Cem Yıldırım:
Bir kitapta:"insanlara verilen en büyük ceza alışkanlıktır.Birşeye alıştığınız zaman onu bırakamazsınız,bıraktığınız zaman ise acı çekersiniz."diyordu yazar.Bunu okuduktan sonra belkide bizimkiside alışkanlıktır diye düşündüm.Yokluğuna alıştığımız zaman biter gider eski halimize döneriz diye düşündüm.Lakin zaman geçtikçe daha çok kırıldık,kırık yıldız parçalarımız gök yüzünden teker teker düşüp bok bataklığına battı.
$ $ $
Kaç yaşındaydık hatırlamıyorum ama ellerimi kirli duvarlara sürdüğümde ellerime bıraktığı mayoş hissi çok iyi hatırlıyorum.Bok gibi geçen yıllarımdan sonra amcam beni yanıma almış nekadar leşim varsa hepsini kabullenmişti.Aynı evde güzel güzel geçiniceğimizi düşünüyordu çünkü benden 3 yaş küçük bir kuzenim vardı.Üvey çocuktu, amcam baya baya önceden yetimhane yardım zımbırtısı bokuna gittiğinde ona hayran kaldığını felan filan bissürü zırvanalarını anlatmış,evin altından girmiş üstünden çıkmış yabancı ülkeciklerden getirdiği biricik karısını ikna edip evlatlık edinmişler.Bizim yabancı yengeciğimiz ilk başta burun eğsede aradan bir kaç gün geçtikten sonra ondan değerlisi olmamış,sağ gözü gibi bakmış evlatlığa.Adınıda ilk oğluna koyucağı ismi koyup Kaan demişler.
Aynı evde kalmaya başladığımızda tamda amcamın dediği gibi olmuştu,baya iyi anlaşmıştık.Klasik devam eden rutinlerimiz eğlencelerimiz felan vardı işte.Bir kaç yıl sonra birgün Kaan beni gizlice çatıya çekti hızlı adımlarla beni çatıya çıkardı.Mavi gözleri o kadar endişeliydi ki birisine birşey olduğunu felan düşünmüştüm.birden çatıdaki duvarlara ellerini sürterek gezinmeye başladı.Gözlerimi devirdim "Kaan napıyorsun?sorun ne? ellerin leş gibi olucak"
"Ellerimi duvara sürtmek endişemi azaltıyor bana izin ver" ona doğru ilerlerken konuşmaya devam ettim.
"Saçmalama Kaan ne olduğunu anlat" ellerini tutup duvardan çektim ve mermere oturup cebimden amcandan arakladığım sigarayı ve marketten aldığım kibriti çıkardım.Kibritim bitmek üzereydi ama o sırada daha önemli birşey vardı o yüzden kibrit almayı aklıma not ettikten sonra kibriti kutuya sürttüm ve dudaklarımın arasındaki sigara yaklaştırdım.Kaan dikkatlice izliyordu,sigaramdan bir duman aldıktan sonra onun bana baktığı gibi ona bakmaya başladım.
"Anlat bakalım mavi çocuk noldu"
"Bak turunç kafalı sıra arkadaşım bana aşık olduğunu söylüyor ve ben sadece ellerimi değil kafamıda duvara sürtmek istiyorum"dedi bana.Sinirlendiğinde bana hep turunç derdi çünkü ben açık saçlı bir insandım dışarıdan turuncu gözükmesi umrumda değil bana göre açık renkli saç.Kaanın söylediği şeyle kahkahamla beraber dumanıda dışarı çıkarmıştım.
"ee?bu normal şeyler ergenlik zamanı ergenlik" demiştim ağır cümlelerle.Bunu dememle kafama elini geçirmişti.Eli ağırdı açıkcası ve ben onunla zıt düşmek istemiyordum.Yani bu korkaklık değil kim 3 yaş küçüğünden korkardıki sadece birazda aramız bozulmasın istemedim çünkü o küçük olmasına rağmen benimle aynı duruyordu.
"Bak turunç bu normal değil,çünkü o bir erkek.Hani şu ders için geldiğinde kız sanıp öptüğün çocuk"demişti.Ardından elimden sigaramı alıp içmeye başladı.Bugün şok krizi felanmı geçiricem diye düşünürken Kaan ona baktığımı fark edip açıklama yaptı:
"Arada,ellerimi duvara sürtmekten daha iyi geliyor"dedi sigarayı geri bana uzattı.Bir kaç fırt daha aldıktan sonra aşağıya inmek için kapıya geldim.
"CEM!bana tavsiye vermicekmisin beynim avuçlarıma düşmek üzere"demişti.Topuğumun üzerinde ona dönüp.
"Ya ona tek cinsle ilgilendiğini söyle yada bana gönder"diyip aşağıya indim.Odama girdiğimde yatağıma kendimi attım,Kaan'ın bahsettiği çocuk gerçekten bir kıza benziyordu ve bence kesinlikle kızdı yani yoksa neden ondan hoşlandığını söylesinki? Kaan odama daldığında ciyakladım.
"Saygısız köpek,ahırmı burası puşt" Kaan bana boş boş bakıp elini tokat atarcasına havaya kaldırdı.
"Ahır daha temizdir,ayrıca odalarımız ayrı olucak kadar büyük bir evde değiliz hayal dünyandan çıkta yatağın altında zulaladığın sigaraları çıkar" konuşmasını bitirdikten sonra kapıyı kitlemiş camı açmıştı.O gün bütün gece uzun uzun konuşmuş neyin ne olduğunu açıklamıştım.
Camdan kafasını çıkarıp derin nefes aldı ve yıldızları severcesine ellerini hareketlendirdi.
"Birgün"dedi sigarasını yıldızlara doğru fırlatırken "Yıldızların hepsini toplayacağım ama yavaş yavaş"dedi.
"Peki ya toplayamazsan?"
"Yıldızların yanına gidicem"demişti.
Yıldızları toplayamadı belki ama umarım yıldızların yanına gitmiştir.
Cem Yıldırım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#Yaşarken Ölmek#
Non-FictionKırık yıldızlarız biz birinin deli düşüncelerinin peşinden hepimiz koşarız eğer birimiz hata yaparsa hepimiz yaparız.Bakmayın böyle dediğime hepimiz saçma sapan bir gecede yıldızları toplamaya gittiğimizde tanıştık....