Sokak No 17

595 81 75
                                    

Perdenin ardındakiler- beni kendinden kurtar

[Lütfeen dinleyin bunu ficin içine kattım çünkü]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Lütfeen dinleyin bunu ficin içine kattım çünkü]

"Beğendin mi?"

Baekhyun'un ağzına uzattığım kaşığı geri çekerken meraklı bir şekilde pastayı yemesini izliyordum. Gözlerim pembe dudakların hareketini takip ederken önümdeki pastaya bakasım bile gelmiyordu.

"Evet, beğendim ama benimki daha güzel."

Baekhyunla randevudaydık. Evet, normal çiftler gibi, sanki daha yeni tanışmışızda birbirimiz hakkında bir şeyler öğrenmek istiyor gibi davranıyorduk, bir nevi öyleydi zaten.

Her şey çok sırasız ilerliyordu. İkimiz resmi olarak tanışmadan önce ona aşık olmuştum, o bana kendini anlatmadan onun hakkındaki her şeyi öğrenmiştim, tanıştığımızdaysa ona çoktan sırılsıklam aşıktım, hiç planmadığım bir an ona itiraf etmiştim, onun bana hisleri olduğuna emin değilken sevişmiştik şimdiyse ilişkimizin ne olduğu bilinmez bir evredeyken onunla randevudaydım.

Garipti, karışıktı, zordu ama ben memnundum. Hangi şekilde olursa olsun yanımda oluyor oluşuna minnettardım.

Sehun'un gösterisinden çıkıp dolaşmaya başlayışımız üzerinden bir buçuk saat geçmişti ve hüngür hüngür ağlayan iki bedeni sakinleştirmem kolay olmamıştı. Sehun başkalarının övgüleri için odadan çıkıp giderken hala ağlayan bedene sarılıp kıpkırmızı suratında dudaklarımı gezdirmiştim.

Yumuşacık teni üzerinde dudaklarımı dolaştırmak inanınki dünyanın en güzel duygusuydu. Bir süre onu sakinleştirmekle uğraştım ve ardından ellerini ellerime kenetleyip biraz hava alsın diye dışarı çıkardım.

Bugün tamamen benim yönlendirmelerimle ilerleyeceğiz dediğim için hiçbir şey demeden beni takip ediyordu. İlk olarak karnının aç olduğunu bildiğimden onu en sevdiğim restorana götürüp tıka basa yedirmiştim.

Yedirmiştim diyorum çünkü kendi ellerimle beslemiştim. Normalde çok az yediğini bildiğim için zorla tüm tabağı bitirttirmiştim. Şiştiğini ve yürüyemediğini söylediğinde onu kucağımda taşıyabileceğimi söylemiştim. Birkaç saniye bana şaşkınlıkla bakıp omzuma vurmuştu.

Neyine kızmıştı bilmiyorum ama eğer isteseydi tüm gece kucağımda taşıyabilirdim onu. Bunun da gayet farkındaydı bence.

Uzun yürüyüşlerimiz ve sürekli ona sataşmalarımdan sonraysa bir pastaneye girip onu da çekiştirmiştim. Asla yiyemeyeceğini söyleyip dursa da önüne gelen çilekl8 pastayla susmuş ve yemeye başlamıştı. Ne kadar ikna etmeye çalışsamda bendeki çikolatalı pastanın daha iyi olduğunu kabul ettiremiyordum.

Hala çilekli pastayı savunuyorken bir çatal daha atmıştı ağzına.

"Tamam, dediğin gibi olsun. Bundan sonra eve her geldiğimde sana çilekli pasta getireceğim o zaman."

Dokunmaya hasret kalmak 'ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin