederim diye korkuyorum. Üşüyorsun birde. Hatta tir tir titreyecek durumdasın ama belli etmemeye çalışıyorsun, sanki etrafta benden başka biri varmış gibi. Her üşüdüğünü hissettiğimde, taşıdığım çantamı daha sıkı tutuyorum. İçinde, üşüme diye sana kendi ellerimle ördüğüm mor kazak var. Her seferinde yanına gelip onu başından geçirmek için o kadar hevesleniyorum ama kendini bilmez korkaklığım zincirlerini asla bırakmadan sana bir adım dahi yaklaşmama izin vermiyor. Etrafımda çok engel var Byun Baekhyun. Birincisi sensin, ikincisi ise asla sana kendimi yakıştıramadığım kalbim. Bir düşünsene, sen hayatımda gördüğüm, her şeyi güzelleştirmeyi başaran tek şeysin ve bende senin dokunuşunla bile güzelleşemeyecek tek şeyim. Bunun ağırlığı beni de yakıyor, arkanda bıraktığın yollarıda.

Hayat hiçbir zaman elinde bana gülümseyen bir kartla gelmedi. Her zaman beni doğduğum ana gönderecek kadar kötüydü. Her seferinde, başardığım her şeyi kaybettirdi. Belkide sana yaklaşamamamın tek nedeni seni kaybetmeye olan korkumdur. Yine de, iyiyim. Önümdesin, yürüyorsun, hüzünlüsün, büyük ihtimal ağlıyorsun çünkü adımını attığın yerlerde çiçekler açmaya başladı, demek ki gözyaşların değmiş oralara. Sarılamıyorum ama hayal edebiliyorum. Yanımda değilsin ama bilmiyorsun ki aslında her şeyden, herkesten daha çok yanımdasın. Güzel kirpiklerinden düşen damlaları tek tek öperek temizlemek isterdim, belki de bunun hayaliyle daldığım için fark edemediğim şey beni ya hayallerime yaklaştıracaktı ya da tamamen koparacaktı. Ne mi oldu? Birine çarptım. Tam da önümde yürüyen bedene.

Bana döndün.

Burnun kızarmıştı.

Gözlerin sanki beni yaktığın ateş rengine bürünmüştü.

Göz gözeydik.

Kalakaldım.

Ilk defa aramızda bir bağlantı vardı cenette giden yolla.

Yaklaşmak istedim, dokunmak istedim, çok şey yapmak istedim, biliyorsunuz ama sadece durdum. Ve izledim.

Dudaklarını oynatmanı ve benimle iletişim kurmanı izledim. Ne mi cevap verdim? Öğrenmek için, lambaları patlak sokaklarıma gelmen lazım.

"Neden sürekli peşimdesin?"

*
İlk olarak bir şeyler demek istiyorum. Bunu yazarken aa hadi chanbaek olarak yazayım demedim kötü hissettiğim bir gece yazdım giriş kısmını ve sonra da chanbaeke çok güzel olacağını düşündüğümden fanfice çevirdim🤧

Yani biraz abartı edebiyat yaptığımı düşünebilirsiniz fakat hem içimi döküp hem de cyeolun aşkının her saniyesini hissettirmek amacım. Umarım okurken sevgisini iliklerinize kadar hissedersiniz:)

I love u babies🍓🍓💕

Dokunmaya hasret kalmak 'ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin