"Saçlarını okşardı hep değil mi?"

1.6K 134 61
                                    

Dean Lewis- Be Alright

Jungkook elindeki sigara izmaritini dudaklarına götürüp derin bir nefes çekerken daha önce olmadığı kadar hissizdi.

Ağlamıyor, düşünmüyor, acı çekmiyordu. Sadece duruyordu. Gün doğmak adına ilk ışıklarını göğe bahşederken sayamadığı kadar sigara içmiş ve sadece öylece durmuştu.

Yoongi gittiğinden beri tek yaptığı buydu ve tam 4 saattir sadece sigara içmişti.

İzmaritler yerlere rast gele atılmış kıpırdamadan durduğu duvarın dibinde küllerden küçük bir dağ oluşmuştu. Açık olan camlar odaya duman birikmesini engellerken içeriye keskin soğuk havayı buyur ediyordu.

'Bana benziyor' diye düşünmüştü bu durum karşısında Jungkook. 'Yoongi yokken üşüyen bedenime benziyor,'

Paketteki son sigaranında sonuna geldiğinde oturduğu yerden kalkmış fakat hafif sendelediği için kendini duvara yaslamıştı. Sigaraya alışık olmayan bedeni yalpalıyordu. İlk defa böylesine dumana maruz kalan organları ise bocalamıştı. "Üzgünüm," diye fısıldadı Jungkook sesi titrerken. Neden böyle söylediğini anlayamamıştı. Beyni onunla oyun oynuyormuş gibi birden dökmüştü bu kelimeleri dudaklarından. Belkide beyni Jungkook'tan çok daha üzgündü. Hatta kalbide öyle çünkü son 4-5 saattir kan pompalamaktan başka bir şey yapmamıştı. Acı çekmemiş, sızlamamış, ağrımamış sadece kan pompalamıştı.

Bu durum Jungkook'un işine mi gelmeli yoksa yaşadığı hayal kırıklığı dolayısıyla bocalayan organlarına üzülmeli mi diye bilemiyordu. Bir çok şeyi bilemediği gibi bunu da bilemiyordu.

Yasladığı duvardan ayrılıp adımlarını odanın dışına yönlendirirken başı dönüyordu. Belkide oda dönüyor, ikisinin arasında ayrım yapacak durumda değildi şu an. Adımları banyo kapısının önüne geldiğinde durmuş, başını kapalı kapıya yaslamıştı. "Belkide dünyanın dönüşünü hissetmeye başlamışımdır," diye fısıldadı. Başını kapıdan ayırıp banyoya girerken cümlesinin devamını getirdi "Şimdiye kadar neden hissetmiyordum ki bunu,"

Sarhoş değildi. Sadece içtiği sigaralar yüzünden başı dönüyordu ve dudaklarından dökülen anlamsız cümleler bazı şeyleri ertlemesi için beyninin ona yardım etmesiydi.

Neler olduğunu ne kadar geç idrak eder, içinde bulunduğu durumu ne kadar geç hatırlarsa o kadar iyi olur düşüncesindeydi çünkü. Ama bilirsiniz ertelenen şeyler birikir ve bu birikimlerin sonunda büyük patlamalar vardır.

Aynanın karşısına geçip yansımasını izledi bir süre. Saçları dağınıktı. Saçları hep dağınık olurdu zaten ama bu defa gözleride eklenmişti bu dağınıklığa. Altlarının mor halkalara sahiplik ettiği gözleri çok karışık bakıyordu. Bir çok duygu barındırıyorlardı ve hepsi birbirine karışmıştı.

Gülümsedi. Tıpkı göz altları gibi morarmış ve üzerindeki ince deriyi dişleriyle soyduğu için yer yer yara dolu dudakları yukarıya doğru kıvrıldı. "İğrenç gözüküyorsun," diye fısıldadı aynadaki yansımasına. "O kadar iğrenç gözüküyorsun ki sevdiğin adam bile senin yanında durmadı,"

"Onun midesini bulandırdın aptal. APTAL!"

Aniden yükselen sesiyle öne doğru eğilmiş ve yansımına dahada yakından bakmıştı. "Sen hayatımda gördüğüm en çirkin erkeksin Jeon Jungkook,"

Tekrar gülümedi ve yakınlaştığı ayndan uzaklaşarak arkasını döndü. Kendi yüzüne bakmak işkence gibi gelmişti ona aniden. Kendini dünyanın en çirkin insanı sayıyordu çünkü artık.

Tekrar aynaya doğru döndüğünde gözleri hiç aynaya değmemiş elleri çekmecelere giderken "Hepsi senin yüzünden," demişti kendine öfke dolu bir sesle. "Bu kadar çirkin olmasaydın her şey daha güzel olurdu."

AppleTree| YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin