15| V

1.4K 111 17
                                    

Sabah kalktığımızda tahmin ettiğim gibi Soo hiçbirşey hatırlamıyordu. Bunu nereden anladığımı sorarsanız uyandığımda onu kaldırmaya gidince yüzüme yediğim saatten biliyordum. Şimdi masada oturup kahvaltı yapıyorduk.

"İnsafsızsın Soo, vic dans ız " elimle yüzüme dokunduğumda acımıştı.

"Yastık at , silgi at, ne bileyim çarşaf at kalem at kafama,  duvar saati fırlatmak ne ya?"

"Kalem atsam gözüne gelirdi." Reçel sürdüğü ekmeği ısırırken söylemişti bunu. Oldukça umursamaz bir şekilde.

"Yaa ne kadar da düşüncelisin aşkım ya  gözlerim yaşaracak. Yüzüme duvar saati atmasan beni düşündüğünü düşüneceğim." Yüzüme hiç bakmadan konuşuyordu.

"Hızlı ye de çıkalım hadi"

Cevap vermeden kahvaltı etmeye başladım. Asıl okuduğum bölüm iç mimarlıktı ama aynı zamanda oyunculuk dersleri de almıştım. Şimdiye kadar oyuncu olarak yaşamıştım ta ki Kyungsoo işleri karıştırasıya kadar.

"Ben üstümü değiştirip geleyim , sonra çıkarız" diyip odama gittim. Aynaya baktığımda yüzümde saatin yuvarlak izinin çıktığını gördüm, ayrıca kaşımın hemen yukarısından başlayıp aşağıya doğru uzanan 1 vardı. Resmen yüzümde hani rakam olan şu 1 var ya o vardı. Gerçi rakam olmayan 1'den başka 1 de yoktu.

"Ah cidden soo elinin ayarı yok." diye sitem ettim. Ne kadar sitem etsemde pek bir faydası olmayacağını bildiğim için asıl işime döndüm.

Bej renginde keten pantolonumu ve üstüme de beyaz boğazlı kazak giymiştim. Takım elbise giyemezdim ben ne o düğüne gider gibi gerçi böyle de bir farkım olmamıştı ama en azından düğün değil de Mevlüte gider gibi olmuştum. Ah şimdi sweatshirt giymek vardı.

Yüzümü saymazsak gayet güzel olmuştu bence.

Mutfağa geri döndüğümde kyungsoo ayağa kalkmış ceketini giyiyordu.

"Hazırmısın"

"Ah , evet hadi gidelim"

Önden kapıya doğru çıkıp ayakkabısını giydi. Ardından benim giymemi beklerken yüzüme baktı. Sabahtan beri ilk defa.

"WAooww"

"Noldu?"

"Şaheser resmen"

Neyden bahsettigini anlayınca ayakkabımı giymeye devam ettim.

" Saat yüzünden okunuyor resmen" diyip kahkaha attı.

"Özür dileyeceğine birde dalga geciyor edepsiz Soo." karnına dirsek atıp arabaya doğru yol aldım.

"Jongin saat kaç olmuş ya baksana bir bana ben bakayım" gülmeye devam ederken hızla arabanın kapısını çarptım.

Arabaya binince ciddileşip yüzüme baktı.

"Bugün gelmesen mi acaba , hazır yola çıkmamışken. Kal istersen. "

"Toplantı var önemli  olmaz , hem neden gelmiyim."

"Yüzün..."

"Önemli mi sence."

"Benim için hayır"

"Eee o zaman"

Konuşma bitmiş arabayı çalıştırmıştı. Her kırmızı ışıkta durması sinir bozucuydu. Her kırmızı ışığa yakalanmakta büyük bir yetenekti. Alkış yapıp Soo'ya döndüm.

"Tebrik ediyorum seni , nasıl başarıyorsun."

"Neyi"

"Her kırmızı ışığa yakalanmayı"

"Haa o mu , pek önemli bir şey degil aslında ışıklara yaklaşınca biraz yavaşıyorsun sen gidesiye kadar kırmızı ışık zaten yanmış oluyor."

"Ne yani sen..... Sen bilerek mi yapıyorsun bunu"

"Alkışa gerek yok"

"Sen cidden var ya beni deli ediyorsun kyungsoo"

"Ne demek her zaman ufaklık"

Konuşma tekrar bittiğinde telefonuma odaklanmıştım. Bugün önemli bir toplantı vardı Bay Yixing ile. Çinden geliyordu ve ben bu toplantıyı kaybetmek istemiyordum.

Araba durduğunda etrafıma baktım. Henüz şirkete gelmemiştik.

Kemerini açıp arabadan çıkarken sordum.

"Nereye?"

Cevap vermeden gitmesi şaşırtmamıştı aksine eğer cevap verseydi gerçekten şaşırırdım. 5 dakika ya geçti ya geçmedi geri gelmişti. Elinde küçük bir kese kağıdıyla.

Arabaya binip bana döndü.

"Bana bak" dediğinde otamatik olarak bakmıştım.

Elinde ki kese kağıdından çıkardığı kremi yavaşça kızaran yere sürerken ona baktım. Yüz hatları sert baksa da pisman olduğunu biliyordum. Duvar saatini yüzüme fırlattığı için değil , bu kadar sert fırlattığı için pişmandı. Yine olsa yine yapardı yani.

Ona baktığım fark edince öksürüp kremi kucağıma attı.

"Gerisini sen sür."

Kremi alıp gülümsedim.

Pişman olduğunu biliyordum ama o bunu bildiğimi bilmiyordu. Onu tahmin ettiğinden daha iyi tanıyordum.

"Seni tanımasam Soo canım yandığı için üzüldüğünü düşünürdüm." Kafasını bana çevirmeden yola devam etti.

Üzüldüğünü biliyordum.

Üzüldüğünü biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arines |Kaisoo| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin