Cem Yıldırım:
Çok yorulduğunuz zamanlar olur ya hani,oturup saatlerce düşündüğünüz,oturduğunuz yerin soğukluğunu hücrelerinizde hissediğiniz zamanlar.Rüzgar suratınıza tokat gibi indiği,rüzgarı umursamadan düşünmeye devam ettiğiniz zamanlar.Böyle zamanları çok sık yaşadım,çok fazla düşündüm,çok kırıldım ve boka bastım.Lakin asla ağlamadım,ağlamadım çünkü bana ağlamanın güçsüzlük olduğu öğretildi.Ağlamadım ama zarar verdim,çevremdekilere,sevdiklerime.Bu yüzden kaybettim değer verdiğim kim varsa.
Ne zamandı tam hatırlamıyorum ama amcam birgün taşınmamız gerektiğini söylemiş ve hem Kaan'ın hemde benim nakil işlemlerim başlatılmıştı.Taşınmaya başladığımız ilk gün Kaan herzamanki içtenliğini kullanıp kendine konuşmayan bir arkadaş edinmiş kısa süre sonrada bizimle arkadaş olması için zorlamıştı.Ben asla onun gibi olamadım yaşadıklarım yüzünden herkesi çirkin kana susamış olarak gördüm.Hayatımdan sevginin ne olduğunu sildim,menfaatlerim için birilerinin yanına sıvıştım.Sevgi nedir bilmedim uzun süre,çünkü kimse bana sevgiyi nedir öğretmedi.Bende herkese kalın duvarlar ördüm.Bu yüzden çok kıskanırdım Kaan'ı severdi sevilirdi.Kimse ona zorluk çıkarmazdı,mükkemel bir hayatı vardı herkes onu koruyu meleği olarak görürdü çok kıskanırdım bu yüzden onu.
Uzun zaman geçtikten sonra çatı senerasyonları başlattı Kaan.Herkesleri topladı klasik cümleler kullandı ve hayallerini gerçekleştirmek için "Yıldızları toplamaya gidiyoruz" derdi ve hepimizi çatıda toplardı.O hayllerini gerçekleştirebilirdi çünkü onun önünde engeli yoktu.Benimde çok hayallerim vardı.Hepsi yok edildi,"Hayal hayaldir gerçek dünyaya dön"denildi.Bu yüzdendi en çok kıskançlığı.Benim sevdiklerim elimden gitti onun sevdikleride elinden gitsin istedim,beni her küçük gördüğü zamanlardaki ne hissettiğimi anlasın istedim.Bu yüzden ilk arkadaşı en büyük endişelerinden başlamak istedim.Hergün ona aşık olduğu söyleyip duran sıra arkadaşı Emre'den.
Yine Kaan'ın siktirik boktan yıldızları toplama senarasyonundan çıkarken liseden bir arkadaşımla karşılaştım birbirimize değer veririrdik.Herşeyimizi bilirdik,Can en büyük destekçimdi belkide şu hayatta.Okuldakiler iki cinsede ilgi duyduğumu anlamasınlar diye ağzını sımsıkı bağlamış birde bana sahte bir manita yapmıştı.En güvendiğim insandır belkide.Bakmayın böyle konuştuğuma Kaan'da hep arkamda durdu ve meleksi davrandı.Ona olan bağlılığım kadar ona olan nefretimde vardı.Can'la inşatın tepesine çıkıp birer bira içmeye karar verdiğimizde herşeyi anlattım.Tavsiye verme sırasıydı şimdi onda:
"Bak blader madem ilgi odağı olmak istiyosun Kaan'ın sevmediği şeyi öğren" demişti.Akşamına naptım ettim Kaan'ı ayartıp sohbet etmeye karar verdik.Bir yerden başlayıp neden nefret ettiğini öğrenmem lazımdı ki bunu neden öğrenmem gerektiğini bilmiyordum,bir yerden başlamam lazımdı:
"En çok neden nefret ederim Kaan biliyormusun?"
"Yapmacık insanlardan"demişti anında.Evet öyleydi,şimdi öğrenme zamanıydı.
"Peki sen neden nefret edersin?" yüzüme bile bakmamıştı konuşurken sürekli karşı komşularındaki kıza bakıp duruyodu.Kızda ne kız 7 yaşında anca öğrendi konuşmayı.
"Ne alaka?"
"Sen beni tanıyosun peki ben seni?"dedim en büyük bahanemdi bu benim.
"Dans etmeyi sevmem,nefret ederim"demişti.Hassiktir ne alaka dans etmek kesinlikle beni ekiyor diye düşündüm.
"Hassiktir len ordan ekme beni başka nelerden nefret edersin"Yüzüme baktı boş boş.
"Sadece dans etmekten nefret ederim"demişti.
Ertesi gün ilk işim Can'ın yanına gitmek oldu.
"Dans etmek"dedim sigaramdan bir duman alırken.
"Dans etmek mi? ne alaka olum"
"Ne biliyim dans etmekten nefret ediyo işte." demiştim.Can telefonunu dar cebinden çıkarıp birini aradı kısa konuşmadan sonra yanıma geldi.
"Haftaya hep beraber dans kursuna başlıyoruz biladerim,Beni diğerleriyle tanıştırma zamanı geldi"
Cem Yıldırım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#Yaşarken Ölmek#
Non-FictionKırık yıldızlarız biz birinin deli düşüncelerinin peşinden hepimiz koşarız eğer birimiz hata yaparsa hepimiz yaparız.Bakmayın böyle dediğime hepimiz saçma sapan bir gecede yıldızları toplamaya gittiğimizde tanıştık....