36| S

1.1K 95 30
                                    

Karaçocuk: gittin

Ben demiştim sana

önce 1 hafta yok olursun

Sonra 1 ay 1 yıl bu böyle uzar gider

Sonra tamamen gidersin

Soo gitmeni istemiyorum

Bak ben gerçekten pişmanım

Ben özür dilerim gerçekten

Seni öptüğüm için özür dilerim

Ben yanlış birşey yaptığımı düşünmüyorum

Ama böyle olacağını bilseydim

Bunu yapmamalıydım diye düşünürdüm

Her ne kadar zor olursa olsun

bu duyguya direnmeliydim

Ama yapamadım Soo

Sen öyle güzelken ben karşı koyamadım

Gtmeni istemiyorum Soo lütfen

Lütfen gitme

Affet beni

Lütfen

Hyung.....

Telefonuma gelen ardı ardına mesajları okurken gözlerim durmaksızın akıyordu. Emindim ki bu mesajları atarken o da ağlıyordu.

Birbirimizden habersiz birbirimize ağlıyorduk.

Ama biz hiç ayrı ağlamazdık. Herşeyimiz birdi ağlamamızda gülmemizde.

Biz birdik.

Ama inatla iki kişi olmayı seçmiştik.

İnatla birbirimizi yakmıştık.

Yıllar önce o  Chrystal Soo Jung'u öperken , kalbim paramparça olmuşken onu tutup söylemeliydim.

6 yaşındayken sen benimsin demekle olmuyordu işte. 23 yaşında kolundan tutup yıllar önce ki gibi,

"Siyah çocuk , herkese herşeye rağmen sen benimsin, aşk her yaşta, her bedende hemcinsine, karşı cinse hiç beklemediğin bir mevsimde saliseler saniyelere yerişebilmek için koşarken zamanın durduğu o anda seni en derinime işledi. Aşk aşktır" diye haykırmalıydım. Sonra o böyle birşey söylediğim için benimle dalga geçmeliydi. Ama o an sarılıp herşeyi halletmeliydik.

Belki o zaman bu kadar geç kalmış olmazdık.

Kapının çalmasıyla daldığım düşüncelerden çıktım.

"Selam soo" sesi her zamanki gibi değil , güçsüzdü.

"Gel hadi"

Salona geçip oturduk.

"Kötü görünüyorsun"

"Kötüyüm Yeol...... çok " yutkundum" çok kötüyüm."

Elimi kalbimin tam üstüne getirdim.

"Burası çok acıyor ve ben katlanamıyorum"

Chanyeol yanıma oturup beni kollarının arasına aldı.

"Miniksoo'nun kalbi acıyor , ama koca dev hiçbirşey yapamıyor."

Tuttuğum gözyaşlarım sarılmasıyla tekrar akmaya başlamıştı.

"Sen iyi değilsin , jongin de iyi degil. " kafamı omzundan kaldırıp ona baktım.

"Kaç gündür ölü gibi yaşıyor , daha doğrusu yaşamıyor gibi. Ne telefonlarına bakıyor ne de kapıyı açıyor. Işıkları bile hiç açmıyor."

"K-kontrol ettiniz mi e-evde mi?"

"Evet evdeymiş. Ben buraya gelirken Baek de jongin'in yanına gitti , evde fazladan bir anahtar vardı uzun zamandır , senin olabileceği aklıma geldi ve doğruymuş , o da şimdi jongin'in yanında"

"Nasıl?"

"Nasıl mı? Sana ölüm ve yaşam arasında çizgi kalmamış diyorum. Baek eve gittiğinde herseyin dağınık bir vaziyette olduğunu söyledi heryerde cam parçaları varmış. Ev Havasız perdeler çekik ve karanlık."

"O karanlıktan çok korkar" Daha çok Chanyeol'a söyler gibi değilde kendi kendime sayıklıyormuşum gibi çıkmıştı sesim.

"Daha fazla eziyet etmeyin kendinize, mutlu olmayı hak ediyorsunuz."

"Biz mutlu olabilirmiyiz Chanyeol. Bizim birlikte olmamız doğru olurmu? Ben herşeyden jongin'i koruyabilirmiyim? Kırılmasının önüne geçebilirmiyim? Ben o kadar güçlü değilim Yeol, o da güçlü değil, belki eşcinsel ve ya bisex bile değil sadece bir yanılgı."

"Sence ben güçlümüyüm Soo? Ben böcekten , sesten , saçma sapan herşeyden korkan bir insandım höt desen altıma ederdim biliyorsun. Ben güçlü değilim. Ama söz konusu baek olduğunda dünyanın en güçlü adamıyım. Benim gücüm Baek. Ben herşeyi tek başıma kaldıramam ama yeri geliyor o küçük bedeniyle beni koruyor."

Dedikleri kalbime doğru bir yol izliyordu. Doğru söylüyordu ve doğru söylemesi daha çok derinime işliyordu.

"Sende küçüksün Soo , yaş olarak benden büyük olabilirsin ama bunların hepsine göğüs geremeyecek kadar küçüksün . Baekhyun'dan daha küçüksün hatta. Güçlü görünebilirsin ama çok kırılgansın, herşeyi tek başına üstlenenmezsin. Mutluluğunuz bir olacaksa gücünüz de bir olmalı. Hayatında alt tarafı 5 dakika göreceğiniz insanların sizi yargılamasıyla mutsuz olmamalısınız. Siz sizsiniz ve aşk da aşktır."

Gözyaşlarımın altından gülümsedim. Ciddi suratı beni cesaretlendirmeye çalışırcasına gözlerimin içine bakıyordu ve başarıyordu da.

"Waaoh Chanyeol-sshi harikasın"

Chanyeol derin bir nefes verip kendini koltuğa attı.

"Oğlum ciddi konuşmakta çok zor iş lan"

Chanyeolun telefonuna gelen bildirim sesiyle koltukta oturur pozisyona gelip. Bir süre baktıktan sonra telefonu bana doğru tuttu. 

Gözleri kızarmış görünüyordu. Kızarmış ve şiş.

"Zor uyumuş Baek çayına uyku ilacı katmak zorunda kalmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Zor uyumuş Baek çayına uyku ilacı katmak zorunda kalmış. Eve girdiğinde berbat bir haldeymiş hatta Baek'i sen sanmış,  saykılarken de sonunda uyuyakalmış. Bunu daha fazla uzatmanın manası yok Soo. İkinizde bu haldeyken buna göz yumamam. Kardeşimsin lan sen benim. Kardeşimi göz göre göre uçurumdan atamam. Ya sen bitirirsin bu saçmalığı ya da ben bir son veririm."

🕉

Chanyeol-sshi izninizle sizi yiyebilirmiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chanyeol-sshi izninizle sizi yiyebilirmiyim.

Umarım beğenirsiniz🐣

Arines |Kaisoo| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin