Chase Atlantic - Triggered
Yorumlarınızı bekliyorum, gelmiyor üzülüyorum :(
Hayat boktan ve katlanılması zor bir sınavdı. Tanrı benimle oynuyordu ve benim buna karşılık yaptığım tek şey bu oyun içerisinde oradan oraya sürüklenip hamlesini bilmediğim ataklarla savaşmaktı.
"Ona neden vurdun?" Diye soran sesim hissizdi. Paramparça olan bir kalbe göre fazla hissiz.
Okuldan Taehyung'un beni sürüklemesiyle hızla çıkmıştık. Neler dönüyor anlayamıyordum. Beynim işlevini yitirmiş gibi düşünemiyor ya da sonucu bulacağından korktuğu için düşünmek istemiyordu. Tek odaklandığım şey kırık kalbimdi. Canımı yakmayan kırık kalbim.
Neden bu hale olduğumu bile düşünemiyor seviyedeydim. Yeterince boka batmamış mıydım? Neden hala gelmesi gereken mutluluk gelmiyordu? Kaderim mutsuzluk üzerine mi kurulmuştu yoksa? Ya da ben gözümün önündeki mutluluğu göremeyecek kadar kör mü olmuştum kaderime?
Yanımda ki beden öfkesi hala dinmemiş bir şekilde "Hak etti" dedi. Neden bu kadar öfkeliydi? Orada tam olarak neler olmuştu? Yoongi olayların neresindeydi?
Güldüm. Sonra tekrar sordum. "Taehyung ona neden vurdun?"
Bedeni daha çok kasılmıştı. Cevapların bile onu bu kadar sinirlendirdiği olaylar tam olarak neydi? "Çünkü o orospu çocuğu bunu hak etti. Ona hiç güvenmeme gerekiyor." Saklıyordu. Benden bir şeyler saklıyordu. En yakın arkadaşım tanıyordum. Öfkesini kontrol etmeye çalışan arkadaşımı tanıyordum.
Benden bir şeyler gizliyordu ve öfkesini bastırarak ağzından kaçırmamak için zorluyordu kendini. "Bana neden ibne dediler?" Diye sordum soruyu değiştirip. Sonra kıkırdadım "Öyleyim zaten ama onlar nerden öğrendi?" Asıl sormama gereken buydu. Nerden öğrenmişlerdi? Neler dönüyordu?
Sonra otoparkta görüş açıma giren Hoseok girdi zihnime.
Alay dolu gülümsemesi.
İmalı bakışları.
"Kendine sakın bir daha öyle söyleme!" Diye tısladı Taehyung. Yığılıyordum. Yığılıyordum ve patlama anıma kesinlikle daha çok vardı.
"Taehyung. Cevabını alamazsam bu soruyu sana bir daha sormayacağım." Dedim tekrar başa dönerken "Yoongi'yi neden dövdün?"
İsmini anmak kalbimi acıtmıştı. Hiçbir şey hissetmeyen bir vaziyetteydim ama kalbim onun adıyla paramparça olsada çarpmaya ve hissetmeye yemin etmişti. Zihnimi bir şekilde kontrol edebiliyordum ama kalbimi asla. Kalbim kesinlikle ona aşıktı. Kontrolu elimden alacak kadar.
"Sikeyim," diye mırılandı Taehyung. "Dövdüm çünkü o yaydı Jungkook. Dün gece onun yanındaydın seni eve o sikik herif getirdi."
Dün gece onun yanındaydın.
Seni eve o getirdi.
Dün gece onunlaydım. Dün gece onunlaydım. Peki ya ne olmuştu? Bana ibne demelerini gerektirecek ne olmuştu? Sonra korku duygunusu hissettim birden. Tüm hücrelerimle ve bu beni kendime getirdi.
"Ona söyledim mi?" Diye sordum titreyen sesimle. Hayır böyle olmamalıydı. Ona böyle söylemiş olamazdım. Bu an bilinçsizce gerçekleşmesi ve sonrasında unutmam gerken bir an değildi. Sevgim bunu hak etmiyordu. Yıllardır kalbimde sakladığım sevgim böylesine klişe bir itirafı hak etmiyordu. Özel olmalıydı. Ne olursa olsun özel olmalı ve en ince ayrıntısına kadar hatırlamalıydım. Böyle olmaması gerekiyordu.
Taehyung derin bir nefes alıp verdi. "Bilmiyorum" diye mırılandı. Sonra hatırladığı şeylerle içi öfkeyle dolmuş gibi "Dün gece sarhoş bir şekilde onun yanındaydın ve bu gece okula bir geliyoruz herkes seni ve Yoongi'yi konuşuyor. Ve kimse Yoongi aleyhine tek bir kelime etmeyip senin i-" frenledi. Söylemek ona zor geliyormuş gibi. Fakat doğru olan zaten buydu. Yarım kaldığı cümleyi ben tamamladım bu yüzden "ibne olduğumu konuşuyor"
![](https://img.wattpad.com/cover/192536447-288-k561418.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AppleTree| Yoonkook
Fanfiction"Elma ağacının altında gözyaşlarımı silen çocuğa deli gibi aşıktım ben."