Uzuuun zamandır kafamda olan ama asla başlamaya cesaret edemediğim, psikolojimi hazır hissetmediğim yoonkook ficime başlıyorum sonundaaa
Umarım kurgumu size beğendirebilecek akıcılıkta yazabilirim
Yorumlarınızı bekliyor olacağım
Keyifli okumalarElimle gözümden akan yaşları silerken daha fazladı akıyor ama yetişemiyordum. Küçük ellerim yetişmiyordu hızla akan yaşlarıma.
Elma ağacının altında kaybettiğim annemi bekliyor beni bulması umuduyla gözümü yoldan ayırmıyordum.
Annem ne kadar park sınırlarının dışına çıkarsan kaybolursun desede onu dinlememiş uçan balon satan adamın peşinden koşarken kaybolmuştum. Çok pişmandım keşke annemin sözünü dinleseydim.
Şimdi ise bir elma ağacının altına oturmuş ağlayarak annem gelsin ve beni bulsun diye bekliyordum. Ama dakikalardır burada olmama rağmen gelmiyordu ve korkum giderek artıyordu.
Ya beni sonsuza kadar bulamazsa? Ya benden vazgeçip eve giderse? Ya parktan ben sanarak başka birini alıp oğlu yaparsa? O zaman ne yapardım ben.
Kafamdan geçirdiğim düşünceler ağlamamı daha da arttırmıştı. Annemi istiyordum. Onu çok özlemiştim ve bir daha asla sözünden dışarıya çıkmayacaktım.
Ben öylece ağacın altında oturmuş ağlamaya devam ederken yanıma bir çocuk gelmişti. Gözlerine baktığımda tıpkı bir kediyi andırıyordu. Yanıma oturarak "Neden ağlıyorsun?" Diye sormuştu.
Annem her ne kadar yabancılarla konuşmama söylesede benim gibi çocuklar için uyarıda bulunmamıştı. "Annemi kaybettim" derken farkındalık dahada fazla ağlamam sebep olmuştu. Ellerimi yüzüme kapatıp dahada fazla ağlamıştım. Birazcık utanıyordum yanımda biri varken ağlamaya ama annemi istiyordum ben.
"Şş ağlama. Anneni bulmanda sana yardım edebilirim." Dediğinde ellerimi yüzümden çekip kedi çocuğa bakmıştım. "Ama nasıl. Sende küçüksün bana nasıl yardım edeceksin." Dediğimde kaşlarını çatmış ve "Büyüğüm ben. 13 yaşındayım" demişti. Benden 3 yaş büyüktü sanırım. Gülmüştüm. "Yinede küçüksün." Demiştim. Bu onu iyice sinirlendirmiş oturduğu yerden kalkarken "o zaman büyük birinden yardım iste" diyerek yanımdan gitmeye çalışmıştı ama kolunu tutup yaşlı gözlerle "özür dilerim lütfen bana yardım et" demiştim.
Hemen tekrar yanıma oturmuş ve "Nerede kaybettin anneni hatırlıyor musun?" Diye sormuştu. "Bizim evimizin oradaki oyun parkında oynuyordum. Sonra uçan balon satan bir adam görüp peşinden gitmek istedim ama arkamı döndüğümde geldiğim yolu unutmuştum. Annemin sözünü dinlemediğim için böyle oldu." Dediğimde gözümdeki yaşlar yine akmaya başlamıştı.
Ellerini yüzüme uzatıp gözyaşlarımı silerken "Tamam ağlama. Parkın yolunu biliyorum seni oraya götürebilirim." Dediğinde kalbim hızlanmıştı. Ama bu farklıydı biraz. Annem bana sarıldığında hissettiğim gibi hissetmemiştim daha farklı çarpmıştı kalbim. Heyecanımdan kaynaklandığını düşünerek kediye benzeyen çocuğa sıkıca sarılıp "Teşekkürler hyung" demiştim.
Geri çekildiğimde gülümseyen yüzüyle yüzüme bakıyordu. Tanrım gerçektende kediye benziyordu. Bende ona gülümsemiştim kocaman. "Tavşana benziyorsun" diyerek kıkırdağında "Sende kediye benziyorsun" demiştim. Gülümseyerek oturduğu yerden kalmış elini tutmam için baba uzatmıştı. "Hadi anneni bulmaya gidelim" dediğinde elini tutmuş ve kalkmıştım.
**
Parka doğru yürürken ellerimiz hala birleşikti. Annemin yanındaymışım gibi güvende hissetmişti bu bana. Sanırım beni anneme götürdüğü için böyle oluyordu.
Yürüdükçe yollar dahada tanıdık gelmeye başlamıştı ve kafamı kedi çocuğa çevirip "Bu yolu hatırlıyorum. Doğru gidiyoruz" demiştim heyecanla. "Ben zaten yolun doğru olduğunu biliyordumki" demişti benim heyecanıma oranla durgun bir sesle.
Parka doğru yürümeye devam ederken "İsmin ne?" Diye sormuştum. El ele annemi bulmaya gidiyorduk ve ben ismini merak etmiştim. "Yoongi" demişti gözlerini yoldan ayırmadan. "Memnun oldum Yoongi. Bende Jungkook" dediğimde bana cevap veremeden parka gelmiştik ve ben annemi fark ederek ona koşmaya başlamıştım.
O an umursadığım tek şey annemdi çünkü. Sonrasında eve gittiğimde Yoongi isimli kahramanıma teşekkür etmediğim için kendimi kötü hissedeceğimi düşünemezdim. Ya da gece rüyama gireceğini. "Anneni bulmana yardım edeceğim" dediğindeki kalp atışımın heyecandan kaynaklanmadığını da bilemezdim.
Henüz 10 yaşındayım ve aşk ne bilmiyordum bile o zamanlar. Hissettiğim duyguların aşk olduğunu da bilemezdim. Bir erkeğin bir erkekten hoşlanacağını da bilemezdim. Ama olmuştu işte.
Henüz 10 yaşındayken elma ağacının altında gözyaşlarımı silen çocuğa deli gibi aşıktım ben. Bunu 10 yaşındaki çocuk aklımla kavrayamamıştım ama sonrasında onu evimin camından izlerken duygularımın farklı boyutta olduğunun farkına varmıştım.
Çünkü onu gördüğüm zaman atan kalbim başkalarını gördüğüm zaman öyle atmıyordu. Anneme sarıldığımda bile.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AppleTree| Yoonkook
Fanfiction"Elma ağacının altında gözyaşlarımı silen çocuğa deli gibi aşıktım ben."